• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Tekstil Kent bizim, sahip çıkalım

Yeniakit Publisher
2013-12-11 13:57:00 - 2019-08-16 23:22:48
Tekstil Kent bizim, sahip çıkalım

Tekstil Kent Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Karaduman, Akit’in sorularını cevaplandırdı. 7 ay önce yönetimini devraldıkları Tekstil Kent’in doluluk oranının yüzde 45’e çıkardıklarını belirten Karaduman, bu oranı çok yetersiz bulduklarını belirterek, dükkan sahiplerine “Tekstil kentimize hep beraber sahip çıkalım” çağırısında bulundu.

KORAY TAŞDEMİR / İSTANBUL - Ticaretin kalbi İstanbul’de yaklaşık çeyrek asır önce kurulun Tekstil Kent, aradan geçen bunca zamana rağmen hala kendisine yüklenilen vizyona kavuşamadı. Atalay Şahinoğlu’nun yönetimi zamanında adeta yerinde sayan Tekstil Kent, 7 ay önce yönetim olarak el değiştirdi. Yeni Başkan Nuri Karaduman ve ekibi, Tekstil Kent’i ayağa kaldırmak için gecesini gündüzüne katıyor. Kısa sürede yaptıkları girişimler sayesinde Tekstil Kent’e hareketlilik geldiğini söyleyen Karaduman, “Tekstil kentimize hep beraber sahip çıkalım” çağırısında bulundu. Akit’in Müessese Müdürü Nuri Karahasanoğlu ile bir araya gelen Tekstil Kent Yönetimi; yönetim anlayışlarını ve yapmak istediklerini Akit’e anlattı.

-    Tekstilkent’in geçmişi konusunda bilgi verip geleceğe ve vizyonunuza dair bizi aydınlatır mısınız?

Tekstilkent 1986 yılında kurulması düşünülmüş ve başlamış olan bir kooperatif. 1997 yılında ise binaların iskânları alınmış. İnşaatı çok güzel ve hızlı şekilde yapmışlar ama Tekstilkent’in idaresi konusunda sınıfta kalmışlar. İdarede pek fazla başarı gösterememiş. Üyelerimiz maalesef kendi mallarına sahip çıkmamışlar. Şu anda bile 27 yıllık kooperatifte yüzde elli olarak natamam olan dükkânlar var. Üyelerin kendilerini sorgulamaları gerekir. Bir önceki yönetim ise maalesef kendini anlatamamış ve Tekstikent’i uzaktan görenler, otobandan gelip geçerken bakanlar plazalardan ibaret olan bir kooperatif zannediyorlar ama 4 bin 200 adet işyerinin olduğunu, büyük bir iş merkezinin olduğunu yeni yeni görmeye başladılar. Biz yedi aydan bu yana gazetelere, televizyonlara, İstanbul’daki kurum ve kuruluşlara kendimizi anlatıyoruz. “Tekstilkent boş mu? Olur mu öyle şey” şeklinde tepkiler alıyoruz.

-    Üyelerin mallarına sahip çıkması yaptığınız bir çalışma var mı?

Bizim yönetimde yedinci ayımız. Biz yedi aydan beri üyelerin önce mallarına sahip çıkması için üye bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Tekstilkent’in taramasını geçtiğimiz hafta bitirdik. Toplamda 43 bloğumuz var. Bu bloklarda yer alan bütün üyelerimiz ile görüştük. Israrlı davetlerimize rağmen 600- 700 üyemiz bizim davetimize icabet etti. Toplantılarımızda Tekstilkent’in kuruluşundan bu zamana kadarki durumu, 7 ayda bizim yaptıklarımız ve önümüzdeki 3 yıl için kendimize belirlediğimiz hedef konularını konuştuk.

İSTOÇ’TA DÜKKAN FİYATLARI BİZİM 4 KATIMIZ, NEDEN?

-    Siz yönetime gelmeden önce Tekstilkent’in doluluk oranı ne idi? Kısa sürede bu anlamda sağlanan fayda nedir ve bundan sonraki hedefleriniz ne olacak?


Tekstilkent, havaalanına 10 dakika, köprüye 10 dakika mesafede şehrin kalbinde olan bir yer.  Ancak buranın doluluk oranı yüzde 45. Yüzde beşlik gelişim de bizim zamanımızda oldu. Bunun iki ana sebebi var. Üyelerin sahip çıkmaması ve idarenin ilgilenmemesi.

Biz gelmeden önce yüzde 40 civarında bir doluluk oranı vardı ve biz kısa süre içerisinde bu oranı yüzde 45’e çıkardık. İnsanları içinde bulundukları karamsarlıktan kurtardık. “Tekstilkent’ten bir şey olmaz” diyenler şimdi “Ben Tekstilkent’teki yerimi satmam” demeye başladılar. Bu, çok önemsediğimiz bir durum.  Eskiden buradaki mal sahipleri yerlerini satmak için kuyrukta bekleyenler, bundan vazgeçtiler. Bizim buradaki en iyi dükkânlarımızın değeri (ki bu biz yönetime geldikten sonra oldu) 250-270 bin dolar civarında. Hemen yakınımızda İSTOÇ var. Oradaki dükkânların değeri 1 milyon dolar. Aramızda ciddi bir makas farkı var. Üyelerimiz bu farkın kapanmaya başladığına gördüler. Doluluk oranını arttırmak için kendimizi iyi anlatmamız lazım. Bu aslında bir insanlık görevidir. Çünkü 4 bin 200 işyeri ki bunlar milli servet İstanbul’un kalbinde, merkezinde çürüyor. Bu konuda çok emek sarf etmemiz lazım. Burası dolduğu zaman insanlara iş kapısı da doğacak.

-    Tekstikent’te gördüğünüz en önemli sıkıntı neydi?

 Tekstilkent’in en büyük sıkıntısı aslında sahibinin olmaması idi. Ne kadar iyi yapılmış binalar olursa olsun, dağılmış bir idare vardı ortada. İdareyi derleyip toparlamak ve bundan sonra da Tekstilkent’i iyi pazarlamak lazım.  Biz öncelikle Tekstilkent gibi şehrin merkezinde olan bir cenneti açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Bizim derdimiz aslında bu.  Bu çabamızı gören esnaflarımız gördükçe buraya gelmeye başladılar. Biz CNR’da son iki aydır tekstil ile ilgili olan fuarlara katılıyoruz ve çok dönüşler almaya başladık. Büyük firmalar Tekstilkent’e gelmeye başladılar. 2014-2015’de Tekstilkent’te belki firmalar yer bulamayacaklar.

YASAKLAR KALKTI, HIRSIZLIK ASGARİYE İNDİ

-    Teksilkent’in sorunlarını çözmek adına başka neler yapıyorsunuz?


Tekstilkent’te cep telefonları çekmiyordu. Düşünebiliyor musunuz 4 bin 200 işyerinin olduğu bir yerde artık vücudumuzun bir uzantısı gibi olan cep telefonları çekmiyordu. Hemen operatörlerle görüştük ve bölgemize verici istasyonları kurmaya başladık. Şube olarak gelemiyorlarsa bile en azından ATM kurmalarını istedik. Tekstilken yasaklar ülkesi gibi idi.  Biz burayı yasakların olmadığı bir site haline getirmeye çalışıyoruz. Akşamları suyun kesilme saatini 20.00’dan 23:00’a çıkardık. Tekstilkent’te akşam 19:00 gibi bütün yollar ve kapılar kapatılıyordu. 22:00’a kadar bütün kapıları açık bıraktık. Bu saatten 24:00’a kadar kontrollü olarak kapıları açık tutmaya başladık. Önceden uygulanan sıkıyönetim mantığına rağmen Tekstilkent’te haftada 5 kez hırsızlık oluyordu. Biz bu uygulamaya son verdik, Tekstilkent’e rahatlık ve özgürlük getirdik ama Allah’a şükür 2 aydır hırsızlık ile karşılaşmıyoruz.

-    Üyelik aidatlarınız ne kadar?

Metrekareye göre değişiklik gösteriyor.  75 TL ile 235 TL arası değişiyor. Aslında izim hedefimizde aidatları düşürmek var ama bizden önceki arkadaşların yaptığı gibi popülist bir politika yapmayı da düşünmüyoruz. Biz maliyet hesabı çıkarıyoruz. Kontörlü su sayacına da geçtik. Eskiden bir kısın suyu kullanıyordu ama herkes bu bedeli ödüyordu. 4 bin 200 işyerinin doluluk oranı yüzde 30 olduğu zamanlarda bu kısım suyu kullanırken bütün üyeler su parası ödemek zorunda kalıyorlardı. Biz buna kontörlü sayaca geçerek son verdik. Herkes kullandığı kadar ödemeye başladı.

TEKSTİL KENT GÜNEŞ ENERJİSİYLE ISINACAK

-    Anladığımız kadarı ile eksik yönetim anlayışını Tekstilkent’in doluluk oranını etkilemiş, bu anlayış bertaraf edilince de doluluk kaçınılmaz oluyor değil mi?


Evet. Kesinlikle katılıyorum. Bir de şu var biz İstanbul’da olmayan bir modeli uygulamak istiyoruz. Bizim çatılarımızın üstü 130 bin metrekare düz alan.  Güneş enerjisi ile kendi elektriğini kendisi üreten bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bir Alman, Avusturya ve bir Çin firması bize sunum yaparak işi üzerlerine almak istediler. Şubat ayında genel kurulda yetki aldıktan sonra bu işi başlatacağız. Biz kendi elektriğimizi ucuz elde etmek istiyoruz. Bunun yanında Tekstilkent’i tanıtmak adına Türkiye’de olmayan bir sistemi uygulamak istiyoruz.

TEKSTİLKENT SAHİBİNİ BEKLİYOR

-    Burada dükkânı olup da gelmeyen esnafa tavsiyeleriniz nelerdir?


Biz Osmanbey esnafı ile toplantılar yaptık. Onlara, ‘Evet Tekstilkent dolu değil ama gelin bir şubenizi açın, mallarına sahip çıkın’ dedik. Bu toplantıların ertesinde Osmanbey esnafından bazıları şube açmaya karar verdi. Şu anda merkez olarak tabir ettiğimiz 36 bloktan oluşan A ve B blokları var. Bu 36 bloktaki işyerleri bugün yapılsa yarın kiraya verilebilir. Böyle de bir hava yakaladık Tekstilkent’te. Üyelerimize öncelikle tavsiyemiz gelip mallarına sahip çıksınlar. Ben her yerde, “Tekstilkent gelişiyor. 2015’e kadar yerinizi alın, sonra almak istersiniz yer bulamazsınız” diyorum.

-    Tekstilkent’e ulaşım nasıl? İnsanlar kolayca ulaşabiliyorlar mı?

Ulaşımla ilgili herhangi bir sıkıtımız yok. İstanbul’un her yerine Tekstilken- Giyimkent koridorundan otobüs kalkıyor. Her tarafa otobüs ve minibüs var. Sadece metroya doğrudan erişim yok. O da inşallah 2017’de buraya metro ulaşacak. Ancak her şey metro demek değil. Yani İstoç’a da metro gelmeden İstoç doldu. Biz inanıyoruzki metro buraya gelmeden biz burayı dolduracağız ve metro da bizim arkamızdan gelecek.

ÜYELERDEN 7 MİLYON LİRA ALACAK VAR

-    Tekstilkent’i devraldığınızda kooperatifinin ekonomik durumu nasıldı?

Biz borçlu bir kasa devraldık. 1 milyon TL gibi bir borç ile biz burada göreve başladık. Arkadaşlar yer satarak bu işi düzeltmemizi önerdiler ancak biz yer satmadan bu işi nasıl düzeltiriz mantığının üzerine kafa yorduk. Bizim üyelerde 7 milyon TL alacağımız vardı. Üyelerimize önce mesaj gönderdik, sonra mektup gönderdik netice de biraz zorlayınca yedi ay zaman zarfında 1 milyon TL’lik borcu ödedik üstüne kasayı 1 milyonun üzerinde de artıya geçirdik. Gelecek günlerde daha olacağına inanıyoruz. Yapılan işleri görünce üyeler de yerlerini sahiplenmeye başladılar.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23