• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehtap Yılmaz
Mehtap Yılmaz
TÜM YAZILARI

Soma müstahak, ya siz?

22 Mayıs 2014
A


Mehtap Yılmaz İletişim: [email protected]

Kendileri sövüp sayacak... 

Kendileri beddua edecek...

Kendileri tehdit edecek...

Kendileri hedef gösterecek... 

Kendileri kaldırım taşlarını sökecek...

Kendileri yakıp yıkacak... 

Kendilerine her türlü küfürlü, dayaklı kötekli tepki helal çünkü!

Ötekiye haram!

*

“Kevaşe...”

“Bu aşağılık köpek sürüsüne az bile yaptıkları”

“Bunları odunla döveceksin” 

“Bunlar, Satanist...”

“Fahişe, şerefsiz...”

“Mantosu uzun, aklı kısa...”

Peki, bu hakaretleri hak edecek ne yapmış başörtülü eylemci?

Başörtü yasağını protesto ederken molotof mu atmış?

Esnafın iş yerlerini mi yağmalamış?

Kaldırım taşlarını mı sökmüş?

Kamu malını mı yakıp yıkmış?

Polislere demir bilyelerle mi saldırmış?

Çocuklu bir kadını mı linç etmiş?

Duvarlara, başörtü yasağının mimarlarının analarına küfürler mi yazmış?

Mezarına ...eriz mi demiş?

Tabii ki hayır...

Eee? Ne yapmış?

İstanbul depremine müstahaksınız mı demiş?

Depremzedelere ... yoluna gitti Niyazi mi demiş?

İçini mi soğutmuş, gıcık twitler mi atmış?

I ıh!

1999’da... Marmara Üniversitesi’nde, başörtü eyleminde, “7.4 yetmedi mi?” yazılı bir pankart açmış! 

Hepsi bu...

Sonra?

Sen misin bu yaraya dokunan?

Karşı mahalledekiler, cümbür cemaat toplanarak, o başörtülüye saldırmış!

Hürriyet Gazetesi hedef göstermiş...

Gani Müjde, “mantosu uzun, aklı kısa” diye aşağılamış.

Ertuğrul Özkök fişlemiş!

Fatih Altaylı sövüp saymış...

Polis, onlarca başörtülü kızı derdest edip tutuklamış...

Peki, bu arada her şeye maydanoz Pensilvanya’daki bedduacı ne yapmış?  

“Hani bana, hani bana” mı demiş?

Tabii ki anında mevzuya sazanlamış!

Mehmet Kutlular üzerinden, içini dökmüş, rahatlamış!

Tıpkı Mavi Marmara olayındaki pişkinlikle hem de... 

Şimdi bakıyorum da... Memleket manzarası o günden bugüne pek de değişmemiş...

Yeni akit’in manşetine karşı gösterdikleri “alerjik” reaksiyona bakın...

Yusuf Yerkel’e karşı yürütülen “linç” girişimine...

Başbakan Erdoğan’a karşı “vahşi” muhalefete...

Yerli yersiz işbirlikçiler şimdi olduğu gibi, o dönemde de aynı saftalarmış! 

Sandıktan çıkmaktan ümit kesince, karanlık muhalefet yöntemleriyle saldırmaktalarmış!

Lakin bana göre yine de, hâlihazırdaki Paralel Yapı&CHP&MHP&BDP koalisyonunki kadar “vahşi” bir muhalefetle değil! 

Buna rağmen, kimse onları, “Nefret suçu işlediler” diye dünyaya fişlememiş...

“Firavun” diye yuhalamamış!

Merhum annelerine sövmemiş...

“Canın cehenneme” dememiş...

Beddua etmemiş...

Mülaane teklif etmemiş...

Gözlerinin içine baka baka “diktatör” diyememiş!

Neden?

Çünkü onlar, gerçekten diktatörlermiş!

İşçi Partili olup da Somalı taklidi yaparak protesto yapanları yakarlarmış!

Çakma müftü karısı olup “dezenformasyon” yapmaya kalkışanı duman ederlermiş!

Milletin yaralarına basa basa “... yoluna gitti Niyazi” diyen Yazgülü’nün gözünün yaşına bakmaz, bahçe makasıyla sayfadan budarlarmış!

“Buna müstahaksınız” diyen dilleri keserlermiş!

Pensilvanya bedduacısının ahı tuttu diyen putperestlere, dünyanın kaç bucak olduğunu gösterirlermiş!

Alayına haddini bildirir, yerle yeksan ederlermiş!

Sisi gibi binlerce insanı yargısız idama mahkûm ederlermiş!

Beşar Esed gibi, kimyasal silahlarla katlederlermiş!

İsrail kuduz köpeği gibi çoluk çocuk demez, infaz ederlermiş!

Başbakan gibi değillermiş yani...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23