Göreve gelir gelmez İslami vakıflara ait mülklere savaş açan ve sözde kaçakla mücadele kapsamında 5 yılda 709 yapıyı yıkmakla övünen CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sıra yandaşlarına gelince kılını kıpırdatmıyor.
HABER MERKEZİ
Göreve gelir gelmez İslami vakıflara ait mülklere savaş açan ve sözde kaçakla mücadele kapsamında 5 yılda 709 yapıyı yıkmakla övünen CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sıra yandaşlarına gelince kılını kıpırdatmıyor. Boya, banyo, elektrik ve sıhhı tesisat gibi işleri kapsayan ‘basit tadilat ruhsatıyla’ çivi çakmanın dahi yasak olduğu Boğaziçi öngörünümünde 7 adet kaçak yapı ile bir adet yüzme havuzu yapılmasına izin veren CHP’li İmamoğlu yönetimi, 16 Ağustos’ta mühürlendiğini duyurduğu Rus işadamı Boris Borisenko’ya ait kaçak villayı yıkmaya yanaşmıyor. Daha önce Halk TV patronu Cafer Mahiroğlu’nun Sarıyer’deki kaçak villasına dokunmayan İmamoğlu’nun şimdi de Nisan 2023’te sadece 90 günle sınırlı tadilat izni verdiği halde neredeyse 1,5 yıldır inşaat çalışmalarına göz yumduğu Vaniköy’deki kaçak malikânenin projeye aykırı bölümlerini yıkmaması soru işaretlerine sebep oldu. Konuyla ilgili gazetemize konuşan uzmanlar, garibanın evlerini ve İslami vakıfların mülklerini anında yıkan İBB ekipleri, ‘Rus oligarkın villasını yıkmak için ne bekliyor’ eleştirisinde bulundu.
Talana göz yumuldu
Konuyla ilgili gazetemize konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram, şunları söyledi: “Vaniköy’de talihsiz bir olayla karşı karşıya kalındı. Burada ağaç katliamına göz yumuldu. Orman talan edildi, denizin, İstanbul Boğazı’nın en güzel yeri birine peşkeş çekildi. ‘Her şey çok güzel olacak’ diye yola çıkan birinin, kamusal yerleri peşkeş çektiğini ibretle görüyoruz. İBB’nin attığı ya da atmadığı adımlara dikkat edilsin. Bir kere olayın gündeme gelmesinin ardından mühürleme yoluna gidiliyor. Bu sorgulanması gereken bir konu. İBB ve Üsküdar Belediyesi’nin malumatı dahilinde bir ağaç katliamı yapılıyor, kaçak villa inşasına girişiliyor. Ne hikmetse olay gündeme gelince mühürleme ya da durdurma kararı alınıyor. Ne hikmetse olayın basına düşmesinden 6 gün sonra savcılığa gidiliyor. İkide bir haktan, adaletten bahsedip kaçak yapılaşmaya göz yummak büyük bir çelişki. Bu, İstanbul halkının vicdani terazisinde yerini aldı. Biz, İstanbullular olarak güzel yerlerin birine ya da birilerine peşkeş çekilmesini kabul etmiyoruz. Umarız, yanlıştan dönülür. İBB Başkanı’na ‘Hiranur Vakfı’nın binasını alelacele mühürlüyorsun da bu kaçak yapıyı neden yıkmıyorsun’ diye sorulmaz mı? Bu, büyük bir tutarsızlık değil de nedir? Hukuksuzluğu kim yaparsa yapsın karşısında duracaksın. Kim inşa ederse etsin kaçak binayı ya da villayı yıktıracaksın. Ortada kanuna aykırılık varsa gerekeni yapacaksın. Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu unutmayacaksın, kanunları ve kuralları uygulayacaksın. Bir oligarkın İstanbul’un en güzel yerinde kaçak villa yapmasına müsaade etmeyeceksin. Hak, hukuk ve adaletin hepimizi bağladığını bileceksin. Özetle Vaniköy’de alenen ağaç katliamı yapılmış. Kayınlar bir bir kesilmiş. İstanbul Boğazı’na kaçak yapı dikmeye kalkışılmış. Buna müsaade edilebilir mi, göz yumulabilir mi? Boğaz, bizim kırmızıçizgimiz. Burada 16 milyonun hakkı var. Bu hakkın gasp edilmesine izin verilmez.”
İBB bundan kaçamaz
Hukukçu Yurdal Kılıçer ise şunları kaydetti: “Boğaz öngörünüm bölgesinde olan ve Boğaziçi Kanunu ile koruma altına alınan bir yer ile ilgili öncelikle ‘basit tadilat izni’ verip sonra denetim yapmayan İBB kurumsal sorumluluktan kaçamaz. Boğaz gibi İstanbul’da değil Türkiye de en büyük rant bölgesi olan bir yerde tadilat izni bahanesiyle yapının etrafını kapatıp içeride inşaat yapılmasını basit bir ihmal ile açıklamak mümkün değildir. Vakıf binalarını, camileri yılmakta tereddüt etmeyen İBB’nin gerek Rus oligarkının gerekse iddia olunan Halk TV sahibinin villalarının hukuka aykırı inşaatına göz yumması kabul edilemez.”
