Gazete ve TV’lerin Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündemi değerlendirdi. Türkiye’nin, kucak açtığı mülteciler için 4 milyar dolar harcadığını belirten Kurtulmuş, kendilerini yalnız bırakan BM’nin çadırkentlere kendi tabelasını asarak, yaptıkları hizmetleri sahiplendiğini söyledi. Çözüm sürecinde kararlı olduklarını belirten Kurtulmuş, “Sürecin muhatabı Kürt halkıdır. Çözüm süreci biterse HDP siyaset yapamaz” dedi.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ndaki akşam yemeğinde gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Suriye’nin Kürt bölgesi Kobani’den (Ayn el-Arap) kaçanların oluşturduğu son mülteci akınına dikkat çeken Kurtulmuş, Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün de mazlum halklara kucak açtığını belirterek, “Kobani merkezinden 19 bin kişi geldi. Türkiye 2011 yılından beri bu mülteci olaylarından dolayı 4 milyar dolar harcadı. Sayın Başbakanımızla birlikte çadırkenti ziyaret ettik. Mükemmel hizmetler veriliyor. Tabii insan iftihar ediyor bu tablo karşısında. BM’nin ve bütün dünyanın verdiği destek ise sadece 200 milyon dolar. Ancak BM çadırkente kendi tabelasını asmış, bu hizmetleri kendisi yapmış gibi yansıtmış” dedi.
ABD VE BATI’NIN ANLAMADIĞI HUSUS
Terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele için ABD liderliğinde kurulan uluslararası koalisyona Türkiye’nin de katılması yönündeki çağrıları hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye’nin kaygılarını ve önceliklerini bir kez daha dillendirerek, şunları kaydetti: “Türkiye’nin iki önemli şartı yerine getirilmeden koalisyona katılmamız mümkün değildir. Bu iki şart; tampon bölge oluşturulması ve uçuşa yasak bölgenin oluşturulmasıdır. Türkmenler ‘Kürtlerle oturmayız, Araplarla oturmayız’ diyorlarmış. Araplar ise ‘Türkmenlerle oturmayız’ gibi şeyler diyorlarmış. Dolayısıyla bölge çok zor bir bölge. Farklı çatışma alanları var. Sebepleri tamamen ortadan kaldırmadan sorunlar bitmez. IŞİD’i bitirseniz bile farklı terör örgütleri ortaya çıkar. Batı sebebe değil, sonuca bakıyor. Çatışma zeminini ortadan kaldırmadan sonuca ulaşılamaz. İşte ABD ve Batı’nın anlamadığı husus budur. Bu çatışmaya kaynaklık teşkil eden sorun çözülmeden sonuca ulaşılamaz.”
“İSRAİL ALEYHİNE BİR İCRAATINI GÖRDÜNÜZ MÜ?”
Küresel güçlerin Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırmaya çalıştığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Belli güçler etnik ve mezhep temelli çatışmalar istedi. Bugün IŞİD’i Esed’den daha tehlikeli görüyorlar. Oysa ki IŞİD’in oluşmasında Suriye’deki durum en önemli etkendir. Bölgeye demokrasi gelmezse bu tip kaotik ortamlar her zaman oluşabilir. Tampon bölge için BM Güvenlik Konseyi kararı gerekiyor. Tabii burada da Baas rejimini destekleyen Rusya ve Çin devreye giriyor. Aslında tampon bölgenin kurulması demek, bir yerde Esed’in gitmesi demek. Esed’in siyasi hayatı boyunca İsrail’in aleyhine olan bir icraatını gördünüz mü? Bu bilindiği için ona göre tutum belirliyorlar. Ülkeler kendi çıkarlarını düşünür. Bizim de bu bölgede, bu topraklarda bunları bilerek, birlik ve kardeşliği tesis etmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.
“MARJİNAL BİR GRUPTU”
PKK’lı vandalların Kobani bahanesiyle çıkardığı şiddet olaylarını da değerlendiren Numan Kurtulmuş, çözüm sürecinin kararlılıkla sürdürüleceğini vurgulayarak, “Çözüm sürecinde muhatap Kürt halkıdır ve önemli olan halktır. Kobani provokasyonu milyonlarca nüfusa sahip 35 ilde 5 gün sürdü. Katılım 70-80 bin civarındaydı. Dolayısıyla marjinal bir gruptu” diye konuştu.
HDP’NİN SORUMSUZLUĞU
PKK yandaşlarını sokağa davet ederek büyük bir sorumsuzluk örneği sergileyen HDP’ye tepki gösteren Kurtulmuş, “HDP süreci istismar etmek istiyor. Bakın görüşmeler yapılıyor. Bu zamana kadar yapılan o görüşmelerde hükümet kanadından hiçbir bilgi sızmadı, bu meselenin edebiyatı yapılmadı. Ama HDP’liler her fırsatta yapılan bütün görüşmeleri uluorta basına açıklıyor, fırsatları kullanmak istiyor, tahrik ediyor, provokasyona başvuruyor. Ancak yapılacak yeni düzenlemelerle suiistimaller ağır biçimde cezalandırılacak. Önleyici tedbirler alınacak. Sürecin ciddiyetle yönetilmesi gerekiyor. Eğer çözüm süreci biterse HDP siyaset yapamaz hale gelir. Bambaşka bir atmosfere sürüklenir. Çözüm süreci taraflar açısından vazgeçilmez hale geldi. Denizin büyük bir kısmı geçildi. Karaya yaklaşıldı” dedi.
“VESAYETE KARŞIYIZ”
Paralel yapıyla mücadele konusunda geri adım atılmayacağının altını çizen Kurtulmuş, şunları söyledi: “Devlet içerisinde cemaatleşmek ve cemiyetleşmek tehlikelidir. Cemaatleşmeye ve cemiyetleşmeye karşı değiliz. Vesayete karşıyız. Nasıl ki askeri vesayete karşı olduysak, cemaatlerin ve cemiyetlerin vesayetine de karşıyız. Bugün bir cemaat ‘ben yöneteceğim derse, yarın bir başka cemaat çıkıp bu sefer de ben yöneteceğim der. Meşruiyet tecelli etmez.”
POLİS DEVLETİNE DÖNÜŞ YOK
Yeni yargı paketine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kurtulmuş, “Getirilen tedbirlerin tamamı önlemeye dönük tedbirlerdir. Bütün kamuoyu rahat olsun, hiçbir şekilde ne polis devletine dönüş olacaktır ne demokratik kazanımlarda Türkiye geriye gidecektir.” dedi.
