• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Anayasa Mahkemesi Bakkal Kâzım gibi çalışıyor!

31 Mayıs 2014
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Hükümetten şeffalık isteyenler.. Siyasi iktidarın her konuyu, gizli bilgileri bile halkın önünde tartışması gerektiğini, söyleyenler.

Bu güzel taleplerini.. Bir de Anayasa Mahkemesi’nden isteseler.. Bir de bu aklı, Anayasa Mahkemesi’ne verseler.

İtirazım neye?

Anayasa Mahkemesi’ndeki “Bakkal Kazım” usulü kararlara..

Başkan açıklama yapıyor, “Toplantı yaptık. Karar verdik. Çıktık.. Baktık İdare Mahkemesi de karar vermiş. Kararımızı açıklamadık!”’

Dalga mı geçiyorsunuz siz?

Mahkeme misiniz, yoksa onun bunun durumuna göre karar alan, kararını oraya buraya göre açıklayan-açıklamayan uyanık tüccar  mı?

“Bireysel başvuru usulü, Türkiye’nin gündemine daha yeni girdi. Biraz acemilik çekiyorlar” dedik. Fazla üzerine gitmedik.

Ama her geçen gün..

İyiye gideceklerine, kötüye gidiyorlar..

Verdikleri her yeni kararda, benzer ayak oyunları ortaya çıkıyor..

Bunun son örneği, Youtube kararı.

Aslında karar, önceki akşam internette yer almıştı.

Dünkü yazımda, şöyle bir değinmek istedim. 

Ama baktım ki, ortada hiçbir ayrıntı yok..

Ne gerekçe.. Ne hangi dairenin karar verdiği.. Ne oybirliği mi, oy çokluğu mu olduğu..

“Bu şartlarda yapılacak değerlendirmeler, işkembeden atmasyon olur” dedim. 

Yorumda bulunmadım.

Dün ayrıntılar birer ikişer gelmeye başladı.

Meğerse bu sefer, Anayasa Mahkemesi’nin dairesi değil, Genel Kurul vermiş kararı..

Haydaaa...

Hani kanun, bireysel başvuruların Anayasa Mahkemesi’ndeki iki daire halinde çalışan bölümlerde inceleneceğini  öngörüyordu..

Genel Kurul nerden çıktı? (Bana göre, kanundaki iki daire halinde çalışmak, aslında Anayasa’ya aykırı. Çünkü Anayasa, bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesi tarafından inceleneceğini belirtiyor. Anayasa Mahkemesi’nin içinde oluşturulacak dairelerin karar vereceğini belirtmiyor. Dolayısı ile, aslında bugüne kadar dairelerin verdikleri kararların tamamını, ilgili idari birimler çöpe atsalar, hiç de yanlış bir şey yapmış olmazlar.. Ama bu benim görüşüm. Bugüne kadarki uygulama ise, buna tam ters yönde.)

Evet, önceki güne kadar hep daireler karar verirken, şimdi bu işe Genel Kurul niye el attı?

Bir kılıf hazırlamışlar..

Ama kılıfları kanunda değil.. İçtüzükte..

Kanun, 50. maddesinde, “Komisyonlar arasındaki içtihat farklılıkları, bağlı oldukları bölümler; bölümler arasındaki içtihat farklılıkları ise Genel Kurul tarafından karara bağlanır” derken..

İçtüzük ise, kanuna aykırı olarak,  28. maddesinde “Bölümlerden birinin görülmekte olan bir başvuruya ilişkin olarak vereceği karar, bölümlerin önceden vermiş olduğu bir kararla çelişecekse ya da konunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görülürse ilgili bölüm dosyadan el çekebilir. Bölüm başkanı başvuruyu Genel Kurul önüne götürmek üzere başkana iletir” diyor..

İşe bakın.

Kanun sadece “İçtihat farklılığı olursa dosyayı genel kurula götürürsünüz” derken.

İçtüzük, daha içtihat farklılığı ortaya çıkmadan... Karar verilmeden.. Dosyanın Genel Kurula götürülebileceğini öngörüyor..

Böylece pazarlıklar başlıyor.. Karar verilmeden, kararlar alınmış gibi yapılıyor.. Alınacak kararlar dikte ediliyor.. Bir üst el, her şeyi kotarıyor..

“Biz sizi izliyoruz. Farklı karar vermek yok. Farklı karar verme teşebbüsünde bulunmak yok. Böyle bir şey sezinlersek, hemen dosyayı elinizden alır, Genel Kurul’un önüne koyarız” deniliyor..

Ve Youtube kararında aynen bu yapılıyor..

Diyeceksiniz ki..

“İyi de, zaten karar 14’e iki oyla alınmış. İki oyla, zaten dairede de, farklı bir karar çıkamazdı ki!”

Bu öngörü, her şeyin normal yürüdüğü ihtimalde doğrudur..

Ama, Anayasa’yı hiç takmayan bir mahkeme varsa.. Kanuna aykırı içtüzük çıkartan bir mahkeme söz konusu ise..

Dairedeki üyelerin de, özgür iradeleri ile oy kullanma imkanı olduğu, söylenebilir mi?

Resmen, sulta kurmuşlar..

İstediklerini dairede, istediklerini genel kurulda bitiriyorlar..

Kural mural hiçbir şey takmıyorlar..

Biraz daha delillendireyim, o sultayı:

Anayasa Mahkemesi kendi internet sitesinden Youtube kararı ile ilgili açıklama yapıyor: “Birinci Bölümün aynı tarihli gündeminde yer alan .. sayılı dosya Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurul’a sevk edilmiş, Genel Kurulca 29/5/2014 tarihinde yapılan görüşme neticesinde ... karar verilmiştir. Gerekçeli kararın yayımı ve ilgililere bildirimi redaksiyon işleminin tamamlanmasından sonra yapılacaktır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 29/5/2014”

El insaf yani..

Çarşamba günü dairenin görüştüğü dosyada karara varılamıyor. “Genel Kurul’a verelim” deniyor.

Genel Kurul da sanki onları bekliyormuş gibi, hemen Perşembe günü, hop kararı basıyor.. Nerde Genel Kurul üyelerinin dosyayı incelemeleri.. Nerde rapor almak? Nerde iddiayı, savunmayı irdelemek? 

Hepsini Bakkal Kazım yapmış olmalı..

Genel Kurul’a da, “kaldır elleri, indir elleri” ile kararı basmak kalmış!

Bir de demiyorlar mı, “Gerekçeli karar, redaksiyon sonrası yayınlanacak!”

Yani karar da hazırmış!

İyi de Perşembe günü tombaladan çıkan kararla toplandınız. Perşembe günü karar verdiniz.. Bari gerekçeyi hazırlamak için birkaç gün geçsin. Hangi dakika, hangi saniyede gerekçeli kararı yazdınız da, redaktesinden bahsediyorsunuz?

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23