Yıllardır sürekli gündeme gelen yeni anayasa çalışmaları, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Meclis’te yapacağı temaslarla hızlanacak. Darbecilerin anayasasını rafa kaldıracak, yeni ve sivil bir anayasa için ilk görüşmeler bu hafta başlayacak. Darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuşan fondaş medya, “tek adam” diyerek özgürlükçü anayasaya karşı çıkmaya devam ederken, kamuoyunda artık darbe ürünü olmayan, toplumun ortak ihtiyaçlarına cevap veren bir anayasanın gerekliliği görüşü ağırlık kazanıyor.
Yeni anayasa çalışmaları, önümüzdeki günlerde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yapacağı temaslarla hızlanacak. Yeni ve sivil anayasa için ilk görüşmeler bu hafta başlayacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesinde de yeni anayasa konusunun ele alınması bekleniyor. Yeni anayasanın hazırlanmasına büyük önem veren Kurtulmuş da, siyasi parti gruplarını ziyaret ederek yeni anayasa için görüşmeler yapacak. 23 Nisan özel oturumunda konuşan Kurtulmuş, “Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis’in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asra uygun anayasa. Bu haftayı geride bırakıp, partilerle yapacağımız temaslarla bu süreci başlatacağız” mesajını vermişti. Darbe özlemiyle yanıp tutuşan fondaş medya “tek adam” diyerek özgürlükçü anayasaya karşı çıkmaya devam ederken, uzmanlar darbecilerin yazmadığı ve toplumun ortak ihtiyaçlarına cevap veren bir anayasanın önemine dikkat çekiyor.
Başkanlık ve bekâ şartı
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, konuya ilişkin şunları söyledi: “Ülkemiz yeni anayasaya kavuşuncaya kadar bu tartışma devam edecek. Çünkü yeni anayasa Türkiye’nin; subjektif değerlendirmelerden, öznel iradelerden bağımsız nesnel ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç karşılanana kadar yeni anayasa ülkemizin olağan gündemi olmayı sürdürecek. Yeni anayasada halk iradesinin temel kazanımı olan başkanlık sisteminin ve tüm kuvvetler açısından demokratik meşruiyet ilkesinin korunması ve geliştirilmesi, % 50 +1 kuralının devam ettirilmesi halkın demokrasi mücadelesinin kazanımlarının bir gereğidir. Her egemen devlet pozitif hukukunu oluştururken ve uygularken beka esaslı bir politik hukuk anlayışıyla hukuk üretimini yapar ve beka anlayışıyla uygular. Bu nedenle devletin maddi ve manevi varlığını korumayı ve geliştirmeyi güvenceye alan, ülkesel tam bağımsızlığı bütün boyutlarıyla korumaya ve güçlendirmeye imkân veren milli bir anayasa olmalı.”
Vesayetten arî olmalı
akit’e konuşan TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi, AK Parti Karabük Milletvekili Cem Şahin de şunları söyledi: “Toplumun bütün kesimlerinde yeni anayasa ihtiyacına ilişkin bir mutabakat var ama şimdiye kadar sıfırdan, tüm maddelerinin ele alındığı bir yeni anayasa ortaya konulamadı. Toplumun ihtiyaçlarının ne olduğu tespit edilerek bir çalışma yürütülür diye tahmin ediyorum. İstişareler yapılır ve vesayetten arî, sivil bir anayasayı hazırlamak mümkün olabilir. Çağ değişiyor, zaman değişiyor. Şu an teknoloji çağındayız. İnsanların ihtiyaçları değişiyor. Sivil, vesayetten uzak, çağdaş dünyanın gerekliliklerine uygun ve en önemlisi de şu an içerisinde bulunduğumuz uluslararası siyasi konjonktür, finansal konjönktür, gelecek bize neler getirecek, bunları da hesap etmek suretiyle, yeni, sivil, adil, aralarında çelişkili hususların bulunmadığı bir anayasa elzemdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni getirdik. Tüm siyasi partilerin müzakereye açık kapı bıraktığını görüyoruz. Dolayısıyla bu konjonktür yeni anayasa için bir fırsattır ve bu fırsatı iyi değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum”
Bu ayıptan kurtulmalıyız
AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan da şunları dile getirdi: “Anayasa değişikliği Turgut Özal hükümetlerinden bu yana Türkiye’nin gündeminde olan bir konudur. AK Parti hükümetleri döneminde Anayasanın üzerindeki darbe anayasası yaftası yapılan düzenlemeler ile kalkmış olsa da yeni sivil, özgürlükçü, çoğulcu ve insanlarımızın hak ve hürriyetlerini güvence altına alan, vesayetçi anlayışa bir daha geçit vermeyecek yeni bir anayasa toplumumuzun beklentisidir. Bu beklentiye kayıtsız kalmak, vatandaşlarımızın siyasete ve siyasetçilere yüklediği misyonu reddetmektir. Biz milletimizin taleplerini görmezden gelmeyiz, gelmiyoruz. Muhalefetten de sorumlu davranmasını bekliyoruz. Bizim görevimiz mutabakat ile bu sorunu ortadan kaldırmaktır. 12 Eylül’ün üzerinden silindir gibi geçtiği dönemi yaşayanlar olarak bu ayıptan artık Türkiye’yi kurtarmalıyız. Bugün büyüyen ve gelişen Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veremeyen, toplumun gerisinde kalan 12 Eylül Anayasasını değiştirerek lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine, hedeflerine uygun, hatta Türkiye’yi örnek alan ülkelere umut olacak bir anayasa metnini milletimize sunmalıyız. Cumhuriyetin 100. Yılına milletimize yakışır bir anayasa ile Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne ve hedeflerimize uygun bir anayasa yapalım istiyoruz.”
