Ekrem kredi bulunca “alkış”, şehir hastanelerinde niye ki ‘satış’!
Şehir hastaneleri Körfez sermayesiyle desteklenecekmiş.
Yap İşlet Devret modeliyle büyük oranda Türkiye içinden müteahhitlere şehir hastaneleri yaptırıldı.
Şimdi yenileri yaptırılacak, ama bir tıkanma var!
O tıkanmayı aşmak üzere mevcut yapılmış şehir hastaneleri Körfez sermayesine işletmeleri devredilecek. Yerli müteahhitler de, yeni şehir hastanelerinin yapımı için sermaye edinmiş olacak.
Bizim solcularda bir afra, bir tafra ki; sormayın gitsin.
“Dışa bağımlılığın artacağı”nı söyleyenler mi dersiniz, “ödenen garantiler bizim vergilerimiz” diyenler mi dersiniz, “ne kadarı, ne süreliğine satılıyor, hangi hizmet satılıyor” diyen mi dersiniz.
Yakında “Türkiye’ye gelen Körfez sermayesinin kaynağı nedir, Körfez’de vergisi ödenmiş midir, İngiltere’de avantası yatırılmış mıdır, Amerika’dan rüşveti tahsil edilmiş midir, Almanya’nın komisyonu ödenmiş midir, Japonya’ya sus payı verilmiş midir?” diye sorularla devam edecekler de, şimdilik bu kadarına cesaret edemiyorlar.
Oysa olay çok net.
Ekrem İmamoğlu “metro için şu kadar milyar kredi bulduk” dediğinde bahsettiği para, nasıl ki Türkiye’nin kendi parası değilse.
Şu an yapılmış şehir hastanelerinden bazılarının işletmesi, özellikle petrol zengini Körfez ülkelerinden bazı işadamlarına satıldığında da, beş yıl on yıl neyse işletmeleri karşılığında peşin bir para hazineye yatırılması sağlandığında da.
Olan şu: Türkiye’ye yabancı yatırım geliyor
5-10 yıl; hastaneleri onlar işletecek, işletme süresi neyse tamamlandığında da, tekrar o hastaneler mülkiyeti zaten devlette idi, işletmesi de devlete geçecek.
Ekrem İmamoğlu, İngiltere’den kredi bulduğunda, ayağa kalkıp alkışlayanlar, “CHP’yi engellemek için krediye kefil olmuyorlar” diyerek siyasi iktidarı eleştirenler.
Ekrem İmamoğlu, üç tane işi kendi kaynaklarıyla yapsa, dört tane işi de krediyle yapmak istese. Siyasi iktidar da kefil olacak ama..
Adam her şeyi krediyle yapıp, kendi belediye kaynaklarını ise Tarkan’a konser verdirmek için harcadığı, Londra’daki Fetöcü hokkabazlara Fatih’in portresini satın alıyorum diyerek milyonlarca avro aktardığı ve kefil olma sınırını aştığı için siyasi iktidar da kefil olamıyor.
Kanun gereği kefil olamıyor. Çünkü merkezi yönetimin de belediyelerin borcuna kefil olma konusunda miktar sınırı var.
Hatta Kılıçdaroğlu’nun İngiltere’ye gidip 300 milyar $ buldum diye yaptığı açıklamaları hatırlayın. O tarihte Kılıçdaroğlu’nu alkışlayanlar.. Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun yapıp bitirdiği tek metro göstermeden, Büyükçekmece’ye metro götüreceğiz diye boyunu kat kat aşan projelere bulduğunu iddia ettiği krediler onay verilmeyince kıyameti kopartanlar..
Şehir hastaneleri için Körfez sermayesinin gelişine karşı çıkıyorlar.
Kılıçdaroğlu, “300 milyar $, yatırım için temiz para buldum” dediğinde, hem de dili mi sürçtü, yoksa gerçeği mi itiraf etti, “uyuşturucu baronlarının parası” dediğinde, küçücük bir açıklama isteğinde bulunmayanlar..
Şimdi Körfez sermayesini ahiret sorularına muhatap ediyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar $ yatırım parası buldum dediğinde, bunun gerçekliğine ben inanmıyorum ama..
Velev ki doğru söylüyor olsun.
Bugün şehir hastanelerinin Körfez sermayesi tarafından işletilmesine itiraz edenler o gün sordular mı: “Bu 300 milyar $ kimin parası? Neyin karşılığında gelecek? Neyimizi alıp götürecek?”
Bunu sormayanlar şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun metro projeleri için buldum dediği krediler için sormuyorlar: “Kredi hangi şartlarla önerildi. Faizi ne kadar. Kaç yıl için planlandı. Zamanında ödeme yapılmazsa nasıl tahsil edileceği öngörüldü?”
Onlarca yıldır yaptığı başarılı çalışmalarla tecrübesini ispat eden Ak Parti iktidarına şehir hastanelerinin işletmesinin satışı üzerinden ahiret sorusu soranlar..
Beceriksizliği herkesçe kabul edilen Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin bulduklarını iddia ettikleri yatırım paralarını/kredi borçlarını aynı sorularla masaya yatırmıyorlarsa, eleştirilerinde samimi olmadıklarını ispat ediyorlar demektir.
Kentsel dönüşümle “her yıl 20.000, 5 yılda 100.000 konut yapacağız” diye yola çıkan, ama beş yılda 2000 konutu bile yapamayan Ekrem İmamoğlu’nun bulduğunu söylediği krediye aldananlar..
22 yıldır Türkiye’yi yöneten ve her seçimi kazanan Ak Parti iktidarının tescillenmiş yatırım başarısını sorgulamaya kalkıyorlar.
Şehir hastanelerindeki emarından ultrason cihazlarına kadar, hemen her tahlili yapılabilmesi imkanlarına kadar her türlü teknik altyapı zenginliği için teşekkür etmesi gerekenler..
O şehir hastanesinin üç kilometrelik yolunu bile yapmaktan aciz Ekrem İmamoğlu’nun söylemlerine hâlâ kulak verip..
Yapılması planlanan yeni şehir hastanelerinin kaynağı olması için atılan adımlara itiraz ediyorlar.
Aslında bu ülkenin iyiliğini istemiyorlar.
Bu ülkenin insanlarının sağlığını istemiyorlar.
Koronayı geçtik, mevsimsel gribin bile şehirlerimizde yoğun bakım yataklarının %80’e yakınını doldurduğu gerçeği bile, onları bu karamsar algı operasyonlarından vazgeçiremiyor.
İstiyorlar ki bir grip bile Türkiye’yi esir alsın, insanlar toplu olarak ölsünler siyasi iktidara nefret iklimi oluşsun Tayyip Erdoğan’dan kurtulsunlar
Can Ataklı öyle demiyor muydu Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde; Tayyip Erdoğan yine kazanır. Tek bir ihtimal var büyük bir deprem, büyük bir salgın, büyük bir felaket demiyor muydu.
İşte bunların düşmanlıkları sağlıklı Türkiye’ye
Tabii afetlere karşı tedbirini almış Türkiye’ye.
İngiltere’nin tefecilerinin vereceği yüksek faizli parayı reddedip, Yap İşlet Devret modeliyle Türkiye’deki hizmet alanlarına sermaye akışını hızlandıran Türkiye’ye.