• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Ümmet bayram sevincini aynı günlerde yaşamalı

Yeniakit Publisher
2013-02-18 22:33:00 - 2013-02-18 20:34:35
Ümmet bayram sevincini aynı günlerde yaşamalı

Ramazan ayı ve dini bayramların başlangıç tarihleriyle ilgili İslam ülkelerindeki farklılığa son vermek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen “Uluslararası Ruy’et-i Hilal Konferansı Hazırlık Toplantısı” dün İstanbul’da başladı. 15 İslam

HÜSEYİN KULAOĞLU/İSTANBUL
Ramazan ayı ve dini bayramların başlangıç tarihleriyle ilgili İslam ülkelerindeki farklılığa son vermek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen “Uluslararası Ruy’et-i Hilal Konferansı Hazırlık Toplantısı” dün İstanbul Dedeman Otel’de başladı. Suudi Arabistan, İran ve Endenozya başta olmak üzere 15 İslam ülkesinden yetkili isimlerin katıldığı toplantı, bugün de devam edecek. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in tilaveti ile başlanan programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez; “Uzay çağında, hâlâ aynı boylamlarda ve yeryüzünün birbirine yakın coğrafi bölgelerinde bulunan İslam ülkeleri dahi üç farklı günde bayram yapmaktan kurtulamamıştır. Hâlbuki çağımızda en başta Ahmet Muhammet Şakir, Mustafa ez-Zerka ve Yusuf Kardavi olmak üzere bir kısmı şimdi aramızda bulunan ilim adamlarımız çok açık bir şekilde ortaya koydular ki astronomik hesaplarla kameri aybaşlarını belirlemek, çıplak gözle hilali görerek kameri ayı tespit etme alternatifini ortadan kaldırmak için değil, ayın başlangıcını belirlemede daha sağlıklı bir yöntem olduğu içindir” dedi. Astronomik hesaplarla kameri aybaşlarını belirlemeye dinen bir engel varmış gibi göstermenin, İslam’ın ilme verdiği önemi göz ardı etmekten ve dikkate almamaktan başka bir şey olmadığını ifade eden Görmez, “Günümüzde kameri aybaşlarını hesaplarla belirlemek en sağlıklı ve hatadan en uzak yöntemdir. Dinen buna herhangi bir engel yoktur” diye konuştu.
“HAREKETLERİ SON DERECE DAKİK”
Geçmiş kitaplarımızda kameri aybaşlarının belirlenmesinde hesaba itibar edilmeyeceğini ifade eden bilgilerin, o zamanki vakıayı anlattığını kaydeden Başkanı Görmez sözlerinin devamında şunları söyledi: “Günümüz açısından bu bilgilerin bir geçerliliği olamaz. Zira hesapla kameri aybaşlarının tespitine karşı çıkıldığı dönemlerde hesaplar zanni idi. Hatta zanni bile sayılamazdı. Çünkü astronomi ile astroloji dahi ayırt edilemiyordu. Bunlar mütedahil vaziyette idi. Fakat artık günümüzde hesaplar hiç tereddüde mahal bırakmayacak derecede kesin sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Hilalin nerede ne zaman hangi saatte ve hangi dakikada görülmeye başlayacağı yıllarca önceden bile tespit edilebilmektedir. Güneş, ay ve diğer gökcisimlerinin hareketleri son derece dakiktir. Cenab-ı Hakk’ın kâinata koyduğu kevni kanunlar sayesinde muntazam bir şekilde işlemektedir.”
“ASRIMIZ, İLİM ADAMLARININ
UZAYA ÇIKTIĞI BİR ÇAĞDIR”
“Asrımız, ilim adamlarının uzaya çıktığı bir çağdır” diye Mehmet Görmez; “Diğer birtakım uzay çalışmaları ile kıyaslandığında ayın üzerine inmek bile artık uzay çalışmalarının küçük bir uygulaması haline gelmiştir. Uzayda ilmi araştırmalar, askeri amaçlar ve casusluk gibi çeşitli gayelerle yüzlerce uydu dolaşmaktadır. Bununla da kalınmamış, atmosferin dışına uzay seferleri başlamıştır. Yeryüzünün çekim alanının dışına çıkılmıştır. Dünyanın etrafında dönen uyduları tamir etmek için uzaya gidilmektedir. Yeryüzünde ilk rasathaneyi kuran Müslüman âlimlerin nesilleri olarak bu asırda artık hesapla amel etmeye karşı çıkmak şöyle dursun tam tersine bu hususta hesaplardan en geniş manada yararlanmak gerektiği açıktır” dedi.
“ÜMMET-İ MUHAMMED’E YAKIŞMIYOR”
İslam ümmetinin paramparça olduğu bir zamanda bayram sevincinde dahi birleşememenin ve bunu bir ayrılık konusu haline getirmenin Ümmet-i Muhammed’e yakışmadığını belirten Görmez; “Meselenin asıl sıkıntılı tarafı ise, İslam ülkelerinde yaşanan bu tartışma ve ihtilafın, aynı medeniyetin bir parçası olarak yaşamış pek çok ülkede bulunan Müslümanlar arasında sözgelimi Balkanlar’da, Kafkaslarda, Rusya coğrafyasında, Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde toplum içinde bir fitne ve fesada yol açmış olmasıdır. Ne yazık ki bu fitne, bazen aynı evde yaşayan kardeşleri karşı karşıya getirecek boyutlara varabilmektedir” diye konuştu.
 “BU OLUMSUZ TABLO, İSLÂM’IN
VAHDET ANLAYIŞINA UYMAMAKTADIR…”
Ülkelerinden hacca giden Müslümanların Arafat’ta vakfe yaparken, kendi ülkelerinde bayram yapan veya hacılar bayram yaparken ülkelerinde Arefe gününde bulunan Müslümanların oluşturduğu bir tablonun, İslam’ın vahdet anlayışına uymadığını ifade eden Başkan Mehmet Görmez, bu yıl Müslümanların Kurban Bayramı’nı üç farklı günde kutlamalarının bütün dünya Müslümanlarını bir kez daha üzdüğünü belirtti. Görmez; “Bunun üzerine milletimiz Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan 1978 yılında olduğu gibi İslam dünyasının âlimlerini bir araya getiren, her türlü politik ve siyasi mülahazalardan âri, konuyu ilmi ve dini esaslara uygun bir şekilde ele alan kapsamlı bir toplantıya öncülük yapmasını istemiştir. Başkanlığımız, daha önce Kahire, Kuala Lumpur, İstanbul, Cidde, Kuveyt, Amman, Abudabi, Cakarta, Lübnan ve benzeri birçok şehirde ve İslam ülkesinde aynı konuda yapılan toplantıları, alınan kararları, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın çalışmalarını da dikkate alarak bu hususta bütün İslam dünyasının katılacağı kapsamlı bir toplantıda konunun yeniden ele alınmasını zaruri görmüştür. Ancak söz konusu büyük ilmi toplantı öncesinde ümmetin seçkin âlimleriyle daha dar kapsamlı bir istişare toplantısı düzenleyerek, bu toplantıda büyük toplantının muhtevasını ve izlenecek yol haritasını belirlemeyi arzu etmiştir” şeklinde konuştu.
“BU TOPLANTIDA MUHTEMEL
KARARLARIN NÜVESİ DE
OLUŞTURULABİLİR”
“Böylece bu ön toplantıda hem daha önce yapılan toplantıların sonuçlarını değerlendirerek bunlarla niçin arzu edilen birliğin sağlanamadığını görüşmek ve hem de yapılacak büyük toplantı ile mümkün olursa nihai bir neticenin elde edilmesini sağlamak istemektedir” diyen Görmez; “Şayet bu seçkin heyet uygun görürse bu istişare toplantısında büyük toplantıda alınabilecek muhtemel kararların nüvesi de oluşturulabilir. Bunun için böyle bir ön toplantı yapılması uygun görülmüştür. Biz, Türkiye olarak İslâm ümmetinin sevinçte, tasada ve kıvançta birlikteliğini arzu etmekteyiz” dedi.
“AVRUPA’DAKİ MÜSLÜMANLAR ZOR DURUMDA KALIYOR”
Avrupa’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde azınlık olarak yaşayan Müslümanların ise bu sorun sebebiyle daha zor durumda kaldığını kaydeden Görmez, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Yıllardır bayram günlerini tatil günü olarak kabul ettirmek için mücadele eden bu azınlıklar, kendi içlerinde bayram günleri konusunda ihtilafa düşünce bin bir zorlukla elde ettikleri haklarını kaybetmekle karşı karşıya kalmışlardır. Üstelik aynı mescidde yan yana namaza duran müminlerin farklı günlerde bayram yapmasını ne dinen, ne ilmen, ne fıkhen açıklamak mümkündür. Diğer taraftan halkların algısında bu mesele ilmi ve içtihadi bir konu olmaktan çıkmış, gündelik politik bir tartışmaya dönüşmüştür. Birliğimizin sembolü olan bayramlarımız, bir ihtilaf konusu haline gelmiş, Müslümanlar  ayanın gözünde küçük düşmüştür. Zorlama hadis yorumlarıyla okuma, yazma ve hesap bilmemeyi fazilet gibi gösteren ve hesabı reddeden aşırı yorumlar ise astronomiyi ve astronomik hesapları bilen entelektüel kişilerin, belli bir kültür düzeyine sahip olan herkesin ve okumuş kesimin zihinlerini teşviş etmektedir.”
 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23