“Nereye Gidiyoruz?” konferansında konuşan Medeniyet Derneği Başkanı Kazım Sağlam, Arap Baharı’na değinerek, ayaklanmaları Müslümanların izzetlerini arama süreci olarak değerlendirdi. Sağlam, “Arap Baharı, emperyalist boyunduruktan kurtulmanın açığa vurulm
HÜSEYİN KULAOĞLU / İSTANBUL
Medeniyet İlim Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen “Nereye Gidiyoruz?” konferansı dün İstanbul Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği konferans; Behram Çavuş Camii İmamı Rüştü Üzger tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
SAĞLAM: İSLÂM COĞRAFYASI
İŞGAL ALTINDA
Konferansta açılış konuşmasını yapan Medeniyet Derneği Başkanı Kazım Sağlam, “Nereye gidiyoruz?” konulu konferansın konusunun bir alt başlığı olarak, “Nerede olduğumuzu” anlattı.. Bugün bu konuda İslâm dünyasının içinde bulunduğu durum hakkında iki farklı bakış açısı olduğunu ifade eden Sağlam, birinci bakış açısına göre İslâm coğrafyasının işgal altında olduğu ve emperyalistler tarafından Afganistan, Irak gibi ülkelerin işgal edildiği, Müslümanların değerlerinin emperyalistler tarafından yok sayıldığı şeklinde bir görüş olduğunu belirtti.
İkinci görüşün ise bir asır öncesine göre bugün İslâm dünyasının toparlanma sürecine girdiğini ve yavaş yavaş emperyalistlerin boyunduruğundan kurtulmaya çalışıldığı, şu an fiili işgal yerine yerli işbirlikçilerle işlerin yürütüldüğü şeklinde bir görüş olduğunu vurguladı. İkinci görüşü savunduğunu ifade eden Başkan Sağlam, Arap Baharı’na değinerek, ayaklanmaların Müslümanların izzetlerini arama süreci olarak değerlendirdi. “Arap Baharı, emperyalist boyunduruktan kurtulmanın açığa vurulmasıdır” diyen Kazım Sağlam, “Bu konuda başka bir şey aranmasın. Müslümanların ezilmeleri ve şereflerinin çiğnenmelerine gösterilen bir tepkidir. Böylelikle İslâm ümmeti kendine gelecektir. Kendine gelmek sancılı bir süreçtir ve zordur. Bu süreçte bazı yanlışlıklar olacaktır; ama sonunda ümit ediyorum ki ümmet kendine gelecektir. Dolayısıyla Allah, Suriye’de direnenlere güç kuvvet versin ve o zalimden bir an önce kurtarsın. Mali, Kenya, Somali’de direnenlere Allah güç, kuvvet versin” dedi.
ERYARSOY: DÜNYEVİLEŞMEDE
BİRBİRİMİZLE YARIŞMAYALIM
Eğitimci yazar Beşir Eryarsoy ise konuşmasında, Müslümanların dünyevileşmede değil, hayırda yarışması gerektiğini söyledi. Müslümanların haricindeki kişilerin dünyevileşmede yarışabileceğini ifade eden Eryarsoy, Medine’de Peygamberimizin yaşadığı bir olayı anlattı. Medine’de uzun bir dönem maddi sıkıntı yaşandığını kaydeden Eryarsoy, “Peygamber Efendimiz (sav) sabah namazını kıldırdıktan sonra Ensar’dan bir grup Efendimizin (sav) yanına geldi. Peygamberimiz (sav) ‘Sizin ben niçin yanıma geldiğinizi biliyorum. Siz Ebu Ubeyde’nin Bahreyn’den getirdiği malları düşünüyorsunuz’ diyerek tebessüm etti. ‘Ben size müjde veriyorum’ diyen Peygamberimiz (sav) ‘Ümitvar olunuz. Allah’a yemin ediyorum, sizin fakir olmanızdan ve fakirlik endişesi yaşamanızdan korkmuyorum. Size de sizden öncekiler gibi bol bol dünyevî imkânlar verileceğinden korkuyorum. Sizden öncekiler, genişlik içinde birbirleri ile yarıştığı gibi sizin de birbirinizle yarışmanızdan korkuyorum. Onların helâk edildiği gibi sizi de helâk edileceğinizden korkuyorum’ dedi. Dünyevileşmede yarışmalayım. Çoluk ve çocuğumuzun nafakası için çalışacağız; fakat biz bunları yarışılacak bir kulvar olarak görmemeliyiz. Salih amellerimizle beraber mallarımızın çoğalması uhrevi bir nimete dönüşür” diye konuştu.
“İSLÂM’I YAŞADIKÇA
ALLAH BİZE YARDIM EDER”
Müslümanların zor zamanlarda sabırla, namazla Allah’tan yardım dilemesi gerektiğini ifade eden Eryarsoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Sabır her şeye rağmen dosdoğru yol üzere sapa sağlam durabilmektir. Namaz da bir mühürdür. Namazda secde etmek en müstesna halidir. Gerçekten dini yaşadıkça Allah’ın yardımı bize daha çok gelir... Dini yaşayarak Allah’ın yardımını hak ederiz. Din üzerinde sebat göstererek, liyakatimiz artar... Dini yaşamazsak, Allah’ın yardımı nasıl gelecek ki? Allah’ın yardımı müminlerin sebatları ile birlikte daha yakındır. Müminlerin her türlü sıkıntıya rağmen Allah’ın yolunda sebat göstermeleri ve Allah’ın dinini her şeyiyle yaşayarak, zevkine varmaları gerekmektedir...”
