CUMHURİYET, 26 Ekim 2013: “MÜDÜRLERE SÜRGÜN" 27 Mayıs 2013'te, tam da 27 mayıs darbesinin yıldönümünde İstanbul'da gezi isyanı başlatılmış. Ortaokul öğrencilerine varıncaya kada, okullardan çocuklar dersten çıkarılıp Taksim'e taşınmış Bindirilmiş kıtalarla, sokaklar işgal edilmiş. O isyan bastırıldıktan sonra, şimdi okullardaki öğrencileri kimler Taksim'e taşımış ise, onlardan hesap sorulma vakti gelince, Cumhuriyet savunmaya geçiyor.. "Müdürlere sürgün" diyor. Yani, "Biz isyan yapalım, okulları karıştıralım, müdürler bunu seyretsin. Başarılı olursak, zaten sorun yok. Başarısız olursak, yeni bir darbe girişiminde yine öğrencileri sokağa çekebilmemiz için, kimsenin ceza almaması gerekir" diyorlar.. Sanki durduk yerde, haksız olarak müdürlerin görev yeri değiştiriliyormuş gibi, böyle manşet atıyorlar.. O öğrenciler, Taksim'deki hükümet aleyhtarı gösteriye değil de, örneğin 29 Mayıs İstanbul'un fethi kutlamasına gitseydi, "Gerici gösteriye öğrenciler katıldı, müdürler seyretti" diye başlık atacak olan; hem öğrencileri hem müdürleri suçlayacak olan Cumhuriyet, konu hükümet aleyhtarlığı olunca, böyle savunmaya geçiyor..

TARAF, 26 Ekim 2013: "SAVCI 'ASMAYALIM BESLEYELİM' İSTEDİ" CIA'nin çıkarttığı gazeteye atılan başlıkta ancak böyle takıyye yapılır işte.. 2010 yılı anayasa değişikliğinde, solcular/laikçiler/kemalistler "Kenan Evren ve arkadaşlarını yargılamak mümkün değil, darbe suçu üzerinden 30 yıl geçti, zamanaşımına uğradı. İktidar, istediği değişiklikleri yapmak için, 12 Eylül darbecilerini de yargılıyormuş gibi ilgili maddeyi yürürlükten kaldırıyor. Halkı aldatıyor" dediler. Evren ve darbeci arkadaşları yargılanmaya başlayınca da, sanki o darbecileri idam etmek hukuki olarak mümkünmüş gibi, savcının "Asmayalım, besleyelim" talebinde bulunduğunu yazdılar. Sizi gidi sahtekar Tarafcılar sizi. Tam FETÖ taktiği..

BUGÜN, 26 Ekim 2014: "TÜRK OKULLARI EN İYİ PERFORMANSIMIZ" AK parti kurucusu, FETÖ'cü gazeteye konuşmuş. Başka bir şey demesini de beklemezdik zaten. Sonraki yıllarda yaptığı açıklamalarda da, FETÖ'cüleri masum gösteren konuşmalarını biliyoruz.. Ama esas önemlisi, aynı gazetedeki, "Gülen'e karşı kirli bir savaş yürütülüyor" başlığı altındaki Alman gazeteci Daniel Gerlach'ın "Türkiye'de Gülen Hareketi'ne karşı kirli bir savaş yürütülüyor" sözleri. 17-25 Aralık darbesi yapılmış, medyaya MİT Tırlarından tutun, bakan ile başbakan, devletin en kritik görevlerindeki bürokratlarının konuşmaları çarpıtılarak sızdırılmış, hatta FETÖ'cüler bile, "Bunlar bizim değil, Alman istihbaratının işi olabilir" demiş.. Alman gazeteci (büyük ihtimalle Alman istihbaratçısı), Gülen'e güzelleme yapıyor.. Yaşar Yakış, bu habere bakıp, bari düşünseydi: "Bu Alman, niye Gülen'e sahip çıkıyor" diye..

TARAF, 26 Ekim 2014: "TANAL: ARSAMI VEREYİM, CAMİYİ ORAYA YAPIN" CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Taraf'taki "Yargı kararına polis barikatı" başlıklı haberde, Validebağ camii yapımına karşı çıkanlara destek verirken, "Arsamı vereyim, camiyi oraya yapın" dediğini aktarmış. Tanal, eğer samimi ise, arsasını niye vermedi? Günü kurtarmak için, "Arsamı vereyim" derler. Güçleri yeter ise, camiyi yaptırtmazlar, sonra ortalıktan toz olurlar.. Neyse ki bu sefer, oyuna gelinmedi.. Validebağ camii yapıldı şimdi mahalle sakinleri orada namaz kılıyor.

CUMHURİYET, 26 Ekim 2016: "SAVAŞ PLANLARI ÇALINDI" "MİT Tırları ile DAEŞ'e silah yollandı" diye iftira içerikli manşet atan Cumhuriyet gazetesine bakın.. Gözünüze inanamıyorsunuz değil mi? "Cumhuriyet mi böyle bir başlık kullanmış" diye, gözlerinizi oğuşturuyorsunuz. MİT Tırları ile ilgili manşetlerinde, sadece planı çalmak değil, bir de planlar çarpıtılarak, üstelik, Türkmenlere gidenleri DAEŞ'e gidiyor diye iftira atarak, tüm dünyaya duyuru yapıp MİT'e iftira atanlar, şimdi Genelkurmay'daki "Kozmik oda"ya girilmesini eleştiriyor. Güler misiniz, ağlar mısınız? Tabii ki ABD uşağı FETÖ'cülerin "Kozmik Oda"a girmesine onay verecek değilim. Ama, Kozmik Oda'da zaten ABD'den gizli bir şey olduğunu sanmıyorum, Ayrıca, MİT Tırlarındaki manşetini hatırlatıp, Cumhuriyet'in ikircikli tavrını da gözler önüne seriyorum..

YENİÇAĞ, 26 Ekim 2016: "MHP'DE DURUMLAR FENA HALDE KARIŞIK" Bakın bu manşet atılalı 4 sene olmuş. Manşette yer alan fotoğrafta, MHP'nin durumunun karışık olduğunu iddia edenlere bakın: "Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, İsmail Ok.. Üçü de İyi Parti'ye gitti. Bugün ikisi İyi Parti'de yok. Üçüncüsü de kapı önüne konulmak üzere gün sayıyor.. Halaçoğlu milletvekili adaylığında tartışma yaşadı.. İsmail OK, HDP ile ittifaka isyan bayrağı açıp, istifa etti. Ümit Özdağ da, İyi Parti'nin önemli il başkanları FETÖ'cü diyerek başkaldırdı.. Şimdi ihracı bekliyor.. 4 yılda yaşanılanlara bakar mısınız. Nasıl suni bir gündem oluşturmuşlar, nasıl kurdukları partiden pişman olmuşlar..

SÖZCÜ, 26 E kim 2016: "KRAL YAPALIM, KURTULALIM" CHP Genel Başkanı 4 yıl önce, Tayyip Erdoğan için, "Kral yapalım, bu işten kurtulalım" diye alay etmek istemiş ama. Kılıçdaroğlu, halkın istemediği, ama zorla devletin başında duruyor gibi ima yaptığı Tayyip Erdoğan, o günden sonra üç seçim daha kazandı.. Referandumda, yedi düvel bir oldular, yine de "evet oyu" çıktı.. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminde, SP ile bile ittifak yaptılar, yine Erdoğan % 51.5 oyla cumhurbaşkanı seçildi. 2019 mahalli seçimlerinde bile, belediye meclis üyeliği oy oranlarına baktığınızda, CHP, AK Parti'nin yarısı kadar oyu, ancak alabildi.. Ama lafa gelince, sanki Erdoğan ülkenin başında haksız yere oturuyormuş gibi, algı oluşturuyorlar.