• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Akif Bedir
Akif Bedir
Akif Bedir
TÜM YAZILARI

Erdoğan düşmanlarına ithafen

16 Kasım 2022
A


Akif Bedir İletişim: [email protected]

Batı medyasında projektörler Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki konumuna çevrildi.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta üstlendiği rol ile takdir toplayan Erdoğan, dünya basınının manşetlerini süslemeye devam ediyor. 

Yorumsuz…

ABD’de ünlü The Wall Street Journal’da çıkan bir haber yorumda “Erdoğan’ın bir bölgesel oyun kurucu olarak Türkiye’nin rolünü genişlettiğini” yazdı.

The Wall Street Journal, “Erdoğan’ın Putin’le düzenli bir şekilde görüşebilen bir iki dünya liderinden biri olduğunu ve yaptırımlara rağmen ticaretini artırdığını” yazıyor. 

İngiliz Financial Times “Erdoğan, çatışmada barış yapıcısı rolüne soyunarak, Rusya’yı Türkiye’ye bağımlı hale getirdiği” şeklinde.

İngiltere merkezli Telegraph gazetesi, “Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşta kazanan tarafın Türkiye olduğunu” yazdı. Telegraph, “Rusya’nın savaş nedeniyle yarattığı boşluğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doldurduğunu” belirtti.

Erdoğan’ın iki ülke arasında esirlerin takası ve tahıl ihracatı konularında aktör olarak öne çıktığı” kaydedildi.

Yapılan analizde “Rusya’nın Avrupa ve Orta Asya’daki etkisinin zedelenmesiyle Erdoğan, boşluğu doldurmak için harekete geçti” denildi. 

Erdoğan’ın, “Osmanlı Devleti’nin gücüne, bölgesel hâkimiyetine ve İslami değerlerine duyduğu hayranlığı gizlemediği, bu adımları takip edecek gibi göründüğü” vurgulandı.

Söz konusu analizde, “Erdoğan istediğini elde etmek için her iki tarafla da ilişkisini ustalıkla sürdürdü. Bir yandan Türkiye, düzinelerce gelişmiş Bayraktar TB-2 saldırı aracını yakın ortağı Kiev’e gönderdi. Öte yandan, Rusya’ya yaptırım uygulamayı reddetti” tespitine yer verildi.

Putin’i tekrar hizaya sokmak için Erdoğan’ın bir telefonu yetti” denilen yazıda “Putin’in askerleri ilerleme kaydedemiyor, mağlubiyetlerle karşılaşıyor. Bir başka imparatorluk ise yükselişte ve etki olarak öne çıkıyor” tespiti yapılıyor.

 İsrail’in en eski gazetesi Haaretz, yayınladığı bir makalede “Erdoğan’ın Rusya, Ukrayna Savaşı’nda ne Ukrayna ne de Rusya ile bağlarını koparmadan iki ülke arasında yürütmesi çok zor bir denge politikası izlediğini” belirtiyor.

Yazıda “Türkiye, Ukrayna’ya Bayraktar TB2 SİHA sistemleri sattı. Bu SİHA’lar, Rus birliklerine karşı aktif olarak kullanıldı.”

Türkiye ayrıca Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uygulamaya koydu ve NATO müttefiklerini tatmin etti. Rusya ile yakın ilişkileri sebebiyle Türk diplomasisi, Batılı müttefiklerini rahatlattı“ denildi.

ABD’nin seçkin düşünce kuruluşlarından Carnegie Endowment “Ankara Moskova ilişkisinde dengenin Türkiye lehine değiştiği” yönünde.

Birleşik Krallığın prestijli siyaset-kültür dergilerinden “The Spectator”da “Türkiye’nin manevra alanı genişliyor, savaşının gerçek galibi Türkiye” başlıklı yazısı bir başka tespit.

Şarku’l Avsat’ın National Interest dergisinden aktardığı analize göre, “Türkiye’nin Rusya ile Batı arasındaki duruşu, Erdoğan’ın çok kutuplu bir dünyaya geçişte ülkeyi ‘büyük bir güç olmasa bile’ vazgeçilmez bir güç olduğunu” yazıyor. 

Verdiğimiz örnekleri artırmak mümkün. Söz konusu yayınlarda Türkiye’nin bölgesel profilinin yükseldiği, savaşın kazananı olduğu yönündeki ortak kanaat. 

Dış basının yayınlarından çıkan gerçekler şöyle sırlanabilir:

1- Rusya Avrupa’ya gaz ihracatı keskin bir şekilde azalttı, buradan doğan boşluğu son yıllarda gaz üretiminde artış kaydeden ABD doldurmaya çalışıyor.

2- Kriz ABD dolarını güçlendirdi. ABD’nin son yirmi yılda yarattığı/kışkırttığı tüm jeopolitik krizler, para birimi doları hep güçlendirdi. 

3- Kriz, Rusya ile Rusya’nın en büyük ticaret ortağı olan AB arasındaki ikili ticareti kesintiye uğrattı. 

4- Avrupa ülkeleri arasında kıtanın güvenliği konusunda büyük bir endişe oluştu, bu durum NATO’ya, nihayetinde ABD’ye olan bağımlılıklarını artırdı.

5- Avrupa’nın son zamanlarda Amerika’dan uzaklaşma ve kendi ayakları üzerinde durma çabalarının önüne geçildi.

6- Çok zayıflamış olan NATO tekrar güçlendi.

7- Savaşın kazananı savaşı kazanç kapısı olarak gören Batılı silah şirketleri oldu. Özellikle Demir Perde ülkeleri, ellerindeki eski teknoloji silahları Ukrayna’ya “yardım” adı altında gönderdi. Bunların yerine yeni silah alımına gitti.

8- Avrupa, Doğal gazdan Rusya’ya bağlı olduğundan ekonomisi ve sanayi oldukça zarar gördü. 

9- Bu savaşın en büyük kazananı ise Türkiye ve Erdoğan oldu.

Yapılan yorumlarda beliren ana tema, ekonomik yaptırımlara katılmayan Erdoğan’ın, bölgesel güç olarak Türkiye’nin rolünü genişlettiği, Türkiye’nin Rusya için artık Batı’ya dönük tek çıkış kapısı haline geldiği, Türkiye ile Rusya arasındaki ticarette büyük bir sıçramanın yaşandığı…

Bu durumun Rusya’yı artan ölçüde Türkiye’ye mahkûm ettiği, bu çerçevede Erdoğan ile Putin arasındaki şahsi ilişkinin daha da önem kazandığı, bu ilişkide Türk tarafının pazarlık kartlarının çoğaldığı şeklinde.

Tüm dünya Erdoğan’ın uluslararası diplomaside yıldızlaştığını ikrar ederken içimizdeki angutlar hâlâ aptalca kin kusmaya, düşmanlığa, barbarlığa devam ediyor.  

İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah’ım…” .

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Biz Erdoğan düşmanı değiliz.

Biz yuvası bir şekilde(6284)bozulmuş,evlatlarını göremeyen vede süresiz nafaka ödemeye mahkum edilmiş,yeniden yuva kuramayan iki milyonun üstündeki erkekleriz.Bir çoğumuzun hesapta babayız.Aile bakanlığı asla bizlerle ilgilenmez.Biz aile bakanlığının adil bir şekilde hizmet vermesini istiyoruz.

Okur

O kadar dostuz ki, Moskova'da PKK nın bürosu neden var demeye dilimiz varmıyor
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23