Başbakan Ahmet Davutoğlu, G20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Avustralya’da düzenlediği basın toplantısında, küresel kriz anaforundan kurtulabilmek için çok ciddi reformlar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin G20’nin dönem başkanlığı sürecinde herkesin sesi olacağını ifade eden Başbakan Davutoğlu, düşük gelirli ülkeleri ile G20 ülkelerini bir araya getirip, birbirlerini anlamalarını sağlamaya çalışacaklarını vurguladı.
HASAN KARAKAYA / AVUSTRALYA / BRİSBANE - Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Dünya çok kapsamlı bir küresel kriz anaforunda. Bunu aşabilmek için de çok ciddi reformlar yapılması ve küresel bir farkındalık oluşması ortak tavır sergilenmesi lazım. Dolayısıyla bu kadar kapsamlı bir soruna kapsamlı bir cevap oluşturma sorumluluğuyla karşı karşıyayız” dedi. Davutoğlu, G20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Avustralya’da basın toplantısı düzenledi ve ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
ARALIK’TA DÖNEM BAŞKANLIĞINI TÜRKİYE DEVRALIYOR
G20 Liderler Zirvesi’nin Türkiye açısından birkaç önemli noktası bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, Türkiye’nin 1 Aralık’tan itibaren dönem başkanlığını devralacağını anımsattı. Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin temel odaklanacağı konu kalkınma konusu olacak. Çünkü büyümenin olmadığı, yavaşladığı dönemlerde sadece dünya ekonomileri küçülmekle kalmıyor, çok ciddi siyasal ekonomik sonuçlar doğuyor. Son 4 yıl içinde siyasi istikrarını koruyabilen ülke sayısı çok az. Eğer G20 Zirvesi’ne katılan liderlere ya da dışişleri bakanlarına, maliye bakanlarına baktığınızda bu siyasal değişim ve siyasal iniş çıkış istikrarsızlık açık bir şekilde kendini gösteriyor.”
CİDDİ REFORMLAR GEREKİYOR
“Hâlâ dünya çok kapsamlı bir küresel kriz anaforunda” ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu aşabilmek için de çok ciddi reformlar yapılması ve küresel bir farkındalık oluşması, ortak tavır sergilenmesi lazım. Dolayısıyla bu kadar kapsamlı bir soruna kapsamlı bir cevap oluşturma sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Biz de üstlendiğimiz başkanlık döneminde, uygulamada da ortaya çıkacak, bir birini takip eden, tutarlı bir çalışma programı ortaya koymayı planlıyoruz. Dönem başkanlığımızda herkesin sesi olacağız ve gündemi bu şekilde hazırlayacağız. Mümkünse de düşük gelirli ülkeleri ve G20 ülkelerini bir araya getirmeye ve birbirlerini anlamalarını sağlamaya çalışacağız”
AZ GELİRLİ ÜLKELERE KÖPRÜ OLACAĞIZ
Türkiye’nin dönem başkanlığında uluslararası sistemin dinamiklerine bakmanın yanısıra, önümüzdeki yılların sıkıntılarını da göz önünde bulunduracağını ve belirli konulara odaklanacağının altını çizen Davutoğlu, “Sadece G20 ülkelerinin sıkıntılarına değil, küresel ekonomiye de aynı zamanda. Gelişmekte olan ve az gelirli ülkeleri uluslararası ekonomik sistem içine entegre etmezsek o zaman hiçbir ülke işsizlik ve finansal krizlerden muaf kalamaz. Türkiye en az gelişmiş olan ülkeleri ve düşük gelirli ülkelerin uluslararası ekonomik sistem içerisine nasıl entegre edileceğine kafa yoruyor, bununla ilgili çalışmalar yapıyor” diye konuştu.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN KONUŞMALARINDAN ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR
“Uluslararası sistemin mutlaka her açıdan kapsayıcı olması lazım. Eğer buna sahip olmazsanız meşruiyeti bulamazsınız. Bugün BM’nin sıkıntısı zaten bu. BM Genel Kurulu kapsayıcı, herkesi dahil edici ama BM Güvenlik Konseyine geldiğiniz zaman belli ulusların belli statüleri var ve diğer ulusları dışlayıcı bir yapı var. BM Güvenlik Konseyinin meşruiyeti tartışmaya açılıyor. Bu bağlamda G20’nin gündemi sadece 20 ülkeyi değil, küresel gündemi temsil ediyor olmalı”
“İnsanlığın ihtiyaçlarına cevap vermemiz lazım. Hepimiz birbirimize bağlıyız, artık izole bir ulus devlet yok. Türkiye ile kıyaslandığında Avustralya çok daha güvenli hissediyordur kendini. Bizler krizlere komşu ülkeleriz. Sizlerse Suriye’ye Libya’ya, Irak’a veya benzeri ülkelere komşu değilsiniz, bir adasınız. Avustralya kendisini az riskli bir coğrafyada görebilir, ama finansal olarak hiç kimse bir ada değil, hiç kimse güvende ve emniyette değil, finansal olarak herkes birbiriyle bağlantılı.
“G20 Zirvesi’nin özü krizlerin ve problemlerin küresel ekonomik kriz bağlantısında çözülmesidir. Bu noktada proaktif bir adım atarak küresel ekonomiye yeniden bir şekil vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. G20 içerisinde kriz müdahale grubu tabii ki oluşturuyoruz. G20 esnek bir organizasyon. Çünkü gündemi belirleme özgürlüğü var, katı kurallar yok. Dünya Ticaret Örgütü veya IMF gibi bir şey değil. Önümüzdeki yıl 1 Aralık’tan sonra Türkiye’de, bizim kendi misyonumuz da var.”
