• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Türkiye-Irak yakınlaşmasını kim sabote etmek istiyor? Dikkat çeken "İran" detayı

Yeniakit Publisher
2024-09-04 08:58:00 - 2024-09-04 09:30:43
Türkiye-Irak yakınlaşmasını kim sabote etmek istiyor? Dikkat çeken "İran" detayı

Akşam gazetesi yazarı Oğuzhan Bilgin, Türkiye-Irak ilişkilerinin son dönemde normalleşmeye başladığını vurguladı. Bilgin, Türkiye'nin Irak'taki terör örgütleriyle mücadelesinin ve Irak'ın bu süreçteki tavrının değişim gösterdiğini belirtti. Kerkük'te Türk SİHA'sının düşürülmesi olayını, "ilişkileri bozmak isteyen dış unsurların sabotaj girişimi" olarak değerlendiren Bilgin, Irak hükümetinin bu olay karşısındaki tutumunun ise Türkiye ile ilişkileri geliştirme kararlılığını ortaya koyduğunu ifade etti. İşte Oğuzhan Bilgin'in yazısı:

Akşam gazetesi yazarı Oğuzhan Bilgin, Türkiye-Irak ilişkilerinin son dönemde normalleşmeye başladığını vurguladı. Bilgin, Türkiye'nin Irak'taki terör örgütleriyle mücadelesinin ve Irak'ın bu süreçteki tavrının değişim gösterdiğini belirtti. Kerkük'te Türk SİHA'sının düşürülmesi olayını, "ilişkileri bozmak isteyen dış unsurların sabotaj girişimi" olarak değerlendiren Bilgin, Irak hükümetinin bu olay karşısındaki tutumunun ise Türkiye ile ilişkileri geliştirme kararlılığını ortaya koyduğunu ifade etti. İşte Oğuzhan Bilgin'in yazısı:

"ABD işgali sonrası "çökmüş devlet" hâline getirilmiş bir Irak söz konusuydu. Bir yandan ABD işgal kuvvetlerinin varlığı ve mezhepsel ve etnik kimlikler üzerinden bir iç savaş ortamı yeşertilirken diğer yandan da sahaya 'salınmış' PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle istikrarsızlaştırılıyordu. Bunun üzerine de Bağdat'taki Şii partilerinin hükûmet etmeye başlamasını ise İran bir tür vesayet inşa etmek için kendisine uygun bir zemine dönüştürüyordu.

İşgalden sonraki 20 yıllık süreçte çok şey yaşandı... Tüm bu süreçte Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğünü koruması, istikrara kavuşması ve başta terör unsurlarının temizlenmesi olmak üzere hem kendi hem de Irak'ın güvenliğini ön plana alan bir yaklaşıma sahip oldu. Üstelik başta Sn. Hakan Fidan olmak üzere Irak'taki tüm aktörleri kapsayan, her biriyle yoğun temaslar yürüten bir süreç izledi. Ama bu süreçte Türkiye'nin PKK'ya yönelik sınır ötesi operasyonları ve su meselesi gibi konularda Irak tarafından çeşitli olumsuz tavırların sergilendiğini de gördük.

Bu olumsuzlukların özellikle PKK'ya yönelik Türkiye'nin meşru terörle mücadelesi kapsamında yürüttüğü operasyonlara yöneldiği, Irak'ta en yüksek makamlardan bile sert açıklamalar geldiğini ve hatta diplomatik mekanizmaların işletildiğini gördük. Bu süreç Irak'ın hem ABD hem de İran vesayetinde kaldığı hem de devletleşme ve siyasal istikrara sahip olma konusunda ciddi sorunlara sahip olduğu bir süreçti.

Son yıllarda ise hem Irak'ın hem de Irak'ın Türkiye ile ilişkilerinin normalleştiğine dair işaretleri görüyoruz. Bağdat'a gidenlerin fark edeceği üzere Başbakanlık koltuğuna oturan Şiya-es Sudani'nin dönemiyle birlikte hem Irak'ta yeniden devletleşme ve istikrarı sağlama noktasında önemli mesafeler kat edilirken hem de buna paralel olarak Irak'ın Türkiye ile komşuluk ve işbirliği zeminine dayanan yeni bir döneme girdiği görülüyor. Bu bilhassa Türkiye'nin terörle mücadelesine Irak'ın daha olumlu yaklaştığı, PKK'yı yasaklı örgütler listesine aldığı ve Kalkınma Yolu gibi dünya ticaret yollarını bile etkileyebilecek dev bir projenin altına imza atıldığı yeni bir dönemdi.

Bir yandan bu sürecin ilerlemesi Irak'taki ABD ve İran vesayetinin azaldığı, Irak'ın bağımsızlaşmaya ve devletleşmeye başladığı bir döneme tekabül ediyordu. Öte yandan da 7 Ekim'le birlikte İsrail'in tüm Ortadoğu için ciddi bir tehdide dönüşmesi bölgesel işbirliğini de zorunlu tutuyordu.

Son aylarda İsrail karşısında ciddi bir misilleme yapamadığı için caydırıcılık ve itibar kaybı yaşayan İran'ın bölgedeki vekil unsurları ve hükûmetleri üzerinde ciddi bir güç ve etki kaybı yaşayacağını bu köşede daha önce dile getirmiştim. Bu durumun bizim için en yakın gözlemlenebileceği sahalar da Irak ve Suriye olacak. Her iki devletle olan normalleşme süreci İran vesayetini rahatsız edeceği gibi engellenmeye de çalışılacak.

İşte tam bu noktada Türk SİHA'sının Kerkük üzerinde düşürülmesi ve bunun da âdeta şova dönüştürülerek bir Iraklı subay tarafından kameralara açıklanması bu sabotaj girişimlerinin son halkasını oluşturuyor. Âdeta zamanında Türk – Rus ilişkilerini sabote etmek üzere FETÖ tarafından tertiplenmiş Karlov suikastını hatırlatan bu sabotaj girişimi sonrası Irak Hükûmeti'nin soruşturma açarak o subayı gözaltına alması ise Irak'ın Türkiye ile olan ilişkiler konusunda ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu ilişkileri sabote etmek isteyen bazı "dış unsur"lara karşı Türkiye ile olan ilişkileri geliştirmede ne kadar kararlı olduğunu da göstermiş oluyor.

Türkiye – Irak ilişkileri büyük bir potansiyeli vaat ediyor. Aynı zamanda da Türkiye'nin güvenliği ve terörle mücadelesi için büyük önem taşıyor."










 
Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ankaralı

Irak, ancak Türkiye ve Irak işbirliği sayesinden emperyalist amerika ve emperyalist İran'ı kovar ve tam bağımsız olur. Bunda hiç şüphe yoktur. İran sadece israil ile sidik yarışı yapıyor o da göstermelik. Gazze'de ise soykırım yapılıyor ve hiçbir İslam ülkesi direkt müdahele etme cesaretini kendinde bulamıyor. Türkiyenin etrafı düşmanla çevrili, Yunanistan, Ermenistan, pkkconistan. Saddamı Amerika onun için öldürdü. Suriye'yi onun için istikrarsızlaştırdı. Muammer Kaddafi'yi onun için katlettiler. İnşaAllah İslam dünyası uyanacak ve İSLAM BİRLİĞİ kurulacaktır. İşte zaman Ortadoğu hem siyonist terör devletin İsrail'e, hem de neoconlar tarafından derin bir şekilde yönetilen siyonist terör devleti Amerika'ya mezar olacaktır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23