• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Trump’a suikast girişiminin arkasında ABD derin devleti mi var? Beklenen sürpriz, yahut açık sır

Yeniakit Publisher
2024-07-16 12:15:00 -
Trump’a suikast girişiminin arkasında ABD derin devleti mi var? Beklenen sürpriz, yahut açık sır

haber7.com yazarı Mehmet Acet, Donald Trump’a yönelik suikast girişimini değerlendirdi. Acet, suikastın ABD derin devleti tarafından organize edilmiş olabileceğini öne sürdü. Trump’ın ABD’nin iç ve dış politikasında köklü değişiklikler yapma vaadiyle müesses nizamı rahatsız ettiğini belirten Acet, suikastın ardından Trump’ın soğukkanlı tavrını ve siyasi mesajlarını koruduğunu vurguladı. Acet, şunları kaydetti:

haber7.com yazarı Mehmet Acet, Donald Trump’a yönelik suikast girişimini değerlendirdi. Acet, suikastın ABD derin devleti tarafından organize edilmiş olabileceğini öne sürdü. Trump’ın ABD’nin iç ve dış politikasında köklü değişiklikler yapma vaadiyle müesses nizamı rahatsız ettiğini belirten Acet, suikastın ardından Trump’ın soğukkanlı tavrını ve siyasi mesajlarını koruduğunu vurguladı. Acet, şunları kaydetti:

"ABD’nin bir önceki başkanı ve bir sonraki başkanı olmak için iddialı bir yarış yürüten Donald Trump’a yönelik suikast girişimini öğrendiğimde, suikast girişiminin görüntülerini izlediğimde, aklımda arka arkaya üç sahne canlandı.

İkisi gerçek hayattan, üçüncüsü bir sinema filminden üç sahne.

Eşiyle birlikte üstü açık bir otomobille ilerlerken suikasta kurban giden John F. Kennedy’nin vuruluş görüntüleri…
ÖNE ÇIKAN VİDEO

1988 yılında ANAP parti kongresinde konuşma yaparken yine suikast amacıyla yapılan saldırıda sağ elinin başparmağından yaralanan Turgut Özal’ın görüntüleri…

Sinema filmi dediğim ise, 1997 yılı yapımı Bruce Willis’in başrol oyuncusu olduğu bizim televizyonlarda da bolca yayınlanan Çakal filmindeki First Lady’ye suikast girişimi sahnesi.

BEKLENEN SÜRPRİZ, YAHUT AÇIK SIR…

Ne demek istiyorum, “Beklenen Sürpriz” derken…

Çok önceden geliyorum diyen, böyle bir şey olabileceği, üstelik tam da böyle bir yöntemle böyle bir şey olabileceği tahmin edilebilen bir suikast girişimi bu.

Trump’ın ABD establishment/müesses nizamı, yahut derin devleti tarafından devre dışı bırakılmak istendiğine/isteneceğine dair bir ‘açık sır/open secret’ bilgisi idi bahsettiğim şey.

Şimdiye kadar zaten suikast dışındaki yöntemlerin çoğu tüketilmişti ve bunların tümünden Trump, cesareti ve dik duruşuyla sıyrılmayı başarmıştı.

Milimetrik bir mermi sapmasıyla ölümden döndükten hemen sonra bile şok içinde kalmak yerine, kendisini apar topar götürmek isteyen korumalarına “Durun ayakkabılarımı alayım” diyecek kadar soğukkanlı kalabilmesi, olay yerinden götürülürken taraftarlarına yine yüksek bir bilinçle siyasi mesajlar verebilecek kadar kendinde olması… (yumruğunu sıkarak ve sallayarak verdiği yoldan dönüş yok mesajı)

TRUMP NİÇİN HEDEF OLDU?

Şuradan ilerleyelim:

Donald Trump, 2016 seçimleri için sahne aldığı andan itibaren, ABD’nin hem iç, hem dış politikasında köklü yenilikler yapma vaadi ile temayüz etmiş bir isim.

İş başına geldiğinde, “Herhalde o vadettiklerinin önemli bir bölümünü hayata geçirmekten vaz geçer çünkü onlar çılgınca vaatlerdi” diye düşünenleri hayal kırıklığına uğratan bir tutumla ilerledi.

Yani, seçimden önceki vaatlerini uygulama konusunda tereddüt göstermedi, geri adım atmadı.

Günün sonunda “Trumpizm” denilen bir ideoloji ortaya çıktı.

Bu ideoloji, ABD’nin 2’inci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan ‘Dünya Jandarmalığı’ rolüne kökten karşı çıkışlar üretti.

Avrupa’nın, özellikle de Almanya’nın, Uzakdoğu’da Japonya’nın ABD güvenlik garantisi altında kalmasının ABD için maliyet ürettiği tezinden hareketle, bu ülkelerle olan ilişkilerin geleneklerine sert dokunuşlar daha doğrusu vuruşlar yaptı Trump.

Bir sözünü hatırlatayım:

2019 yılında Japonya’nın Osaka kentinde yapılacak olan G-20 zirvesi için ülkesinden ayrılmadan hemen önce ABD başkanı sıfatıyla konuşan Trump şu mealde bir açıklama yapmıştı:

“Japonya şimdi bir savaşa girse, biz onlarla birlikte o savaşa girmek zorundayız. Ama biz bir savaşa girecek olsak, Japonlar Sony Televizyonundan bizim savaşımızı izleyecekler”

Nasıl ama?

Değil mi?

Ortadoğu ve Rusya’ya bakış konusunda da ABD kurumlarından, derin devletten çok farklı şeyler düşünüyor Trump.

Bir defa ülkesinin Ortadoğu’daki varlığını ülkesi için büyük bir yük ve maliyet olarak görüyor.

“Ortadoğu için harcadığımız ve boşa giden 7 trilyon dolarla, eskiyen köprülerimizi, yollarımızı yapardık” demişliği var, önceki yıllarda.

Başkanlığı döneminde Türkiye’nin Trump’ın bu yaklaşımını avantaja dönüştürerek Suriye’nin kuzeyinde yaptığı operasyonları (Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonları) hatırlayalım.

RUSYA UKRAYNA SAVAŞI BİTMESİN, ABD ORTADOĞU’DAN ÇEKİLMESİN İSTEYENLER TRUMP’IN ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞIYOR

Rusya yerine Çin’le uğraşılması gerektiği yönünde bir görüşü de var Trump’ın.

Ki, Çin’le ticaret savaşlarını başlatma anlamında başkanlığı döneminde kararlı adımlar da atmıştı.

“Rusya/Ukrayna savaşını ben bitiririm” demesini de bu özgüvenle ilişkilendirmek mümkün.

Bütün bu verilere tersinden bakıp değerlendirdiğinizde, bu suikast girişimi üzerinden şu sonuca ulaşmanız pekala mümkün olabilir:

ABD’nin dışarıda, dünya jandarmalığı rolünün devam etmesini isteyen, Rusya’yı öncelikli tehditler arasında görüp zayıflatmak amacıyla karşısında Ukrayna’ya on milyarlarca dolar yardımda bulunulması fikrini destekleyen, ABD’nin Ortadoğu’daki varlığının sürmesini, Avrupa’da ve Uzakdoğu’da, Almanya’da ve Japonya’da ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında bu ülkelerin kalmasını isteyen, yani bir nevi kurulu düzenin bu şekilde ilerlemesini isteyen kimler varsa, Trump’ın denklem dışında kalmasını isteyen bu kimselerdir, yahut bu güçlerdir demek mümkün.

PENTAGON’un geçen yıl takriben 960 milyar dolar bütçe kullandığını da hatırlatalım mı?"

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23