Reklam ve naklen yayın anlaşmalarıyla gündemde olan, borsadan büyük gelirler elde eden, boy boy transfer haberlerine imza attıran, yabancı futbolculara milyonlarca dolar yatıran bu kulüplerin yöneticilerinin vergi indirimi için hükümetin kapısını çalmaları “yok artık” dedirtti.
Buğra Kardan İstanbul
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray başkanlarına yönelik, “Transfer döneminde uçakların biri indi biri kalktı. Şov yaptınız. Şimdi vergi indirimi mi istiyorsunuz” sözleri yankı buldu. Ekonomistler ve spor yazarları tarafından Bakan Şimşek’e destek geldi. Akit’e konuşan İktisatçı Doç. Dr. Yusuf Dinç, üç büyük kulübün cari açığa olumsuz katkı yaptığı vurgulayarak, şunları söyledi:
Cari açığı hortlatıyorlar
“Çünkü oyuncu ihraç eden değil, ithal eden bir ülkeyiz. Krediler ve vergi açısından durum böyle. Kulüplere AŞ olarak değil de STK olarak değerlendirildi. Ama sonradan şirketleştiler. Ortada bir ekosistem var. Bu kulüpten ibaret de değil. Etrafında bulunan köfteciden ve görsel medyadan reklam endüstrisine kadar genişleyebilen bir pastadan söz ediyoruz. Affedilen borçları da hep tartışma konusu oldu. Gelinen aşamada ekonomi yönetimi ‘af’ döneminde bulunulmadığı iletisini vermiş. Bu ileti kulüpleri daha şeffaflaşmaya, daha güçlü mali yapıya itme anlamında önemli olabilir. Kulüpler, finansal sistemden yüklü borçlar almış durumdalar. Üç büyükler seçicilik, imtiyaz bekliyor. Ama bunların Kurumlar Vergisi ödemedikleri unutulmamalı. Diğer alanlardan vergi çıkıyor, ‘onu vermeyelim’ diyorlar ama olumsuz cevap alıyorlar.”
Denetimler yoğunlaşmalı
Spor Yazarımız Ahmet Gülümseyen ise, üç büyüklerin yabancı futbolculara ve teknik adamlara dolar yağdırdıklarını hatırlatarak, şunları söyledi: “Bunların vergi indirimi ya da muafiyeti talep etmeleri çok şaşırtıcı. İçişleri Bakanlığımız çok güzel çalışıyor, tribünlerden çıkan çatlak sesleri araştırıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığımız da böyle yapmalı, denetimleri yoğunlaştırmalı. Kulüpler dünyaca ünlü futbolcuları, teknik adamları getiriyorlar. Büyük savurganlık, aşırı borçlanma hâli var. Futbolcunun biri geliyor, diğeri gidiyor başarı yok. Vergi borçları katlanıyor.
Fener Koç'un aile şirketi mi?
“Ne yazık ki Koç, Fenerbahçe’yi kendi şirketleri gibi yönetmiyor. Ayrıca Koç gibilerin Fenerbahçe’yi ve taraftarlarını siyasi emellerine alet etmeleri çok yanlış. Spor spor, siyaset siyaset olarak kalmalı. Fenerbahçe birinin ya da bir ailenin değildir. Maçlarda Erdoğan ve hükümet aleyhine sloganlar atıldığını görüyoruz. Sonra da vergi indirimi için hükümetin kapısını çalmak pişkinlik değil de nedir?”
