SOCAR Başkanı Yavuz, Türkiye’nin, enerji kaynaklarını kendi üzerinden Avrupa ve dünya ile buluşturma noktasında son derece ilkeli adımlar attığını ve yaptığı yatırımlarla uluslararası alanda enerjiye ulaşmada önemli bir geçiş noktası olma yolunda hızla ilerlediğini söyledi.
SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Türkiye’nin bölgede ve dünyada daha önemli bir enerji oyuncusu olmasına yönelik attığı adımların son derece önemli olduğunu söyledi.
Yavuz, Türkiye’nin, dünyanın en büyük doğal gaz tüketicilerinden biri olduğunu belirterek, “Ülkemiz önemli bir petrol ve enerji ithalatçısı” dedi.
İKİNCİ BÜYÜK ORTAK
Tükettiği doğal gazı aynı zamanda üretme zorunluluğundan hareketle Türkiye’nin, Şahdeniz Projesi’nde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı vasıtasıyla British Petrol’den sonra ikinci büyük ortak olduğunu ifade eden Yavuz, “1,5 milyar dolar bedelle Total’e ait hisseyi satın aldı. Ayrıca Hazar Denizi’nden çıkacak doğal gazı İtalya’ya bağlayacak Güney Gaz Koridoru projesinde de Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ayağında hissesini yüzde 30’a çıkarttı. Dolayısıyla Türkiye çok büyük bir atılım yaptı. Türkiye’nin bölgede ve dünyada daha önemli bir enerji oyuncusu olmasına yönelik attığı bu adımlar son derece önemli” diye konuştu.
Türkiye’nin, etrafındaki enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa ve dünya ile buluşturma noktasında son derece ilkeli ve kararlı adımlar attığına işaret eden Yavuz, “Türkiye enerji güvenliği ve dünya barışına çok önemli katkılar koyuyor. Çevremizdeki Suriye, Irak meseleleri maalesef Türkiye’nin bu arzularının gecikmesine neden olsa da eninde sonunda bu enerji kaynaklarının, dünya ile Türkiye üzerinden buluşmaktan başka çaresi yok” ifadelerini kullandı.
Yatırımlar ihracat ve istihdama dönüşmeli
Erişkinlerin yüzde 50’sinde Koroner Arter hastalığının ilk belirtisi kalp krizi, yüzde 25’inde ise ani kalp ölümüdür. Dolayısıyla insanların ancak yüzde 25’i kalp krizi geçirmeden veya ani ölümle karşılaşmadan koroner kalp hastası olduğunu öğrenebilir. Prof. Dr. Nevrez Koylan, “SHAPE’in sonuçlarına göre; sağlıklı olduğu düşünülen her 100 kişiden 30-40’ı önlem alınması gereken düzeyde riskliyken; yüzde 5-10’u ise tedavi gereken ciddi koroner kalp hastalığına sahip” diyor.
