Jose Mourinho’dan başlayalım. Fenerbahçe teknik direktörü olarak Türkiye’ye gelen Mourinho'nun aylığının iddia edildiğine göre; ikramiyeler ve bonuslar hariç ayda 834 bin euro olacağı açıklanmış.

1 Euro, 34,95 TL ettiğine göre Mourinho bir ayda 29 milyon 148 bin TL maaş alacak. Mourinho'nun Aylık 29 milyon TL maaşı Fenerbahçe kulübü yani Fenerbahçe taraftarları tarafından karşılanacak. Ayda 17 bin TL alan asgari ücretli Fener’li Mourinho'nun her ay bu maaşını ödeyecek. Tuhaf değil mi?

80 Milyon Müslüman'ın dini temsilcisi Diyanet İşleri Başkanı'nın maaşını siz hiç merak ettiniz mi? Çok merak edenler var da… Diyanet İşleri başkanı 65 bin lira emekli maaşı ayda 125 bin lira ikramiye alacakmış. Yani 2024 yılında aylığı 190 bin lira…

Bu maaş Fenerbahçe teknik direktörünün maaşından yaklaşık 29 milyon TL daha az. Mourinho'nun bu Türkiye koşullarına göre aldığı 29 milyon 148 bin lira maaş nedense bahse konu olmazken, 80 milyon Müslümanın dini temsilcisinin aldığı maaş neden manşetlere taşınıyor? Bu sizce de tuhaf değil mi?

Bir de ayrıca 80 Milyon Müslümanın dini temsilcisi Diyanet işleri başkanının bindiği arabaya takılıyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre Eyüp Kaymakamlığı’na bağlı bir memur olan Yunan Patriği, Mercedes S500’e biniyor. Bu adam yani Fener Rum patriği Türkiye’de yaşayan 80 bin Ortodoks’un temsilcisi. Onun altındaki araba 23 milyon lira değerindeki S-500. 80 bin kişinin temsilcisinin 23 milyon lira değerindeki arabası manşetlere takılmıyor da neden 80 milyon kişinin temsilcisinin bindiği araba manşetlere takılıyor? Bu tuhaf değil mi?

Ee… İmamoğlu’nun bunlarla ne alakası var? Diye sorabilirsiniz. Hemen cevaplayalım.

İmamoğlu’nun bindiği makam arabası da tıpkı Fener Rum patriğinin arabası ile aynı. Yani 23 milyon lira değerindeki S-500. Burada iki tuhaf şey var.

80 milyonun temsilcisinin arabası manşet olurken “Ben16 Milyon İstanbullunun temsilcisiyim” diyen İmamoğlu’nun arabası neden 23 milyonluk arabaya binen İmamoğlu neden manşetlere taşınmıyor? Bu tuhaf değil mi?

Ayrıca bir tesadüf olsa gerek! Hem İBB başkanı hem de Fener Rum Patriği her ikisi de nedense aynı marka otomobili tercih etmişler. İBB başkanı ile Patrik’in aynı model araca binmesi sizce de tuhaf değil mi?

“23 milyonluk arabaya Patrikler binebilir ama bizim mütevazi dinimizin Diyanet İşleri Başkanına böyle pahalı otomobiller yakışmaz? O daha mütevazi bir otomobile binmeliydi?” diye sorulabilir. Sizce bu soru da tuhaf değil mi?

Patrikler lüks arabaya binebilir. Lüks evlerde oturabilir ama Müslümanlara yakışık almaz. Müslüman mütevazi olmalı. Ucuz arabaya binmeli, Ucuz köhne evde oturmalı. Efendilere hoş görülenler Müslüman ‘ev kölesi’ mi ki onlara hoş görülmüyor? Bu da tuhaf değil mi? Hadi bir tuhaf soru da biz soralım.

“Peygamberimiz (SAV) bugün yaşasaydı? Sizce hangi arabaya binerdi? A- Deve B- Murat 124 C- Mercedes D- Hiç biri ... yeniakit.com.tr