Yıl 2013, devlet memuru kadına ne giyeceğini seçme hakkı verilmiyor

HABER MERKEZİ
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve  Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esat Tektaş, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konferansına katıldı. Burada konuşan Ahmet Gündoğdu, bağımsız sendikacılığın yanında teklif, gerektiğinde tepki sendikacılığı da yaptıklarını kaydetti. Yasaklara ve yasakçılara karşı verdikleri mücadeleye dikkat çeken Gündoğdu, 12 milyon 300 bin imzayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e teslim ederken, 15 Mart’a kadar süre verdiklerini, bu tarihe kadar darbe dönemi yönetmelik kaldırılmadığı için Memur-Sen ve bağlı sendikaların 18 Mart tarihinden itibaren işyerlerine serbest kıyafetle gitme kararı aldığını ifade ederek, “1930’da kadına seçme, 1934’te seçilme hakkı verilmiş. Yıl 2013, devlet memuru kadına ne giyeceğini seçme hakkı verilmiyor. Temel insan haklarına aykırı bu durumun günümüz Türkiyesi’ne yakışmadığına inandığımız için sivil itaatsizlik eylemi başlattık” şeklinde konuştu. “Biz halen kadınlarını turnikeler arasında eleyen yaklaşımlara devam ediyoruz” diyen Gündoğdu, “Bu çağdışı zihniyetin terk edilmesini, kılık-kıyafeti tepeden tırnağa düzenleyen darbe ürünü yönetmeliğin kaldırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÖZGÜRLÜKLERİN
ÖNÜNDEKİ PRANGALAR
KALDIRILMALI”
Vizyonlarının net, hedeflerinin ise açık olduğunu kaydeden Gündoğdu, şöyle devam etti: “Bunun en belirgin göstergesi, bugüne kadar hak ve özgürlük yolunda sürdürdüğümüz kararlı tutumumuz ve vesayeti deşifre için yaptığımız çalışmalardır. Gerçekleştirdiğimiz ‘Kılık-Kıyafet Özgürlüğü İçin 10 Milyon İmza’ kampanyası da, kamuda 30 yıldır devam eden vesayeti ortadan kaldırmaya yönelik somut bir adımdır. 12 Eylül dönemi mevzuatı ile ara rejim kurgusunun ve yapılan mühendisliklerin ayıklanmaması ve hala yaşıyor olması 2013 Türkiyesi için büyük bir eksikliktir. Türkiye’nin, geçmişin tortularından arınması, özgürlüklerin önündeki prangaları kaldırması ve nefes alması gerekmektedir.”

TEHDİT DEĞİL, TEKLİF SENDİKACILIĞI
Tehdit değil, teklif sendikacılığıyla sivil toplum ve sendikal harekete liderlik ve öncülük ettiklerini kaydeden Gündoğdu, şunları söyledi: “Birçok sözde sendikanın karanlık ve kirli oyunların parçası olduğu bir dönemde, söylem ve eylemlerimizle sivil itaatsizlik örnekleri sergiledik. Zor süreçlerde toplumun demokrasi ve insan hakları okulu haline geldik. Zihniyet ve medeniyet inşası noktasında büyük roller üstlendik. Demokrasi, hak ve özgürlük mücadelesiyle 21 yılı geride bıraktık. Gücümüzü halktan, hukukun evrensel prensiplerinden, maşeri vicdandan; kuvvetlinin haklı olduğu değil, haklının kuvvetli olduğu prensibinden aldık. Her zaman ve her yerde ‘derin güçlere’ karşı milletin örgütü olduk. Sivilleşmeye ve demokratikleşmeye yaptığımız katkılar, tarihe düşülmüş birer nottur. Demokraside fay kırılmalarına son vermek için verdiğimiz mücadele ise herkesin malumudur. ‘Kesintisiz eğitime son’ kampanyaları yürüttük. Bir başka 28 Şubat dayatması olan ‘çağdışı kesintisiz eğitim’in kaldırılması için verdiğimiz mücadele, 4+4+4 kesintili eğitimin yürürlüğe girmesiyle sonuçlandı. Kur’an eğitiminin önündeki engellerin kaldırılması, tek tipleştirme araçlarından milli güvenlik dersinin müfredattan çıkarılması, bütün disiplin cezalarına karşı yargı yolunun açılması gibi temel kazanımlar, örgütlü mücadelemizle elde ettiğimiz yüzlerce hak arasında yer almaktadır.”