• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Süleyman Soylu'dan, namussuzca iftiralara karşı flaş hamle! Ha bu da size kapak olsun

Yeniakit Publisher
2024-08-03 12:35:00 -
Süleyman Soylu'dan, namussuzca iftiralara karşı flaş hamle! Ha bu da size kapak olsun

Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında cesur devlet adamlarının önemine dikkat çekti. Tayiz, Süleyman Soylu'nun darbe gecesi gösterdiği cesaretin ve bugün iftiralara karşı duruşunun önemini vurguladı. Soylu'nun dokunulmazlığını kaldırma talebinin bir meydan okuma olduğunu belirten Tayiz, devlet adamlarının itibarsızlaştırılmasına karşı durmanın önemini yazdı. Kurtuluş Tayiz, şunları kaydetti:

Akşam gazetesi yazarı Kurtuluş Tayiz, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında cesur devlet adamlarının önemine dikkat çekti. Tayiz, Süleyman Soylu'nun darbe gecesi gösterdiği cesaretin ve bugün iftiralara karşı duruşunun önemini vurguladı. Soylu'nun dokunulmazlığını kaldırma talebinin bir meydan okuma olduğunu belirten Tayiz, devlet adamlarının itibarsızlaştırılmasına karşı durmanın önemini yazdı. Kurtuluş Tayiz, şunları kaydetti:

“Devletlerin zor günlerden geçtiği zamanlar, ayakta kalma mücadelesi verdiği dönemler olur. Türkiye, 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında böylesine zor günlerden geçti. Başkentimiz Ankara, Kurtuluş Savaşı'nı yürüten Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı binamız ve milletimizin bizatihi kendisi bombalandı. Devletimiz uçaklarla, tanklarla, toplarla hedef alındı.

Türkiye'nin 15 Temmuz'da Irak, Suriye, Libya ve Yemen gibi büyük bir iç savaşa sürüklenmesine ramak kalmıştı. Bir adım ötesi işgal kapılarının sonuna kadar aralanması ve devlet varlığımızın tarumar olmasıydı.

Eğer o akşam cesur "devlet adamları" sahneye çıkmasa, darbe ve işgale direnen milletimize öncülük etmeseydi devletin ve ülkenin büyük bir belirsizliğe sürüklenmesi içten bile değildi.

Osmanlı'da devlet varlığının sıkıntıya girdiği günlerde ortaya çıkan önemli kavramlardan biri de kaht-ı ricaldir. Devlet adamı kıtlığı anlamına geliyor. Nusret Paşa, Osmanlı devletinin yaşadığı sorunların kaynağını bu kavramla ifade etmişti. Zor zamanlardan geçerken "devlet adamlarını" çıkarma becerisi gösteremeyen ülkeler, düşmanlarının karşısında bütün savunmalarını yitirir, özgürlüklerini ve vatanlarını kaybetmekle yüz yüze kalırlar.

Osmanlı'dan günümüze şüphesiz çok şey değişti; çok şükür bugün "devlet adamı kıtlığı" yaşamıyoruz. Fakat devlet adamlarının itibar suikastına uğrayarak milletin gözünden düşürülmeye çalışıldığı daha sinsi zamanlardan geçiyoruz. Terör devleti İsrail'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sistematik olarak yıllardır hedef almasının sebebi Türk devletinin başında gerçek bir liderin bulunmasıyla bağlantılıdır. Niteliksizleri, vasıfsızları, korkakları öne çıkarıp cesur devlet adamlarını ise devletin başından uzaklaştırma gayretindeler.

Dünyaya baktığımızda çoğu devletin başında Siyonizm'in kuklalarını görürüz. Bu nokta son derece önemlidir. Türkiye'de de cesur devlet adamları itibarsızlaştırılırken, terör destekçisi, mavi vatan düşmanı isimleri popülerleştirip devleti ehil ellerden uzaklaştırmaya çalışmaktalar.

15 Temmuz akşamı cesur bir "devlet adamı" olarak darbenin karşısına dikilen; yedi yıl içişleri bakanlığı yapan Süleyman Soylu'nun hakkındaki yalan haber ve iftira bombardımanına karşı dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle Meclis Başkanlığı'na başvurması bu açıdan son derece önemlidir.

Göz göre göre gerçek devlet adamlarını yalan haber, iftira ve karalama kampanyalarıyla itibarsızlaştırıp devletten uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

Soylu'nun başvurusu bir meydan okumadır fakat şahsi değildir. Soylu, kendisini hedef alan bütün iftira sahiplerine "haklılık" payı bırakmamak adına "Buyurun, suçlama ve iddialarınızı kanıtlayın" dedi.

Süleyman Soylu da küsüp geriye çekilebilirdi. Görevinden, devletten de uzaklaşabilirdi. Devlete büyük hizmetlerde bulunmanın avuntusuyla emekli olabilirdi. Bu niteliğe sahip onlarca devlet adamının köşesine çekilmek zorunda kaldığını biliyor ve görüyoruz.

Soylu'nun başvurusunun "şahsi" olmadığına dikkati çekerken işte tam da bunu ifade etmek istiyoruz. Soylu, devleti zan altında bırakmamak adına bu soylu başvuruyu gerçekleştiriyor. Yoksa yalan ve iftira sahiplerinin ve arkalarındaki güçlerin gerçekte kim olduğunu bizlerden daha iyi biliyor.

Tekrar meselenin özüne dönmek istiyorum:

Eğer devlet adamı kıtlığına düşersek bilelim ki yıkım yakındır. Erdoğan döneminde devlet ilk kez nitelikli ehil ellere emanet edilmiştir. Bu gerçeği görüp, tuzağa düşmeyelim. Bir kez daha "kaht-ı rical" yaşarsak toparlanması çok zor, hatta imkansız bile olabilir.”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

AHMET BULUT

dengeler deyişirse sen yine satartsın güce bakarsın sen varya sen

Böyle bir uygulama yok

Bir milletvekili kendi dokunulmazlığı kaldırılsın diye baş vurması resmi olarak yok hükmündedir. Böyle bir uygulama yok çünkü. Ama samimi ise kendi dönemi ile ilgili mahkemeye suç duyurusunda bulunup araştırma isteyebilir.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23