Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in terörle mücadelede gelinen kritik aşamayı vurgulayan sözlerini değerlendirdi. Güçlüer, yıllardır süren terörle mücadele operasyonlarında PKK terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki varlığının sona erdirilmek üzere olduğunu belirtti. Bu durumun hem askeri hem de siyasi açıdan büyük önem taşıdığını ifade eden Güçlüer, Türk ordusunun kahramanlığı sayesinde terör örgütünün büyük ölçüde etkisiz hale getirildiğini vurguladı. Güçlüer, şunları kaydetti:
Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in terörle mücadelede gelinen kritik aşamayı vurgulayan sözlerini değerlendirdi. Güçlüer, yıllardır süren terörle mücadele operasyonlarında PKK terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki varlığının sona erdirilmek üzere olduğunu belirtti. Bu durumun hem askeri hem de siyasi açıdan büyük önem taşıdığını ifade eden Güçlüer, Türk ordusunun kahramanlığı sayesinde terör örgütünün büyük ölçüde etkisiz hale getirildiğini vurguladı. Güçlüer, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı sayın Yaşar Güler'in terörle mücadelede gelinen aşamayı göstermesi bakımından çok önemli bir ifadesi oldu. Kilit kapanıyor. Yıllardır sürdürülen terörle mücadele operasyonlarında kritik bir aşamaya gelindiğini ifade eden bu söz aslında PKK terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki dağlık alanlarda varlığının artık tamamen sona erdirilmek üzere olduğunu göstermesi bakımından stratejik önemdedir. Yaklaşık 20 bin kilometrekare olan bu dağlık alan PKK terörüne yıllardır doğal yaşam imkanları sunması bakımından teröre kaynaklık eden çok önemli bir bölgedir. Tarihi eşkıyalıkla anılan ve haydutluğun kültür olduğu bu son derece zorlu coğrafyada terör örgütünü temizlemeyi başaran kahraman ordumuz adeta tarih yazdı. Artık Irak için terörle mücadelede yolun sonu gözükmeye başladı.
PKK'NIN KAÇACAK YERİ KALMADI
Irak'ın kuzeyindeki dağlık bölgenin hemen güneyinde, Süleymaniye Erbil hattına kadar olan yaklaşık 70 bin kilometrekarelik alan düz olduğu için PKK artıkları şehir içlerinde ve kazdıkları mevziler ile yeraltı sığınaklarında tutunmaya çalışıyorlar. Neredeyse sadece geceleri kısa mesafelerde hareket edebilen terörist gruplar, birbirleriyle sağlıklı iletişim kuramadıkları için kolektif hareket edebilme yeteneklerini kaybetmiş durumdalar. Serpinti grupları şeklinde de adlandırılabilecek bu terörist artıkları ancak hayatta kalabilmek için uğraşıyorlar. Terör örgütünün bu aşamaya geriletilmesinin doğal olarak çok önemli siyasal etkileri de ortaya çıkmaya başladı. Dikkat edilirse artık Irak merkezi yönetiminin sesi daha güçlü çıkmaya başladı. Öyle ki Suriye rejiminin başkanı Esad ile sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılması muhtemel görüşmenin adreslerinden birisi Irak olacak gibi görünüyor. Irak yönetiminden önümüzdeki günlerde PKK'ya karşı yeni adımlar atılması bekleniyor. Aynı şekilde Erbil merkezli Barzani yönetiminin Türkiye ile olan ilişkileri geçmiştekinden çok daha güçlü şekilde devam ediyor. Ve yine hâlen PKK'ya aparatlık yapmaya devam eden Süleymaniye merkezli Talabani güçleri üzerindeki Türkiye baskısı daha da artmış durumda. Bu gelişmelerin hepsinin Türk ordusunun kahramanlığı sayesinde gerçekleştiğini hatırlatmak isterim. Zira bu coğrafyada siyaset kalemle değil maalesef silahla yapılıyor.
SURİYE'DE YENİ PKK'NIN KAÇACAK YERİ KALMADI
Türk devlet aklı oyun kurarken jeopolitik hinterlandındaki stratejik önceliklere göre hareket ediyor. PKK'ya son darbeyi vurmak için Suriye'deki mevcut durumu korurken, Irak'ta yeni jeopolitik şekillendirmeler gerçekleştirmeye başladı. Hedefin zayıf olduğu yerde baskı altına alınıp, güçlü olduğu yerde yok edilmesi tarihte vezir Tonyukuk'la anılan dış hatlar prensibinin uygulanmasını içermektedir. Türk'ün sosyo genetik kodları hala taptaze ve capcanlı olarak günümüzdeki terör aparatlarını ve onların arkasındaki büyük düşmanları yok etmemizde bize destek sağlamaktadır. Irak'la birlikte değerlendirildiğinde PKK adım adım son kalesi olan Haseke-Deyri Zor hattında yani Habur nehri boyunca tutunabildiği yerlerde kaçınılmaz sona doğru hızla yuvarlanmaktadır. Şu anki konjonktürel şartlar Türkiye ile Suriye rejiminin iş birliği yapması bakımından son derece elverişlidir. Görünen o ki askeri kilit Irak'ın kuzeyindeki Gara'da kapanırken, siyasi düğüm Suriye'nin kuzey doğusunda çözülecek gibi duruyor. Özellikle İsrail'in savaşı bölgeye yayma çabaları karşısında bölgedeki diğer aktörlerin yani Rusya, İran ve Rejimin Türkiye ile iş birliği yapması adeta zorunluluk haline geldi. Çünkü Orta Doğu coğrafyasında İsrail'e karşı denge sağlayabilecek ve hatta gerekirse onu durdurabilecek tek güç Türkiye'dir."
