Dananın kuyruğu bugün kopuyor!
Dananın kuyruğunun kopacağı güne ulaştık..
Bu günler hiç gelmeyecekmiş gibi, o kadar rahat konuşuyorlardı ki..
Temel Karamollaoğlu özelinde hatırlatayım..
“Seçim tarihi bir açıklansın, cumhurbaşkanı adayını hemen belirleriz” ile başladılar..
“Erken açıklarsak, paçavraya çevirirler” ile devam ettiler..
Sonrasında ise, hiç bilinmedik bir isim açıklanacak diye beklenirken.. Açıklaya açıklaya, zaten 13 yıldır CHP’nin başındaki, girdiği her seçimi kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıkladılar..
“Bizimki altı parti olarak, sadece parlamenter sisteme geçiş sürecinde birlikte hareket etmek. Seçime birlikte girme diye bir çalışmamız yok. Zaten bunun için partinin Genel İdare Kurulu kararı gerekir” dediler..
Bunu Temel bey özelinde söylüyorum ama.
Millet İttifakı’na üye altı parti için de aynı hatırlatmayı yapabiliriz..
Sonra bir baktık, “alavere, dalavere, Kürt memet nöbete” deyişindeki gibi..
Genel İdare Kurulu kararı falan alınmadan..
6 parti, cumhurbaşkanı adaylığında tek isme mecbur bırakıldığı gibi..
Açıklandı ki, milletvekili seçiminde de ittifak yapıyorlar..
“O da açıklanalı birkaç gün oldu” diyebilirsiniz..
Haklısınız.
Şu an bir adım daha ileri geldiler..
Millet İttifakı içindeki İyi Parti ve DP dışındaki dört parti, seçimlere tek liste ile, burası işte çok önemli: CHP logosu altında girmeyi kabul ettiler..
Hey gidi hey..
2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde, Temel Karamollaoğlu, “AK Parti bize, kendi listelerinden seçime girmeyi dayatıyor. Bizim partimiz var. Partimizin logosu var. Biz başka partinin logosu altında seçime giremeyiz. Erbakan hocanın hatırı var” diyerek sırtını dönmüş, gitmiş CHP ile işbirliği yapmıştı.
Şimdi geldiğimiz noktada..
Saadet Partisi’nin hacı-hoca kimliğine sahip isimleri, bu ülkede onlarca yıl başörtü yasağına, Kur’an Kursu düşmanlığına imza atmış CHP’nin listesinden aday olacaklar..
“Olacaklar” dediysem, önümüzde artık bir süreç kalmadı.
Bugün oluyorlar..
Bugün milletvekili listeleri, Yüksek Seçim Kurulu’na veriliyor..
Dananın kuyruğu kopuyor..
Bunu da gördük ya..
Saadet Partisi’nin dindar isimlerinin, CHP listesinden, belki de ateist, başörtü yasakçılığında bugün dahi ısrar eden isimlerin altında, listelerde isimlerinin yazılmasına onay verdiklerini göreceğiz ya..
Ben de böylece, bir yaşıma daha basmış olacağım..
Düşünsenize..
CHP listesinde.. Birinci sırada yazılı olan isim, dindar insanları yobaz olarak nitelendiren birisi..
Altındaki isim ise, tam da “yobaz” diye hakaret edilenlerden birisi..
Listenin bir yerinde “Başörtü”ye “çul” diyen birisi..
Altında “başörtülü” bir hanım..
“Çok çeşitlilik” falan diye, bu tabloyu hiç kimse bize masum göstermeye çalışmasın..
1973 CHP-MSP koalisyonu ile falan ilgisi yok, bu işin..
Bu hem Saadet Partililer açısından intihar..
Hem de CHP’liler açısından intihar..
Tablonun diğer taraflarında ise, Gelecek ve DEVA partileri var.
Hatırlayın, Ahmet Davutoğlu partisini kurup, bazı ilçe kongrelerini yaparken ne demişti:
“Anadolu’ya çıkarım ve sadece ‘Esselamu Aleyküm’ derim, bütün Anadolu’yu ayağa kaldırırım.”
Haydi Davutoğlu, çık Anadolu’ya..
“Esselamu aleyküm” de bakalım.. Kaç kişi “aleykümselam” diyecek..
Sen de kimsenin sana cevap bile vermeyeceğini bildiğin için..
Logonu sildin.
Partini unuttun..
“Benim hayatım CHP zihniyeti ile mücadelede geçti” dediğin partinin listesinden, şimdi seçime giriyorsun..
Ya DEVA Partisi?
Onlar da, genel başkanlarının ağzından, daha bir ay önce, “Seçime kendi logomuzla gireceğiz” diye açıklama yapmışlar, salonda bulunan parti yöneticileri ayaklanmış, Ali Babacan’ı alkış tufanına tutmuşlardı..
Şimdi ne oldu?
Ne oldu da, DEVA silindi, çöpe atıldı..
Yerine CHP listesinden seçime giriliyor..
Tayyip Erdoğan karşısında kibirli..
CHP karşısında ezik mi ezikler..
AK Parti karşısında “ego” yarışına giriyorlar..
CHP karşısında ise, tevazuda rekor üstüne rekor kırıyorlar..
“Biz ayrı partileriz.. CHP içindeki şu isimle, bu isimle bizi sınava sokmayın. Biz olaylara aynı pencereden baksaydık, aynı partide olurduk” diyenler..
Karamollaoğlu.. Davutoğlu.. Babacan..
Hah işte o da oldu..
CHP’nin listesinden seçime girmeyi kabullendiniz.. Aynı partinin mensupları oluverdiniz..
Bugün milletvekili listeleri açıklanınca..
CHP’liler kıyameti kopartacaklar, “Bu üç partinin adamları ne doldu buraya” diye..
Üç partinin adayları, “Bize yazık değil mi, üstümüzdeki ateisti TBMM’ye taşımak için seçmenden oy isteyeceğiz. Belki de bize sıra gelmeyecek, ilk sıradaki ateist meclis’e girecek” diyerek, vicdan muhasebesine dalacak..
Şöyle düşünün:
Seçmensiniz.. Sandık başına geldiniz, önünüzde oy pusulası..
CHP listesine oy verseniz..
İçinde “gaylere, lezbiyenlere özgürlük” diyen de var..
“Ayasofya müze olsun, hatta Sultanahmet Camii de müze olsun” diyen de var..
“Gay’lik Allah’ın haram kıldığı eylemdir, toplum gündeminden çıkartmamız lazım” diyen de var.
“İstanbul Sözleşmesi’ne bir haftada geri döneceğiz. Bu kırmızı çizgimizdir” diyen de var.
“İstanbul Sözleşmesi ailenin intiharıdır. AK Parti’nin en büyük günahlarından (Şimdi o günahtan AK Parti döndüğü de bir gerçek)birisidir” diyen de var.
“Seccadeye ayakkabı ile basan” da var..
“Seccadeyi gözyaşı ile sulayan” da var..
“6284 kutsalımızdır” diyen de var..
“6284 ailenin sonu olmuştur” diyen de var..
Aynı listede..
Şeytan gibiler de var..
Melek gibiler de var..
Sadece CHP’iler açısından değil, dananın kuyruğunun kopması..
İttifaktaki diğer üç partinin adayları için de, yolun sonu geldi..
“Altılı masa.. Parlamenter sistem.. Cumhurbaşkanlığı sisteminin yanlışları.. Bunlar güzel oyalanma sebepleri idi.. Ama ben seçmenden, kendime nasıl oy isteyeceğim.. Hangi yüzle isteyeceğim. Benim üstümde, benim partimi iki defa kapattıran, Hocamı cezaevine koydurmak için didinen, Anayasa Mahkemesi’nin kapısından ayrılmayan adamlar, benim üstümdeki sırada varken.. Ben kendime nasıl oy isteyeceğim” muhasebesi ile karşı karşıya kalacaklar..
Dananın kuyruğu kopuyor..
Kuyruk bir şey değil.. Dana da kim vurduya gidecek, işin kötüsü o!
