Cumhur İttifakı tarafından 12 Eylül darbesinin ürünü olan mevcut anayasayı değiştirmek için adım atılırken, hukukçulardan önemli bir uyarı geldi. Avukat Kerami Özdemir, cunta anayasasındaki vesayet izlerinin tamamen silinmesi gerektiğini belirterek, 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu ve türevlerinin yeni anayasada olmaması gerektiğini dile getirdi.
HABER MERKEZİ
Erdoğan liderliğindeki AK Parti ve MHP’den teşekkül eden Cumhur İttifakı, 12 Eylül darbesinin ürünü olan ve buram buram vesayet kokan mevcut anayasayı tarihe gömmek için adım atarken, hukukçulardan önemli uyarılar geldi. Statükonun devamından yana olan CHP ve arka bahçesi konumundaki karanlık odakların yürürlükte kalması için çırpındıkları cunta anayasasındaki vesayet izlerinin tamamen silinmesi gerektiği vurgulanıyor. Özellikle ifade ve düşünce özgürlüğü kısmında somut adımların atılmasını isteyen hukukçular, Kemalistlerin elinde bir zulüm aracına dönüşen 5816 sayılı “Atatürk’ü Koruma Kanunu” gibi dünyada benzeri olmayan yasa ve türevlerinin olmamasına dikkati çekiyor.
Kemalist vesayet artık bitsin
Akit’e konuşan Avukat Kerami Özdemir, şunları dile getirdi: “Anayasa değişikliğinin daha fazla özgürlük için yapılması gerekir. Çünkü mevcut anayasada özellikle düşünce ve ifade özgürlüğünün CHP zihniyetine dokunan kısımlarına bugüne kadar hiç dokunulmamış. Ben bu durumu statüko olarak görüyorum. Mesela 5816 sayılı yasanın muhtemel bir anayasa değişikliği sırasında tartışılmaması, ülkemiz için büyük bir ayıp ve büyük bir körlük olur. Eğer anayasa değişikliğinden amaç, özgürlüklerin genişletilmesi ise bunun birinci sıradaki hedefinin 5816 sayılı yasa olması gerekir. Ondan sonra ne olması gerekir? 1950 öncesi tek parti CHP rejimi döneminden kalan mevzuatın çeşitli yerlerine serpiştirilmiş durumda olan sıkıntılı maddelerin temizlenmesinin hedeflenmesi gerekir. 5816’ya aykırı hareketler yapan memurların sorgusuz sualsiz memuriyetten atılmasıyla ilgili bir madde var. Bunların da değiştirilmesini, lağvedilmesini hedefleyen bir anayasa değişikliği tartışmasının olması gerekiyor. Bunlara değinmeyen bir anayasa tartışması ya da ana anayasa değişikliği hazırlığının özgürlükle hiçbir ilgisi yoktur.”
En büyük problem 5816
Bilindiği üzere son 6 yılda 5816 nolu kanundan yaklaşık 32 bin kişi mahkum olmuş. Bunun iki katı da savcılık soruşturmasında, kovuşturulmaya yer olmadığı kararı çıkmışsa son altı yılda yaklaşık 65 bin kişi 5816’dan soruşturulmuş demektir. Dolayısıyla bir ülke için bundan daha büyük bir özgürlük problemi bana göre olamaz. Muhtemel bir anayasa değişikliğinde vatandaşlarından on binlerce kişinin soruşturulmasına sebep olan bir yasanın görmezden gelinmesi kadar bana göre büyük bir körlük yoktur. Bu mutlaka gündeme taşınmalı ve halledilmeli.”
