1940’lı yıllarda dipdiri uçaklarını toprağa gömen, 1960 ve 1990’lı yıllarda otomobillerini ve ileri teknoloji ürünlerini piyasaya dahi süremeyen Türkiye’yi bugün uzay ligine çıkaran ufuk, içerisine gireceğimiz dönemeçte tekrar bir engellenme tehlikesi yaşamadan, toplumsal bir bilinçle sahiplenilmeli ve asla yorgunluğa terk edilmemeli. Bu anlamda Cumhuriyet’in yüzüncü yılı münasebetiyle 2023 yılında üç şehirde kısa aralıklarla organize edilen Teknofest Fuarı’ndaki azmi nereye sığdırabiliriz, bilemiyorum. Bir kitap fuarını organize etmek ve stantlarını kurmak dahi milyonlarca lirayı ve gece gündüz süren yıllık emekleri peşinde sürüklerken, KAAN’ın, Kızılelma’nın, Akıncı’nın, Bayraktar TB2 ve TB3’ün, Cezeri’nin, Anka’nın, Ulaq’ın ve yüzlerce savunma sanayii firmasının ürünlerinin yanı sıra özel üretimler yapan üniversite ve bilim kurumlarının ürünlerinin de sergilendiği Teknofest’i bir yılda üç kez kurmanın zahmetini tahayyül edebiliyor musunuz?