Uygulama devrede sonuç ortada! arabuluculuk sonuç verdi mi?
Kiracı ile ev sahibinin arasını düzeltmek amacıyla uygulamaya giren "arabuluculuk" uygulamasının üzerinden bir ay geçti. Peki sonuç ne oldu, uygulama etkisini gösterdi mi?
Yüksek kira fiyatları dolayısıyla mal sahibi ile kiracı arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümü için devreye alınan ve eylül ayı itibarıyla uygulamaya geçirilen "kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk" döneminin bir aylık bir süre geçmesine karşın nasıl bir karşılık verdiği merak edilenler arasında. Kira, kat mülkiyeti, ortaklığın giderilmesi ve komşuluk uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk dönemi 1 Eylül’de başlarken buna ilişkin son açıklama ise 28. Dönem 2. Yasama Yılı dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen yeni yasama yılı resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan gelmişti.
Kaç başvuru olmuştu?
kira uyuşmazlığında arabuluculuk uygulamasına ilişkin bugüne kadar 24 bin başvurunun yapıldığını belirten Bakan Tunç, “Başvurulan dosyaların yarısından fazlası olumlu sonuçlandı. Arabuluculuk konusunda anlaşanların sayısı anlaşmayanlardan fazla” değerlendirmesini yaptı. Emlak sektör temsilcileri ise arabuluculuk uygulamasının olumlu olduğunu kaydederken yasal anlamda boşlukların da doldurulması gerektiği kanaatinde.
Hemen çözülüyor mu?
Özellikle son bir yıllık süreçte kiralardaki artış, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirerek büyük dosya yığılmalarına neden olmuştu. Birçok ev sahibi yasalara aykırı şekilde kiracıları çıkarmak isterken adliyelerde iş yükü kabarmıştı.
Düzenlemenin devreye girmesiyle ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarının 4 haftada çözülebileceğini söylen hukukçular, düzenlemenin uygulamaya girmesiyle , kiraların ödenmemesi ya da tespitine ilişkin uyuşmazlıklarda mülk sahipleri ile kiracıların dava açmadan önce arabulucuya başvuracağını hatırlatmış, sürecin uzamasının ise daha karmaşık bir hal ortaya koyabileceği uyarısını yaptılar.
Davanın ancak arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması halinde açılabilmesi ise bazı hukukçulara göre handikap olarak görülüyordu.
