Ankara’da bulunan Rus Evi’nin Başkanı Rus akademisyen Doç. Dr. Aleksander Sotnichenko, Akit’e yaptığı değerlendirmede, Rusya’nın da tıpkı Türkiye gibi Batı kaynaklı LGBT sapkınlığının hedefinde olduğunu belirtti.
Muhammet Kutlu Ankara
“Batı kaynaklı LGBT sapkınlığı tehdidine karşı Türkiye, Rusya ve geleneksel kültürel değerlere sahip çıkan ülkelerin bu sapkınlığa karşı güç birliği yapması gerektiğini belirten Sotnichenko, “Batılı demokrasilerin siyasi cephaneliğine uzun zaman önce giren ve mevcut pozisyonunu her geçen gün daha da güçlendiren LGBT ideolojisi artık o denli güçlüdür ki, Batı medeniyetine entegre olmak adına liberal değerleri benimseme hazırlığını beyan eden herhangi bir ülkede, söz konusu açıklamaya müteakiben eşcinsel geçit törenlerinin derhal tertip edileceğinden emin olabilirsiniz. Mesela, Ortodoks Hıristiyan Sırbistan’da AB’li diplomatların ve bazı Sırp yetkililerin önderliğinde bir eşcinsel onur yürüyüşü düzenlemek, bu ülkenin Avrupa Birliği’ne entegrasyonunun koşullarından birisiydi. Aynı durum bugün Ukrayna’da da yaşanmaktadır. Batı yanlısı darbenin ardından geniş katılımlı eşcinsel yürüyüşü Ukrayna tarihinde ilk defa 2017 yılında düzenlenmiştir. Her ne kadar eşcinsel geçit töreni düzenlemek için tekrarlanan girişimler Rusya’da başarısızlıkla sonuçlansa da, Batılı liberaller bu yöndeki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor” dedi.
“Rusya ve Türkiye LGBT sapıklığına karşı güç birliği yapmalıdır”
“Bugün Batılı STK’lar ve kamu kuruluşları, uluslararası LGBT hareketiyle bağlantılı bir şekilde finansal ve ideolojik destek vermek suretiyle Rusya’da planlı bir eşcinsel propagandası yürütmektedir” diyen Rus Evi Başkanı, “Batı’nın kültürel ve ideolojik dayatmaları karşısında Rusya, Türkiye ve geleneksel değerlere sahip çıkan ülkelerin bir güç birliği yapmaları bugün zaruri hale gelmiştir. Devletlerimiz arasındaki siyasi ve ekonomik etkileşimin ve dayanışmanın oluşturduğu müspet atmosferde, milli kültürlerimizin egemenliğini tehdit eden ve gençlerimizin ahlakını bozan sapkın propagandalardan toplumlarımızın korunması doğrultusunda yapılacak işbirliği önemli sonuçlar verecektir. Bu bağlamda, hükümetlerimiz ve kamu kurumlarımızın mevcut deneyimlerini birbirleriyle paylaşmalarında şüphesiz büyük yarar vardır” görüşünü kaydetti.
