• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Yürü Dergisi yayın hayatına başladı

Yeniakit Publisher
2016-02-29 01:09:00 -
Yürü Dergisi yayın hayatına başladı

Anadolu Öğrenci Birliği, yürüyen hareketin sesi ve sözü olma gayretiyle yeni bir dergi çıkardı. Uzun vadede, yaşanan düşünsel çölleşme ve zihinsel donukluğu aşarak bir ocak görevi ifa etmeyi hedefleyen "yürü", Türkiye’nin dört bir yanında okuyucusu ile buluştu.

Peki, yürü’nün ilk sayısında neler vardı? Kim, ne yazdı?

yürü’nün başyazısını Anadolu Öğrenci Birliği Başkanı Abdulvahit Yücel yazdı. Mesele Yolda Olmaktır başlıklı başyazıda Yücel, yürümenin muhtevasını, mahiyetini ve istikametini anlatıyor. Ayrıca niçin yürümek gerektiğini, yola revan olmanın manasını anlattığı başyazıda Abdulvahit Yücel, bir istikamet üzere hareket halinde olmakla durmayı kıyaslıyor. Başyazı “Yolumuz açık, yürüyüşümüz kavi olsun.” duasıyla son buluyor.
yürü’de ilk üç yazıdan sonra Kurucu İrade: İslami Hareket ana başlığı ile dosya konuları başlıyor. Dosya yazıları İslami Hareketi farklı perspektiflerden, tekrara düşmeden ele alıyor.

yürü’deki ilk sosya yazısı Betondan Tanrılara Kulluğun Zırhı Delinirken… başlığı ile Eren Özkaradeniz’e ait. Özkaradeniz, ulusalcılığın en yaygın göstergelerinden biri olan şehir meydanlarındaki heykeller üzerinden kapanan bir dönemi ve İslami Hareket’in gayretleri ile yeni bir dönemin başladığını anlatıyor. Yazı, yaklaşık bir asırdır yaşanan adaletsizlikler karşısında yapılması gerekenlere dair üç nasihat ile son buluyor.

İkinci dosya yazısı Yeni Bir Siyaset Mümkün Mü? başlığı ile Firdevs Aytaç’a ait. Bize ait olmayan üstelik düşman bir zihnin kavramları ile şekillenmiş, şekillenmeye devam eden düşünsel dünyamızın dönüşümün nasıl olması gerektiğine dair bir soru soran ve bir cevap denemesinde bulunan yazı, yaşayışımızın yönüne dönük bir uyarı ile bitiyor.

Dosya yazılarının üçüncüsü, Ahmet Yasin Kocamaz’ın Yeni Nesil Gençliğe Nasıl Hitap Etmeli? başlıklı yazısı. Kocamaz, kuşaklar arası iletişimin nasıl mümkün olabileceğini, iletişim kurulmasının ehemmiyetini ve nihayetinde bunun nasıl mümkün olabileceğini anlatıyor. Yazı, bir genç için kurtuluş reçetesinin tarifi ile son buluyor.

Dördüncü dosya yazısı Ömer Faruk Kavuncu’nun Yeni Dönemde İslami Hareketi Bekleyen Tehlike başlıklı yazısı. Kavuncu, İslami Hareket’in mevcut durumda kuvvetle ihtimal karşılaşacağı bir takım sorunları bugünkü halden hareketle anlatıyor. Yaşanması ihtimal dahilinde olan bu sorunlar için de tedbirlerden bahseden Ömer Faruk Kavuncu, yazısını kimin ayakta kalmayacağına vurgu yaparak bitiriyor.

Beşinci dosya yazısı, Huzeyfe Altıok’un yazdığı Nesillere Çağlara başlıklı yazı. Altıok, bir nesle hitap etmekle ile bir çağa karşı kendini konumlandırmanın nasıl gerçekleşebileceğini kıyaslamalar, çıkarımlar ve yeniden tanımlamalarla tartışıyor. İslam’ın bugününe dair söylediği son sözle Huzeyfe Altıok yazıyı bitirmiş.


Dosya yazılarının altıncısı Ümmügülsüm Lafçı tarafından yazılmış. Lafçı, İslami Hareket’in en güncel tartışmalarından olan heyecan yitimi meselesini çatışma kavramını irdeleyerek yorumlamış. Çatışmanın heyecanla ilişkisinin anlatıldığı yazı söz konusu tartışmaya güçlü bir cevap vermiş.

Harun Şahin, dosya yazılarının yedincisini yazmış. Müslüman aklının kavram kargaşası içinde iğdiş olmasını mesele edinen yazıda Şahin, bir reçete tarif etmiş. Ayrıca Harun Şahin bir çok güncel meseleyi de söz konusu sorun üzerinden değerlendirmiş.

yürü bir çok farklı meselelerde tefekkürün sonucu olan çok kıymetli düşünce yazılarına yer vermiş. Çok aşina olunan yahut hiç akla gelmeyen konuların işlendiği düşünce yazılarının ilki Diriliş Müjdecisi Genç başlığı ile Mustafa Sefa Çakır’a ait. Çakır, müjdeci olmanın gerekleri ile müjdecinin kimliğini tarif ettiği yazısında cevabı zor sorulara yanıt aramış. Ardından Tazminat(!) Fermanını O Nesil Yazacak başlığı ile Seyfullah Kar tarafından yazılmış. Erzurum’da küçük bir köy okuluna götürmek üzere İstanbul Esenyurt Üniversitesi’nde bir grup arkadaşın kitap ve kırtasiye ürünleri toplamaya başladıklarından bahseden yazı küçük bir gayretin minik yüreklerde nasıl sevince dönüştüğünü anlatıyor. Ebubekir Gündüz, yürü’de, Ben olarak, yani insanın kendisi olarak varlık mücadelesi vermesi ile varlığını kendisi dışındaki şeylerle anlamlı kılma çabasını kıyaslamış. Gerekenleri ait olduğumuz gelenekle irtibatlandırarak anlatan Suat Arıkan bugün için hayatın tanzimini tartışmış. Ayşe Tosun, tebliğin yaşamla anlamsal bütünlüğünü anlattığı yazısında duruşumuzun gerekçelerini ortaya koymuş. Enes Börcek modern dünyanın tüm alternatifleri galebe çelmeyi başarmak üzere olduğu günümüzde kimi popüler araçların neye karşılık geldiğini tartışıyor. Bireysel olduğu kadar toplumsal meselelerin de konuşulduğu düşünce yazılarında Yunus Emre Saraç, kangrene dönüşmüş bir meseleyi, anayasa meselesini ele almış.

yürü düşünce dergisi olduğu kadar edebiyat dergisi olduğunu da ispat etmiş. Salt doktirinler, yavan düşüncelerden bahsetmenin dayanılmaz sıkıcılılığını akla bile getirmeyen yürü estetik kaygılara da cevap vermiş. Bunun ilk delili Âmine Çelik’in yazdığı Dilin Bağı başlıklı yazı. İnsanı tahammülsüzleştiren kalabalıkları ve onların tüketici iştahları karşısında diline bağ olup da söylenemeyen ancak herkesin yaşadığı huzursuzluğun sebebi ve çözüm önerisinin olduğu bir yazı olmuş. Peşinden Yusuf Akçay’ın hakikatin kapısına dayanmış her kimsenin hapsolduğu karanlığı tasvir ettiği yazısı var. Hayra çıkmanın hangi pencereden olduğunu önce ima ettiği ve sonra açıkça dile getirdiği yazısı da edebi niteliği yüksek bir yazı olmuş. Maupassant’ın durum öykücülüğüne başarılı bir örnek sayılabilecek Rüveyda Bostancı’nın yazdığı Başlangıç adlı bir öykü de yürü’de yer bulmuş. Zehra Aldemir, yürü’de oldukça derinlikli bir sinema kritiği yapmış. İran’a ve İran Sineması’na dair herhangi bir önyargı veya hayranlık uyandırmadan cüzamlılara ve bir şaire gönül yakınlığı kurmayı başarmış.

Sibel Eraslan, yürü ekibine kısa bir röportaj vermiş. Kitap Kurdu köşesinde her sayıda bir kitap kurdunu ağırlayacak olan yürü ekibi ilk sayıda sorularını Eraslan’a sormuşlar. Cevapları tebessüm ettiriyor.

yürü’nün her sayısında dosya konusuna göre bir kitap tahlil edilecek. Bu çalışmayı ise Rümeysa Nur Erikli yürütüyor. İlk sayı için Manuel Castells’in Umut ve İsyan Ağları, İnternet Çağında Toplumsal Hareketler kitabını tahlil eden Erikli, kıymetli yorumlarda bulunmuş. Kitabı etraflıca anlatan ve sade bir dille anlaşılır kılan Rümeysa Nur Erikli, kitabın eleştirisini de yapmış.

yürü’nün diğer dergilere göre farkını ortaya koyduğu ve bunun da ötesine geçerek bir duruş sergilediği esaslı kısımlardan biri de söyleşi. yürü, çıkış sayısında geniş yer verdiği söyleşiyi bir çoban ile yapmış. Süleyman ağabey, hem peygamber mesleği çobanlığı hem de hayatı yürü aracılığı ile herkes için uzun uzun anlatmış.

yürü, iki de vefa örneği göstermiş. Arka kapağı rahmetli Davut Özgül ağabeye ayıran yürü, hayatın ölümle iç içe ve barışık olduğunu anlatan sözünü paylaşmış. İkinci vefa örneği ise Malcolm X’in az bilenen bir sözünün yer aldığı poster hediyesidir.

yürü’nün çıkış sayısından bunlar var. Gençlerin birbirinden değerli yazılarının yer bulduğu yürü aldığı birçok olumlu tepki ve yapıcı eleştiri için tüm okurlarına teşekkür ediyor.

yürü’ye bazı kitap evleri ve Anadolu Öğrenci Birliği İl Temsilciliklerinden ulaşmak mümkün. Dergiyi edinmek isteyenler, yazı göndermek isteyenler

[email protected] ve 0552 671 34 35 nolu telefon numarasından ulaşabilirler.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23