• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Akif Bedir
Akif Bedir
Akif Bedir
TÜM YAZILARI

Bunlardan bir cacık olmaz 

04 Ocak 2023
A


Akif Bedir İletişim: [email protected]

 

Türkiye’de iki zihniyetin mücadelesi sürüyor. 

Biri milleti bölen, ayrıştıran, etnik ve mezhebi temelde farklı kutuplaşmaların önünü açan, milletin özgürlük alanlarını daraltan, baskı ve zulüm uygulayanlar.  

Diğeri “hasta adam” diye nitelendirilen bir devletin bakiyesi olarak diriliş destanı yazmak için yola revan olmuş, dışa bağımlılığın her türlüsünü reddeden bir yönetim anlayışı ile yerli ve milliliği inşa etmeye çalışanlar. 

Biri yalanla, iftirayla, çarpıtmayla, kendi ülkesinin çıkarlarına ihanetle kendi milletinin hayallerini baltalamakla uğraşanlar. 

Diğeri, jeopolitik denklemin yeniden şekillendiği günümüzde oyun kurup, oyun bozanlar.  

Böylesine gergin, belirsiz, çatışmalarla dolu bir ülkede “sözde” ittifak halindeki muhalefet partileri arasında ibret verici bir biçimde cereyan eden siyasal çekişmeler, hem toplumsal müsamahayı aşındırıp hoşgörüyü ortadan kaldırmakta, hem de toplumun demokrasiye olan inancını ve güvenini derinden sarsmaktadır. 

Demokrasilerde iktidarla beraber muhalefet de çözüm üretir.  

Demokrasiler, ancak muhalefetin varlığı ile anlam kazanırlar ve demokratik kararlar, ancak muhalefetin katkıları ile bir değer ifade ederler.  

Muhalefet ezber bozmaktır. İktidarın oluşturduğu kabullere karşı çıkmaktır. Vatandaşın haklarını korumak için iktidarı sorgulayan, çamur atmayan, alternatif üretendir muhalefet. 

Türkiye’de muhalefet adına ortada dolaşan felâket tellalları, korku tacirliği yaparak bir yandan milletimizin gönlüne perde çekmeye çalışmakta, diğer yandan ise demokrasimizin olgunlaşması ve geleceğini tehlikeye atmaktadırlar. 

Muhalefetin görevi her şeye karşı çıkmak, her türlü öneriyi gözü kapalı reddetmek ve ağır politik demagojilerle cevap vermek değildir.  

Hak ve özgürlükler temelinde birlikte yaşamayı esas almak, ülkenin zenginliklerine sahip çıkmak, bölgemize yönelik işgal ve sindirme politikalarına karşı çıkmak gibi asgari müştereklerden hareket muhalefetin görevleri arasındadır. 

Etkin ve çözüm üreten bir muhalefet anlayışı, aynı zamanda demokrasiyi işleten bir unsur olması açısından da hayati bir öneme sahiptir. 

Muhalefet, ülke meselelerine seyirci kalamaz, iktidarı gözetleme ve denetleme yönünde sorumluluk taşır ve her atılan adımda, olay ve hadiseleri tenkit süzgecinden geçirerek, iktidara yol gösterir.  

Bizde ise okyanus ötesinden gelen talimatlarla bir birlik oluşturan ve birbirlerine hiç benzemeyen siyasetçilerin kurduğu “altılı komite” muhalefet adına Erdoğan karşıtlığında birleşerek siyaset taktikleri oluşturuyorlar. 

Milletin gönlünü kazanmak, sıkıntılarına çözüm üretmek yerine siyasi ikballerini yabancı büyükelçiliklerin kapılarında arıyorlar.   

Kendi ülkesini, kendi devletini batılı büyükelçiliklere şikâyet edecek kadar alçalıp, küçülüp, millî onur ve haysiyetlerini kaybedebiliyorlar.   

Bu altılı piyonun ne millete hizmet etmek gibi niyetleri, ne de memlekete eser kazandırmak gibi hedefleri yok. 

Altılı garabet tayfası yetmedi, onları suni teneffüslerle ayakta tutmaya çalışan sözde aydın, gazeteci ve sanatçıların oluşturduğu bir de siyasi cephe kuruldu.  

Erdoğan’ı hukuken, siyaseten, seçim yoluyla, darbe marifetiyle bitirme girişimlerinin hiçbirisi netice vermedi. Şimdi üst akıl ve şer ittifakıyla bu işi başarmaya çalışıyorlar.   

Dün, Erdoğan’ın iltifatlarına mazhar olabilmek için kuyruk sallayanlar bugün fesat grubunun en sert bireyleri.   

Altılı zillet grubu “yıkım” üzerine kurulu muhalefet anlayışıyla hassas bir dengede duran huzur ve güven ortamını sıkıntılı bir istikamete yönlendirmeyi, siyaseti, ekonomiyi istikrarsızlaştırmayı, ikili ilişkileri dinamitlemeyi marifet saymaktadır. 

Azami mutabakat, asgari tartışma kültürünün yerleşmemesi, kendisini her dönem iktidarın gerçek sahibi olarak tanımlayan ve iktidarla mücadelesini, kendi siyasi gündemini uygulama amaçlı sürdüren CHP’nin eseridir. 

Bunların haleti ruhiyelerini psikolojik olarak irdelemek gerekir. Bunlar gösteri siyaseti yapıyor. Milletin beklentilerine aykırı otoriter, merkeziyetçi buyurgan söylemle halkın karşısına çıkıyor.  

AK Parti’nin ekonomik ve sosyal politikalarını eleştirmek, dış politikadaki yaklaşımlarını doğru bulmamak ayrı; gerçek demokrasiye, bağımsız Türkiye’ye, kendine yetebilen, kendi halkıyla barışık, huzur içinde bir Türkiye’ye düşmanlık ayrıdır. 

İdam sehpalarının hatırlatıldığı, kefenlerin çağrıştırıldığı, beyaz çarşafla yola çıkma edebiyatı ile demokrasi dışı yöntemlerin ima edildiği bu ortamda aziz milletimizin cephelere bölünmesi ve taraflar arasında saf tutmaya davet edenlerin hangi odaklarının taşeronluğunu yaptıkları iyi düşünülmelidir.  

İsyanları, asabiyetleri, ellerinden uçan menfaatlerine gerçek demokrasiyi, bağımsız Türkiye’yi, kendine yetebilen, kendi halkıyla barışık, huzur içinde bir Türkiye’yi düşleyen insanların varlığınadır. 

Düşünsenize, bunlar “katil” Esat’a “tazminat ve Mehmetçiği Suriye’den çekme” vaatlerini içeren bir mektup yazabilecek kadar kendilerini küçültebiliyorlar. 

Birbirine düşman abla, bacı ve bunların sırtına yapışmış dörtlüden hiçbir cacık olmaz. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yorumcu

Yavuz adamsın! Vatanı PKK ile ortak olup satanlar, türk bayrağını toplatanların eğitimini de görüyoruz

BEKLEME

YAVUZ uyuzdan BUNU BEKLEME
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23