Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmanın Ortadoğu'daki stratejik dengeyi etkileyebileceğini belirtti. Güçlüer, İsrail'in Gazze'deki çatışmayı başka noktalara taşıyarak İran'a karşı bir savaş hazırlığında olduğunu ifade etti. Bu durumun Türkiye ve İran'ın Ortadoğu ile olan bağlantısını kesmeye yönelik bir hamle olduğunu vurgulayan Güçlüer, bölgede yeni çatışmaların çıkabileceğine dikkat çekti. Güçlüer, Türkiye'nin bu tehlikeye karşı hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. İşte Eray Güçlüer'in dikkat çeken yazısı:
Akşam gazetesi yazarı Eray Güçlüer, Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmanın Ortadoğu'daki stratejik dengeyi etkileyebileceğini belirtti. Güçlüer, İsrail'in Gazze'deki çatışmayı başka noktalara taşıyarak İran'a karşı bir savaş hazırlığında olduğunu ifade etti. Bu durumun Türkiye ve İran'ın Ortadoğu ile olan bağlantısını kesmeye yönelik bir hamle olduğunu vurgulayan Güçlüer, bölgede yeni çatışmaların çıkabileceğine dikkat çekti. Güçlüer, Türkiye'nin bu tehlikeye karşı hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. İşte Eray Güçlüer'in dikkat çeken yazısı:
"İsrail Başbakanı Binyamin Natenyahu'nun iki gün önce ABD Kongresi'nde yaptığı konuşma, ABD ve Batı'nın Ortadoğu stratejisiyle ilgili önemli ipuçları verdi. Konuşmanın bütününe bakıldığında özellikle iki kelimenin öne çıktığı görülmektedir. İran ve savaş. Geleceği okumak kolay değildir ama geçmiş dikkatlice okunursa geleceğe ilişkin doğru tahminlerde bulunmak mümkündür. İşin özü emperyalizmin kendi dışındaki her şeyi ve herkesi düşman olarak görmesinde gizlidir. Bu nedenle çeşitli yollarla ülkeleri ve toplumları küçük parçalara ayırıp kendisine köle yapma zihniyeti sömürgeciliğin de ana esasını oluşturmaktadır.
ASIL HEDEF TÜRKİYE
Türkiye-İran hattı, Ortadoğu'nun kuzey sınırını teşkil eder. Bugüne kadar başta terör olmak üzere her türlü sinsi yöntem denenerek Türkiye'yi zayıflatma ve bölüp parçalama girişimleri esas olarak ABD ve Batı'nın Ortadoğu stratejisiyle ilgilidir. Ancak gelinen noktada Türkiye'yi dizayn edebilmek mümkün olmamıştır. Bu nedenle güneyden kuşatmayla Türkiye'nin içten ve dıştan çembere alınması, böylece adım adım parçalanması hedeflenmiştir. 15 Temmuz, FETÖ ve PKK hep bunun için var edilmiştir. Ancak her şeye rağmen Türkiye dimdik ayakta kalmış hatta özellikle son 20 yılda milli güç kapasitesini önemli ölçüde artırmayı başarabilmiştir. Ancak emperyalist güçler amaçlarından vazgeçmemişler sadece yöntem değiştirmek zorunda kalmışlardır. Türkiye'nin milli güç kapasitesine bağlı olarak özellikle Irak ve Suriye'de artan baskısı artık terör örgütleri üzerinden bölgenin dizayn edilebilmesini neredeyse imkansızlaştırmıştır. Bu nedenle yeni aparatlar sahaya sürülmek üzeredir. Bu aparat ise İsrail'dir.
SURİYE VE IRAK, İSRAİL İÇİN PARÇALANDI
İsrail Gazze'deki çatışmayı başka noktalara taşıyarak İran'a karşı bölgesel bir savaşa hazırlanıyor. Bu olası savaşın siyasi hedefi İran'ı dizayn etmek askeri hedefi ise Suriye'den Basra Körfezi'ne kadar İsrail'in kontrolünde bir koridor oluşturmaktır. Oldukça endişe verici bir durum. İsrail, Suriye ve akabinde Irak'a doğru genişlerse ve bir koridor oluşturup Türkiye'nin ve İran'ın Ortadoğu'yla bağlantısını kesmeye çalışırsa nasıl bir tablo ortaya çıkabilir? Yakın geçmişte Irak ve sonra da Suriye'de devlet yapılarının neden ortadan kaldırıldığı şimdi daha belirgin hale gelmeye başladı. Terör örgütleri üzerinden kuramadıkları deniz bağlantılı teröristanı şimdi İsrail ile kurmak için. İran'ı Irak gibi dört parçaya ayırıp bütün doğal kaynaklarına çökmek istiyorlar. İsrail'in eninde sonunda doğuya doğru genişlemek isteyeceğini daha önce bu köşede yazmıştım. İsrail Başbakanı'nın ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmadan kısa bir süre sonra İsrail Güvenlik Bakanı'nın yeni seçilecek ABD Başkanı ile birlikte İran'la savaşacaklarını açıklaması da tesadüf değil. Ancak kadrajda Türkiye'de var, gözden kaçmasın. Şu an ABD'de 2025 yılından itibaren yeni bir körfez savaşı benzeri Ortadoğu'nun nasıl dizayn edileceği tartışılıyor.
ZAMAN BASKISI ARTIYOR
Başta Sayın Cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanımız olmak üzere Türk devlet aklı bütün bu olan bitenleri gördüğü için aylar öncesinde İsrail'in çatışmayı bölgesel hale getirmeye çalıştığını ve bunun çok tehlikeli sonuçları olabileceğini defaten belirtti. Ancak Suriye'ye Suriye için değil de sadece kendi çıkarları için gelenler bu büyük emperyalist projeye karşı hâlâ üç maymunu oynamaktalar. Şayet ABD ve Batı desteğinde 22 bin kilometrekarelik İsrail doğuya doğru genişlemeye başlarsa bölgede ne Rusya, ne İran, ne de rejim kalır. Ama Türkiye kalır. Benden söylemesi."
