• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Tarihi değiştirecek keşif! Mağaralara çizilen resimler! Kayaların içerisinde, 3 bin yıllık çizilen resimler

Yeniakit Publisher
2024-07-09 18:56:00 - 2024-07-09 21:05:37
Tarihi değiştirecek keşif! Mağaralara çizilen resimler! Kayaların içerisinde, 3 bin yıllık çizilen resimler

Kazakistan'ın güneyinde bulunan Tamgalı Vadisi’nde yaklaşık 3 bin yıl önce yapılan kaya resimleri ilk çizildiği gün gibi duruyor. 3 bin yıllık çizmler bulundu.

Kazakistan’ın Almatı kentinin yaklaşık 170 kilometre kuzeybatısındaki Tamgalı Vadisi'nde Tamgalı (Tanbalı) petroglifleri yer alıyor.
Devlet tarafından koruma altınada olan Tamgalı Devlet Açık Hava Müze Rezervi adıyla anılan bölgede 5 binden fazla kaya resmi bulunuyor.
Bronz çağında bölgede yaşayanlar tarafından çizilmeye başlanan ilk petrogliflerin bulunduğu bölgede bu geleneği orta çağ döneminde Göktürkler'in devam ettirdiği biliniyor.

Tamgalı’da yer alan ve orta çağ dönemine ait olan kaya resimlerinin çoğunda 6 ve 7. yüzyıldaki eski Türk savaşçılarının resimleri duruyor. Her sene bölgeye yurt içi ve dışından çok sayıda turistin geldiği, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne 2004 yılında dahil olan ve günümüze kadar korunan Tamgalı petrogliflerini bilim insanları da ziyarete geliyor.


Kazakistan Tamgalı Devlet Açık Hava Müze Rezervi Müdür Yardımcısı Rinat Şaripov, Tamgalı petrogliflerinin 1957’de bronz çağı mezarları için yapılan kazı çalışmalarında çıktığını belirtti.
Şaripov, hükümetin özel kararnamesiyle 2003 yılında devlet koruması altına alınan bölge hakkında şu sözlere yer verdi:

"Açık hava müzemiz 3 bin 800 hektar alanı kapsıyor. Burada kaya resimlerinin yanı sıra bronz çağ dönemindeki insanların yaşadıkları, ibadet ettikleri ve defnedildikleri yerler var. Müzemiz alanında nadir bitki türlerine de rastlamak mümkün. Örneğin, nisan ayında çiçek açan ve kayaların arasında yetişen Greig lalesi bulunuyor. Ayrıca tilki, kurt ve argali koyunu da var."


Buradaki kaya resimlerinin bronz çağında yaşayan insanlar tarafından yapılmaya başlandığını aktaran Şaripov, "Tamgalı’daki en eski petrogliflerde güneş başlı insan figürleri, boğa ve hayvan resimleri sıkça yer alıyor. Kaya resimlerinin derin oyma tekniğiyle yapıldığını görüyoruz. Resimler kayaların yüzeyine 3 ila 5 milimetreye kadar oyularak yapılmış. En büyük kaya resmi ise 1 metreye kadar ulaşıyor." dedi.

Tamgalı petrogliflerinin yaklaşık 3 ile 5 bin yıllık tarihi olduğundan bahseden Şaripov, "Bu petroglifler yapıldığında din yoktu. İnsanlar göğe, ateşe ve güneşe tapıyorlardı. Ayrıca insanlar hayvanları evcilleştiriyorlardı. Dolayısıyla günümüze kadar korunan bu resimler, söz konusu dönemlerdeki yaşamı anlatıyor." dedi.
Eski Türklerin tarihine ve kültürüne ait çok sayıda eser ile karşılaşıldığını dile getiren Şaripov, "Tamgalı yakınındaki Almalı Vadisinde eski Türk (runik) yazıları ile damgalarına rastlamak mümkün. Tamgalı petroglifleri de Türk halklarının kültürü ile dillerinin ortak olduğunu ispatlıyor." diye konuştu.

Kazakistan'ın Türkistan şehrinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Türbesi’nden sonra UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilen ilk eserlerinden biri olduğuna dikkati çeken Şaripov, bu mirası gelecek nesillere aktarmak ve korumak için çalıştıklarını ifade etti.


TÜRK BOYLARININ DÜNYAYA BAKIŞI TAŞLARIN ÜZERİNDE

Tamgalı petrogliflerinin Türk Kültür ve Miras Vakfı tarafından UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmesinin 20. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen bilimsel konferans kapsamında bölgeye gelen Özbekistan Bilimler Akademisi Milli Arkeoloji Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Gaybulla Babayarov da Tamgalı bölgesinin önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Uzun zamandır Göktürk tarihi üzerine çalışan Babayarov, "Bir Türkolog ve tarihçi olarak hep Tamgalı bölgesini ziyaret etmek istemiştim. Bugün ise bu arzumun gerçekleşmesinin mutluluğunu yaşıyorum. Tamgalı neden önemli, burası eski Türk kültürünün birçok etabını kendinde barındırıyor. En eski dönemlerden orta çağlara kadar Türk boylarının dünyaya bakışının taşlara yansımasıdır." ifadelerini kullandı.

Babayarov, özellikle Göktürk damgalarını araştırdığını belirterek şu sözlere yer verdi:

"Tamgalı’ya bu damgaları görmek için geldim. Çok şaşırdım. Buradaki kaya resimlerinde dağ keçisinin resimleri çok fazla. Eski Türklerde dağ keçisi cesurluğu ve çevikliği simgeliyordu. Tamgalı’daki bu damgaları Batı Göktürk Kağanlığı tarafından Taşkent bölgesinde basılan medeni paralarda da görmek mümkün. Bilge Kağan, Kül Tigin ve Orhun yazıtlarında da hanlığın, kağanlığın damgası olan dağ keçisi figürlerinin yaygın olarak kullanıldığını biliyoruz. Demek ki şimdiki Moğolistan’dan Kazakistan’a, buradan da Özbekistan’a ve daha ötelere kadar yayılan bu kültür, biz Türklerin nerelere gitse oralara kendi dünya görüşünü ve sembollerini de getirdiğini gösteriyor."

" width="561" height="374" />


Babayarov, özellikle Göktürk damgalarını araştırdığını belirterek şu sözlere yer verdi:

"Tamgalı’ya bu damgaları görmek için geldim. Çok şaşırdım. Buradaki kaya resimlerinde dağ keçisinin resimleri çok fazla. Eski Türklerde dağ keçisi cesurluğu ve çevikliği simgeliyordu. Tamgalı’daki bu damgaları Batı Göktürk Kağanlığı tarafından Taşkent bölgesinde basılan medeni paralarda da görmek mümkün. Bilge Kağan, Kül Tigin ve Orhun yazıtlarında da hanlığın, kağanlığın damgası olan dağ keçisi figürlerinin yaygın olarak kullanıldığını biliyoruz. Demek ki şimdiki Moğolistan’dan Kazakistan’a, buradan da Özbekistan’a ve daha ötelere kadar yayılan bu kültür, biz Türklerin nerelere gitse oralara kendi dünya görüşünü ve sembollerini de getirdiğini gösteriyor."

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23