• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

TÜBİTAK’ta neler olmuş neler!

16 Haziran 2014
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Hayvanat bahçesi eski müdürü, TÜBİTAK’ta görevlendirilmiş..

Sanırsınız ki, o kişinin eski görevi, hayvan bakımı ile ilgili imiş.

Şimdi TÜBİTAK’a geçtiğinde de, bilimsel araştırmaların değerlendirmesi ile ilgili zirve bir makamda görevlendirilmiş.

Ne birincisi doğru.

Ne ikincisi.

Bahsedilen kişi, ne önceki görevi itibari ile hayvan bakıcısı..

Ne de yeni görevi ile ilgili olarak, bilimsel değerlendirme için en üst akademik kariyer gerektiren bir yerde..

Ama belden aşağı vuracaklar ya..

Böyle ortalığı bulandırıyorlar. 

Basit örnekler vereyim.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nda nice hukukçular var..

Kadrolu avukatlar var.

İdari makamda bulunanlar arasında, hukuk-siyasal mezunları var.

Hukuk mezunları var diye. Diyanet nasıl ki dini bilimlerle ilgili bir kurum olmaktan çıkıp, mahkeme veya hukuki işlerin yürütüldüğü bir kurum olmazsa..

Daha önce hayvanat bahçeleri ile ilgili bir kurumda idari görevli bir kişi, TÜBİTAK’a geçti diye konuyu alaya alamaz.. 

Bir örnek de tersinden vereyim..

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde.. 28 Şubat dönemi hariç. 

Önceki yıllarda da.. Şimdi de..

Birçok ilahiyat mezunu.. İHL mezunu görevli var..

Profesyonel kadroda, fiilen çalışıyorlar.. 

Klasik anlamda moral subayı mı dersiniz.

Din hizmetleri ile ilgili görevli mi dersiniz..Farketmez.

Mesleği direkt askerlik olmayan. Din hizmetleri ile ilgili insanlar var.

Zaman zaman, şu cami imamı, TSK’ya bu anlamda transfer olabiliyor..

Veya TSK’da görevli iken, Diyanet’e de geçebiliyor..

Bu durumda..

Din hizmetleri ile ilgili kişiler, TSK’da görev aldılar diye, kimse TSK’ya, “İmamlar ordusu” diyemez..

Aynı şekilde, TSK’daki bir din subayı, Diyanet’e geçerse..

“Diyanet, askerlerin elinde” denilemez..

Bu kısa bilgiden sonra..

Şu veya bu kurumdan bir kişi, TÜBİTAK’a geçtiğinde..

O kişinin eski görev yaptığı kurumla, yeni kurumu arasında bağ kuranların, ne kadar ahlaksızca bir saldırı yaptıklarını, uzun uzun anlatmaya, artık gerek yok..

Ama bunların karın ağrısının ne olduğunu çok iyi biliyorum.

TÜBİTAK düne kadar, paralelin adeta bir merkezi haline gelmişti..

En somutunu, haberleştirmiştik.

Fetullah Gülen’e bağlı üç astsubay, Kayseri’de askeri bilgisayarlara sahte belge yerleştirirken yakalandığında, bu astsubayların avukatlığını yapan Mustafa Dokumacı, ne hikmetse, 2013 Aralık başında, TÜBİTAK’ta hukuk sorumlusu olmuştu..

Paralelciler bunun hesabını vermediler..

Fetullah Gülen’e bağlı astsubayların sahtekarlık girişimini savunan avukatın, TÜBİTAK gibi bir kurumda, nasıl hukukçuluk yapacağını izah edemediler..

Neyse ki..

Nisan başında, o avukatın TÜBİTAK ile ilişkisi kesildi..

İşte bunun acısını çıkartmaya çalışıyorlar..

O avukatın.. Ve onun gibi daha nice Gülen destekçilerinin yerleştiği TÜBİTAK, yavaş yavaş tarafsız isimlerle yönetilir hale geldikçe..

Paralelciler de, dezenformasyonla, kurumu hedef haline getiriyorlar..

Küçük bir not:

Türkiye, kanunlarını değiştiriyor..

Sistemini değiştiriyor..

Eski dönemlerde, yıllara baliğ olacak mahkeme yargılamaları, artık birkaç günde yapılıp bitiriliyor.. 

Yargıtay kararları, internetten ulaşıma açılıyor.. Şeffaflık, yargı kararları konusunda bile  geçerli hale geliyor..

Ve bu geçiş döneminde..

Bazı sıkıntılar da yaşanabiliyor.

Bir örneğini, dün habervaktim, haber7 ve daha birçok internet sitesine ulaşımın engellenmesi olayında yaşadık.

Salihli’de bir davacı bayan, kendisi ile ilgili bazı sitelerdeki haberlerin engellenmesini istemiş.

Mahkeme, o haberlerin bazıları için engelleme kararı vermiş. Ama bazıları için engelleme kararı vermeyi atladığını görmüş..

Onlar için de karar vermiş.

Ama.. Bir korkunç hata yapmış. İkinci kararı, haber bazında değil, tüm sitenin engellenmesi şeklinde vermiş..

Bundan 3-5 yıl öncesinde olsaydı.. “Hafta sonu” denilir, ne savcıya, ne de adliyede hiç kimseye ulaşılamazdı.

Ama dün gördüm ki..

“Bir maddi hata var. Sonuçta haber sitelerine haksız uygulama var” denilince.. 

“Maddi hata var mı, yok mu.. Düzeltilmesi mümkün bir karar söz konusu mu” diye, kimse “Ben izinliyim” moduna geçip, “Bize ne” demedi..

Konu araştırıldı..

Yazıyı kaleme aldığım sırada, henüz incelemenin sonucu çıkmamıştı..

Ama iyi niyetli girişimler, maddi hata sonucu verilen kararın düzeltileceği yönünde bana güven verdi.. 

İnşallah, yanılmam..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23