Hekimlerden zorunlu aidat adıyla topladığı haraçlarla kesesini büyütüp, kaos baronlarına yandaşlık eden Türk Tabipler Birliği’nin şimdiki hedefi, hekimlere iş bıraktırarak sağlık sistemini çökertmek.
YAVUZ SELİM İSTANBUL
Salgın sürecinde iki defa iş bırakma eylemi yaparak en kritik dönemde sağlık sistemini kilitlemeye kalkan terör sevici Türk Tabipleri Birliği (TTB), ülkeyi kaos ve kargaşa iklimine sokmak için yine sahaya sürüldü.
Seçim sürecine yaklaşılan evrede zaman ayarlı olarak Türkiye’yi karanlık bir sarmala sokmak isteyen şer cephesi, market zincirleri üzerinden kuyruk ve yokluk algısı oluşturmaya çalışırken, kaos ve kargaşa iklimi için de Türk Tabipleri Birliği’ni sahaya sürdü. Hekimlerin hakkını savunuyormuş gibi hareket edip hastanelerde iş bırakma eylemi örgütleyen terör sevici TTB ve CHP’nin zillet medyası, maaş beğenmeyip özel sektöre kaçan doktorlarla ilgili Başkan Erdoğan’ın “Giderlerse gitsinler” şeklindeki sözlerini sanki bütün tıp camiasını hedef almış gibi lanse etti.
Yine 'iş yapmayın' çağrısı
Salgın sürecinde iki defa iş bırakma eylemi yaparak en kritik dönemde sağlık sistemini kilitlemeye kalkan terör sevici TTB, bu defa Cumhurbaşkanı’na tepki olarak 14-15 Mart’ta bütün Türkiye’de hekimlere grev çağrısı yaptı. CHP’nin tekzip sarhoşu gazetesi Cumhuriyet ise Başkan Erdoğan’ın yurt dışına giden doktorları hedef aldığı yalanını yazarak yine tekzipe kapı araladı.
“PKK’nın tıp uzantısı”
Doktorların hastaları yüz üstü bırakıp eyleme sürüklenmesini isteyerek toplum sağlığını hiçe sayan TTB ile avaneleri büyük tepki toplarken, zift karanlığındaki sicilleri ise bu terör sevicilerine ‘dur’ denilmesi gerektiğinin zaruretini ortaya koyuyor. Hekimlerden zorunlu aidat adıyla topladığı haraçlarla kesesini büyütüp, kaos ve teröre yandaşlık eden TTB dünden bugüne her kaotik ortamda baş göstererek, ilgili ilgisiz her hususta çıban başı vazifesi görüyor. Eli kanlı PKK elebaşı Apo için övgüler düzerek, “Savaşın son bulması için Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması gerekli” diyen ve PKK gazetesi Özgür Gündem’de Yayın Yönetmenliği yapan Şebnem Korur Fincancı’nın genel başkanlığa getirildiği TTB’nin yönetimine ise terör sebebiyle kamudan atılan akademisyenler seçtirildi. “PKK’nın tıp uzantısı” halini alan TTB, hudut ötesindeki PKK’lılara yönelik Afrin harekatına karşı çıkıyor, hendek operasyonlarına dil uzatıyor, terörle iltisaklı HDP’lilerin milletvekilliğinin düşürülmesine itiraz ediyor. Yetki dışına çıkmayı ilke edinen TTB, Kanal İstanbul’un inşasına çamur atıp, İstanbul Sözleşmesi’ne ve eşcinsel sapkınlara destek veriyor.
TURKOVAC aşısına bile karşılar
Tıp sektöründe buluş, üretim gibi hiçbir safhada yer almayan TTB; şehir hastanelerini eleştiriyor, TURKOVAC aşısına iftira atıyor, tıkır tıkır işleyen aşı randevu sisteminin kapandığı yalanını atıyor, hekimlerin oruç tutmasına karşı çıkıp, besmeleye hakaret ediyor.
Salgın sürecinde yayınladığı binlerce sayfalık raporunda koronavirüsle mücadele, aşı çalışması gibi konularda tek ifadeye yer vermekten aciz olan TTB, meslek liselerinde öğrencilerin seri üretimini yapabildiği maskenin nasıl yapılabileceğine raporunda yer vererek bu sahada ideolojik saplantılar haricinde hiçbir ağırlığı olmadığını her hadisede gözler önüne seren bir meslek kuruluşu olarak öne çıkıyor.
