• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Akben
Ali Akben
TÜM YAZILARI

Kanunla korunmak nereye kadar?

18 Eylül 2022
A


Ali Akben İletişim:

Kanunla insan korumak, bu garabetin daha ne kadar süreceği cennet vatanımızda hâlâ meçhul.

Değerli dostlar izlerin birbirine karıştığı, hadsizliğin ve çapsızlığın ayyuka çıkarak insan sabrını iyice taşırdığı günümüzde nerede ise her şey tartışılırken iki konu hâlâ yasaklı ve yaklaşanı ürkütüp korkuttuğu yetmezmiş gibi cıss diye de yakıyor.

6284 ve 5816 sayılı kanunlardan bahsetmek istiyorum.

6284 sayılı yasa çıkarıldığı günden bugüne yüzlerce hanım kardeşimizin öldürülmesinden de anlıyoruz ki, 6284 yasası ile hanımların korunması şöyle dursun can güvenlikleri daha tehlikeli hal almış durumda.

Kadınlarımızı koruyalım derken kanunla can almanın önü bilerek açılmaz. Ancak durum bu ve 6284 kanunu yangına benzin döküyorsa ki, bana göre döküyor o zaman niçin yol yakınken daha fazla kadın kurban etmeden bu fecaat önlenemiyor!?

Evlilik kurumu karşılıklı sevgi saygı ve güvenle birlikte sağlamlaşır ve zamanla etrafını kuşatan muhabbet zırhı öyle bir koruma yapar ki, bırakın ufak tefek gerginlikleri topla tüfekle bile yıkılamaz.

Günümüz insanını evlilikten soğutan ve gayrı meşru yaşamaya doğru iten yuva yıkıcı bu kanunu bir an önce yürürlükten kaldırmak gerekirken, iktidar ve muhalefet söz birliği edilmişçesine yeni cinayetlere adeta zemin hazırlıyorlar.

Geçenlerde 6284 mağduru bir hastamdan işittiklerim bu makaleyi yazmama sebep oldu.

Ev hali ceviz kabuğunu doldurmaz bir tartışmanın fitili ile alevlenen gerginlik uzayınca, 20 yıllık eşin ihbar edilmesi ile kısa bir süre sonra evin zili çalıyor.

Gelen iki polis memuru beyefendiyi karakola götürüyor ifade ve işlemlerden sonra evden uzaklaştırılıp, elektronik kelepçe ile evine girmesi yasaklanıyor.

İş yeri evinin bitişiğinde olduğundan kelepçeli vatandaş ister istemez evden uzaklaştırılma yasağına uyum sorunu yaşıyor.

Yasak dolayısı ile çocuklarını görememesi ve sürecin uzaması ile sağlığının bozulması nedeni ile muayene olmak için geldiğini ifade edince hem acıdım hem üzüldüm hem de kadın cinayetlerinin bu kadar artmasının sebebinin bu travma ve stres olduğuna kanaat getirdim.

Evet dostlar benzer sayısız örnekler olduğuna inananlardanım. 

Kanunla kadın korunmaz.

Evlilik kanun gücü ile devam ettirilemez.

Yuvanın sıcaklığı; karşılıklı sevgi saygı, sabır sebat ve özveri ile sağlanmadığı sürece yuvalar patır patır yıkılır mahkemeler boşanma davaları ile dolar taşar.

5816 sayılı yasaya gelince, 25 Temmuz 1951 yılında merhum Menderes döneminde çıkarılan bu yasanın asıl amacının İnönü’nün milli şef tek adamlığına karşı olduğunu biliyoruz.

Dünyanın fezaya gittiği yasakçılığın her türlüsünün itibar görmediği bir dünyada bu yasa ile Atatürk’ü korumanın gülünç ve bir o kadar da Atatürk’e saygısızlık olduğunu düşünüyorum.

Atatürk ne yaptı ki, onu kanunla korumak zorunda kalıyoruz.

TOKİ

Hükûmetimiz daha fazla gecikmeden sosyal devlet olma ilkesinin icabı olan icraatı ile bir kere daha vatandaşına bana güvenin dedi. Alım gücü yuva edinmeye yetmeyen yüzbinlerce insanımız Cumhuriyet tarihimizin en büyük ve en kapsamlı sosyal konut projesi sayesinde ev sahibi olacak.

Hem de öyle bir eve sahip olacak ki, alt yapısı tamamlanmış iç dizaynı oturmaya müsait ve mahalle konseptinde; camisi, marketi, sosyal donatısı ile her şey devletimiz tarafından düşünülmüş.

Yapandan edenden Allah razı olsun.

Ancak sosyal medya, görüntülü ve yazılı basında, ses getiren bu devasa proje ile ilgili yorumlara baktığımda sükutu hayale uğradığımı itiraf etmeliyim.

Aman Allah’ım yazılanları çizilenleri görünce muhalefet etmenin şerefi, edenlerin de şereflisini nasip et demekten kendimi alamadım.

Bu kadar savrulmanın aklı başında zannettiğimiz insanların ağzından veya kaleminden çıktığını görünce, millet olarak neden bir türlü iflah olmadığımızı anladım.

Bu kafaya sahip sureti insanların ıslahı, benim penceremden gördüğüm kadarı ile pek mümkün değil.

Muhalefet etmek demek, her şeye ama her şeye bodoslama karşı olmak demek olmamalı.

İktidar olmak yıpratıcı olduğu için muktedirlerin yıpranması doğaldır.

Çünkü haklı haksız bir sürü beklenti ile karşı karşıya olmak, seçim süreçlerinde vatandaşa verilen vaatleri yerine getirmek için gece gündüz çalışmayı gerektirir.

İdare edenler de insan ve Orhan Babanın dediği gibi “hatasız kul olmaz”.

Çevre Bakanımız son birkaç gündür proje ile ilgili akla hayale gelmeyecek abuk sabuk tüm sorulara, içtenlikle açık ve net cevaplar vermesine rağmen niyeti üzüm yemek olmayan art niyetli bağcı dövücülerin hezeyanları, yalan dolanları sosyal medya pazarında TT yapılarak keriz avına böyle önemli bir projede de çıkılmasını hiç mi hiç samimi bulmuyorum.

Durum bu maalesef.

Bekleyeceğiz ve proje kapsamında yapılan evler hak sahiplerine dağıtılacağı güne kadar da projenin takipçisi olacağız.

Tıpkı Atatürk Kültür Merkezinin (AKM) tadilat sürecinde yalan tüccarlarının piyasaya sürdüğü yalanlarda beklediğimiz gibi.

AKM açılış töreninde gördükleri karşısında yüzleri kızarmayanlar belki bu devasa projenin açılışında yüzleri kızarır.

Durum bu maalesef.

Ne diyelim.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ömer

Batıdan gelen kanunlar bize uymaz hele bahsedilen uzaklaştırma cezası dediğiniz gibi ters tepiyor . Kadını koruyayım derken facialar oluyor olmaz . Bir beyan ile o da doğru mu yalan mı belli değil kocası perişan ediliyor . Gururu zedeleniyor kimsenin yüzüne bakamıyor . Çare İslami eğitim ve Allah korkusu .

Mustafa

Ailemizin doktoru Ali abi pazar günlerini iple çekiyorum. Yazılarını okuyorum hem yeni şeyler öğrenmek istiyorum hem de büyük tad alıyorum. Ali yine önemli hususlardan söz etmişsin. Hele 6284 çok rezalet. Bir yakınımın da başına geldi. Polisler şahsi eşyasını almasına fırsat vermeden evinden attılar. Perişan oldu
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23