• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Akif Bedir
Akif Bedir
Akif Bedir
TÜM YAZILARI

Genetik İslam düşmanlığı 

09 Ağustos 2023
A


Akif Bedir İletişim: [email protected]

Avrupa’da son dönemde Kur’an’a yönelik saldırılar artarak devam ediyor.  

İslam karşıtı pankart açıp, İslam’a ve Müslümana hakaret içeren sloganlarla saldıranların yetkili makamlardan izin alarak ve polis korumasında provokasyonlarına izin veriliyor. 

En uç farklılıkları dahi zenginlik olarak görmek gerektiğini savunan Avrupa, iki milyar Müslümanın kutsalına pervasızca saldırılmasına izin verirken, bu alçaklığı “ifade özgürlüğü” ambalajıyla olağanlaştırmaya çalışıyor.   

İfade özgürlüğü kahpeliğine sığınarak insanların akılları ve inançlarıyla alay ediliyor.  

Avrupa İslam’ın kutsallarına saldırıya yasal kılıf takarak bu aşağılık suçu onaylıyor ve ortak oluyor.  

Yasal olarak izinli, polis kalkanı ve koruması altında meydana gelen bu menfur saldırılar haçlı Avrupa’nın sistematik ve bilinçli politikasının ürünüdür.  

Bu saldırılar Batı’da habis bir ur misali hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleridir. 

Hollanda’da, İsveç’te Kur’an yakılması, Norveç’te Kur’an’ın yırtılması ve Almanya’da cami saldırıları, soğuk savaşın bitiminden sonra en yetkili ağızlardan “İslâm’ın yeni düşman” olarak ilanı ile belirlenen hedefe yapılan alçakça saldırılardır. 

Hatta İsveç polisi bu aşağılık ve sefil provokatörlere engel olmak yerine, Kur’an’ı korumaya çalışan Müslümanları darp ederek bu provokasyona sadece seyirci kalmamış ortak da olmuş ve Kur’an’ın yakılmasını protesto eden Müslümanlara “Yahudi düşmanlığı” gerekçesiyle soruşturma başlatmıştır. 

İki milyar Müslüman’ın inandığı Kur’an’a saygısızlık yapmak fikir özgürlüğü değil İslam ve Müslüman düşmanlığıdır. Bunlar, İslam düşmanlığından beslenen nefret suçlarıdır. 

Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde insanların kutsallarına yönelik saldırılar düşünce hürriyeti olarak nitelenemez.  

İsveç, Hollanda ve Danimarka’da Kur’an’ın yakılması, Almanya’da camilere yapılan saldırılar Avrupa tarihindeki çirkin geleneklerden karanlık bir perdedir

Haçlı saldırıları bitmiş olabilir ama Haçlı zihniyeti bitmedi. Bugün Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara karşı yapılan saldırılara ve ırkçı muameleye bakınca da bitecek gibi görünmüyor.  

Avrupalının İslam, Müslüman ve Kur’an düşmanlığı genetiktir. Bu olaylar Müslümanlara yönelik yeni bir baskı, yıldırma, sindirme operasyonlarıdır. 

Bu olaylarda şahıslar ve sahne değişse de Kur’an ve Hz. Peygamber karşıtlığında somutlaşan İslam düşmanlığı senaryosu hemen hiç değişmeyip post-modern versiyonlarıyla tekerrür ettiriliyor.  

Kur’an’ın yakılmasına izin veren İsveç’in Tevrat’ın yakılmasına izin vermediği gerçeği Avrupa’nın derin İslâm düşmanlığının ve karanlık ruhunun deşifresidir. Avrupa’da Haçlı zihniyeti hâlâ canlı ve saklı. 

Müslümanların kutsallarını, ibadet mekânlarını hatta evlerini ve iş yerlerini hedef alan ırkçı saldırı ve tecavüzler günden güne artmaktadır. Bu düşmanca tutum Müslümanlara yönelik fiziki şiddet, hakaret ve psikolojik baskılar olarak tezahür etmektedir.  

En tabii insan haklarını hiçe sayarak kılık-kıyafet, ibadet ve inanç özgürlüğü alanında kısıtlamalar, dini-kültürel kurumlara, kutsal değer ve mekânlara yönelik saldırılara dönüşmektedir.  

Avrupa’da yükselen değer olarak görülen İslam gerçeği de bir başka sebep. Avrupalılar İslâm’a yönelişi önleyemedikleri için korkuyorlar. O yüzden İslâm düşmanlığı cilalanıyor. O yüzden Kur’an, İslam ve Müslüman hedefte.  

Fakat İslam dünyası tepkisiz, susmuş avanak avanak seyri temaşa ediyor. 

Müslümanların kendi aralarındaki dağınıklık ve tefrika, İslam düşmanlarının pervasızca hareket etmesinin sebebidir.  

İslam toplumları kendi aralarında güçlü bir birliktelik ve dayanışma sağlamadığı için bunlar bu kadar şımarık. 

İslam âleminin tekmil ruhuyla, vicdanıyla bağlı olduğu bir makam, “hilafet” makamı olmadığı için Müslüman milletler darmaduman halde.   

Siyasi ve dini manada bütünlük sağlanamadığı için İslam dünyası, emperyalistlerin tahakkümünde. 

Bu olaylar karşısında sadece Fas hükümeti, Stockholm Büyükelçisi’ni süresiz geri çağırarak tepkisini ortaya koydu.  

Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Kur’an-ı Kerim yakılmasını sert bir şekilde kınayarak, İslam dünyasındaki hükümetlere, kararlı bir tutum sergilenmesi ve İslam ümmetinin kutsallarının korunması çağrısında bulundu. 

57 İslam ülkesi niye İsveç, Hollanda ve Danimarka büyükelçilerini kapı dışarı etmiyor?  

Niye bu devletlerin şirketlerinin ülkeye girişini yasaklanmıyor? Bu ülkelerle ticari ilişkiler niye askıya alınmıyor. 

Müslümanım diyen, cennet özlemi çekip göbek büyüten, duyarsız, gamsız hormonlu Müslümanlar Avrupa’ya akıttıkları milyar dolarları niye durdurmuyor? Sponsorluklarını niye askıya almıyor, ticaretlerini niye durdurmuyorlar? 

Hatta bu alçaklardan iki tanesinin kafasına sıktırıp leşlerini sokağa atarak uykularını kaçırıp haddinizi bilin demiyorlar. 

İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, İsveç’te bulunan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin büyükelçileriyle yaptığı toplantı sonrasında dalga geçer gibi “Bundan sonra görevinin büyük bir bölümünü İslam ülkeleriyle ilişikleri geliştirmeye ayıracağını” söylüyor. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yasemin yanıttır Yaver yorumcuya

Kur'an Azimüşşan'ınımıza imanlı kişi tek cümle ettirmez

Yaver

Sn yazar koskoca ülkede delinin biri çıkıyor bu pervasizligi yaparken etrafta üç beş kişi destek veriyor .bunları TV Ler haber bile yapmaması gerekir .kendi ulkemizde din ve ahlak kurallarini İslam'ın caydırıcı kurallarını uygulamiyoruz bireyler olarak lakin birisi Kur'an'ı Kerim e en ufak birşey diyeni topa tutuyoruz .ben İslam'ı bilmem etmem uygulamam ama lafta dedirtmem gibi oluyor ülkemizde .Her türlü ahlaksizligi yapan bir şarkıcı türkücü bile konu din kitap oluncca ortalığa ahkam kesiyor
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23