Mesleğe başlamasında babasının etkili olduğunu belirten Ekinci, "Babamla birlikte çalıştığımda işimi seviyordum, şimdi oğlumla çalışıyorum. İşi biraz daha büyütmek istedim ve oğlumu üniversiteye gönderdim. Oğlum üniversiteden sonra İstanbul'da büyük ayakkabı fabrikalarında çalıştı, işleyişi gördü." dedi. Mesleğe başladığı ilk yıllarda yoğun olarak kösele ayakkabı tamir ettiğini anlatan Ekinci, daha sonra yaygınlaşan spor ayakkabıların farklı renklerde olmasından dolayı tamirinde güçlük yaşadıklarını vurguladı. Ekinci, "Bizim mesleğimiz kıymetli bir ayakkabıyı onarmak. Müşteriye veriyoruz, o da memnun kalıyor, giyiyor. Mesela 1500 liralık bir ayakkabının tabanını 100 liraya değiştiriyorum. Sahibi memnun kalıyor, ben de mutlu oluyorum." diye konuştu.