• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Akif Bedir
Akif Bedir
Akif Bedir
TÜM YAZILARI

İçine şeytan kaçmış ilişkiler 

12 Nisan 2023
A


Akif Bedir İletişim: [email protected]

 

14 Mayıs seçimleri, Türkiye için bir dönüm noktası ve bundan dolayı da bir beka seçimi. ABD, AB, NATO tüm emperyalist ortaklıkların gözleri, karanlık elleri Türkiye’de yapılacak seçimlerinde. 

Ne kadar gayri milli unsur varsa hepsi bir arada. Kimi ihanet, kimi cehalet içinde hep beraberce ülkeyi uçurumdan yuvarlamanın hesaplarını yapıyor.  

Prangalarından kurtularak yeniden dirilme, var olma mücadelesi veren ülkemi içeriden ve dışarıdan yıkmaya çalışan güçler ile ülkemdeki sicili kabarıklar, şehide küfredenler, dolandırıcılar, PKK leşi müdavimleri, Apo hayranları, Mehmetçik’e çocuk katili diyenler ve daha niceleri aynı safta, Erdoğan düşmanlığı safında hemhal durumda. 

Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü pazarlık konusu yapılıyor, Cumhuriyetin yüz yıllık geçmişi ile hesaplaşma hayalleri kuruluyor.  

İçeriden işbirlikçileriyle, beynini batıya satmış uşaklarıyla, dışarıdan piyonlarıyla, köpekleriyle saldırıyorlar. Tüm mazlumların ana kucağı ve şefkat ocağı ülkemi zayıflatmak, bölmek, parçalamak ve sonunda da yutarak Haçın Hilali yok etmesi için uyumuyorlar.  

Durmuyorlar. 

1000 yıldır durmadıkları gibi yine durmuyorlar!  

Haçla Hilal’in, Batı’yla Doğu’nun, imanla inkârın savaşıdır yaşananlar.  

Hak ile Batılın kavgasıdır bu kavga.  

Kılıçdaroğlu omurgasında kurgulanan derin “Haçlı projesi” ile “büyük Türkiye” diyen, küresel aktör Tayyip Erdoğan arasında seçim yapılacak. 

Yüz yıllardır bizleri Anadolu topraklarından atma ve İslam’ı yok etme hayalleri peşinde olan ve bugün müttefikimiz olduğunu iddia eden emperyal güçler ülkemizdeki iş birlikçileri aracılığı ile Erdoğan düşmanlığı yapıyorlar. 

İddiaları büyük, hem de çok büyük olan, ülkeyi yönetmeye talip Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi Cumhur karşıtlığı adına sığınmacı oldular. Yüksek Seçim Kurulu’na liste veremediler. Seçime kendi isim ve logoları ile giremeyecekler. 

Aslında ortada gerçek bir ittifak da yok. Akşener’in itiraf ettiği gibi proje bazlı bir birliktelik söz konusu. Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen ancak toplumda karşılığı yüzde iki etmeyen partilere verilmiş siyasi bir rüşvet var.  

Matruşka misali ittifak içinde ittifak arayan, CHP’ye payanda olmuş sığınmacıların Erdoğan’a düşmanlık adına gözlerine perde inmiş. FETÖ’cülerle, teröristlerle kol kola girelim ama Erdoğan gitsin diyorlar. 

Ömrü CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçen, milliyetçi muhafazakâr insanlar geçmişlerini, siyasi mücadelelerini, varlık sebeplerini, bir kenara itecek ve CHP bayrağı altında varlık mücadelesi verecekler. 

AK Parti’de Erdoğan’ın gölgesinde siyaset yapmanın konforunu yaşayan, kişisel siyasi hırsları yüzünden yok oluş noktasına yürüyüp, siyasetin gerçekleri ile yüzleşince Kılıçdaroğlu’na sığınan sığınmacılara soruyorum: 

Avrupa yerel yönetimler şartını mutlaka uygulayacağız diyen, Suriye’nin kuzeyinde PKK devletine “evet” diyen, Demirtaş, Apo serbest bırakılmalı, yurt dışındaki şakirtler geri dönmeli diyen Kılıçdaroğlu’na payanda olmayı vicdanınız nasıl kabul ediyor?  

Neden PKK, FETÖ, DHKP-C terör örgütleri hepsi aynı anda sizin masayı destekliyor? 

Neden PKK’lı teröristler dağlardan her gün mesajlar gönderip, Cumhur İttifakına karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nu veya 7’li masayı desteklememiz lazım diyor.  

Bir yandan terör örgütlerine açıktan destek veren, diğer yandan da ekonomik saldırılar düzenleyerek Türkiye’yi ekonomik olarak çökertme hamlesi yapan emperyal güçlerin maşası olmayı nasıl kabullenebiliyorsunuz?    

Sayın, Selçuk Özdağ, Koray Aydın özelinde milliyetçi ve muhafazakâr diğerleri… 

Yargıyı FETÖ’ye teslim etmekle suçlanan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “PKK terör örgütü değildir” diyen Türkan Elçi, “KHK’lıların dosyasını yeniden ele alacağız” diyen Gülizar Biçer Karaca, FETÖ ağzıyla konuşan Mustafa Yeneroğlu gibi siyasi karaktersizlerle aynı listede yer almak vicdanınızı yaralamıyor mu? 

Türk askerinin fotoğraflarını paylaşarak “Çocuk katili” göndermesi yapan Hacer Foggo ile Şehit yakınına ağza alınmayacak küfürler eden Lütfü Türkkan ile LGBT destekçisi Bahadır Erdem ile şehit cenazesinde eline telefonu alarak selfiler çeken Aylin Cesur ile müttefik addedilip kişisel ikbal peşinde koşmayı vicdanın nasıl kabul ediyor? 

Yavuz Ağıralioğlu gibi ilkeli bir duruş sergileyip, özünüze dönmeyi düşünmüyor musunuz?  

Unutulmayınız ki, Cumhur İttifakı kazanırsa Türkiye kazanacak, Türk-İslam Dünyası kazanacak, mazlum milletler, sömürülen devletler kazanacaktır. Kaybederse Türkiye kaybedecek, Türk-İslam Dünyası kaybedecek, dünya kaybedecektir.  

Dolayısıyla söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyerek milli duruşunu ortaya koyacak milletimin her ferdine önemli görevler ve sorumluluklar düşmektedir. 

Ülkemize ve geleceğimize sahip çıkmalıyız. Bize düşen tüm çıplaklığı ile bu hakikatleri bilip devletin bekası için var gücümüzle destek olmaktır, nokta. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

çamlı

başına suriyeli kadar tas düşesice, partiniz ittifakınız pkk lı fetanyoholu doldurulmuş sen suriyeli müslümanlarla ugraş

İslamcı Genç

LGBT ve eşcinsellik suç ilan edilsin bunları hapse atın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23