• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

‘RANT TAKSİM’İ

Yeniakit Publisher
2013-06-05 21:29:00 - 2013-06-05 21:31:57
‘RANT TAKSİM’İ

Taksim Gezi Parkı’nda başlayan provokasyonun arkasında rantiye izleri görünüyor. Olayların ardından döviz ve faizin gerçekçi olmayan bir biçimde fırlaması, borsanın da “krizi satın almaması” faiz lobisinin atraksiyonu olarak değerlendiriliyor. AK Parti hü


YENER DÖNMEZ/ANKARA-
AK Parti hükümetlerinin son 10 yılda istikrarlı bir şekilde rantiyenin faiz musluğunu kısması, içeride ve dışarıda faizcilerin tepkisini çekerken, istikrarın bozulması faiz lobisinin umudu haline geldi.
100 BİN LİRAYLA AYDA
4 BİN 500 LİRA KAZANIYORLARDI
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizi olarak tarihe geçen 2001’deki çarpık ekonomik yapıda, ayda yüzde 4,5 faiz alan mevudat yatırımcısının 100 bin lira karşılığında ayda 4 bin 500 lira gelirle çalışmadan yaşabildiği günlerin geride kalması faiz lobisini sürekli tedirgin etti. Hükümetin sistemli politikası sonucunda son bir yılda 100 bin liralık bir mevduatın aylık faiz getirisinin 500 liraya kadar gerilemesi lobinin karşı karşıya kaldığı kaybı gözler önüne seriyor.
REPO, HAZİNE BONOSU, DEVLET
TAHVİLİNDE DE FAİZ DÜŞTÜ
Merkez Bankası’nın peş peşe gerçekleştirdiği faiz indirimleri ve faiz gelirine konulan vergilerle birlikte ortaya çıkan tablo sonucunda faiz oranları yüzde 6’ya kadar indi. Yine, bir başka faiz enstrümanı olan repoda da durum lobi açısından parlak görünmüyor. Geçmiş yılların gecelik faiziyle bile 100 bin liraya birkaç bin lira kazandıran repo, bugünlerde aynı mevduat miktarı için 300 liraya kadar geriledi. Yine 100 milyar liralık Hazine bonosu veya devlet tahvilinin de aylık kazancı 380 lira civarında bulunuyor.
DÜNYA “EKSİ FAİZ”E GEÇİYOR
Uluslararası piyasalar açısından da Türkiye faiz çarkının cazibesini kaybettiği bir ülke olarak görülüyor. Hazine ve Merkez Bankası’nın verilerine göre, 2012 yılında yabancı spekülatörlerden 40 milyar dolar civarında portföy yatırımı çeken Türkiye’ye bu yıl ise 30-35 milyar dolar dolayında faiz için sıcak para gelmesi bekleniyor. Bu düşüş beklentisi de, uluslararası rantiye çevrelerinin Türkiye’de fahiş faiz geliri öngörmediklerini ortaya koyuyor. Öte yandan dünya genelindeki “eksi faiz” olgusu da, Türkiye’nin sıcak paracılara yüksek faiz verme zorunluluğunu ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Bu çerçevede Almanya ve Hollanda’da son bir yılda “eksi faiz”li resmî borçlanmalar gerçekleştirildi. Yine, Avrupa Merkez Bankası’nın, bankaların kendisine yatırdığı paralara verdiği faizi ekonomik durgunluğu aşabilmek için sıfırın altına düşüreceği de konuşuluyor.
SETA: YABANCI SPEKÜLASYONA
DEĞİL YATIRIMA GELSİN
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan bir raporda da, mevcut durumda Türkiye’ye yılda 10 milyar dolar seviyesinde bir yabancı yatırım çekildiği, faiz enstrümanlarında ise bu rakamın 30 milyar dolar civarında olduğu belirtilerek, ideal olanın doğrudan yatırım miktarını 30-40 milyar dolar bandına çekmek olduğu vurgulandı. Bu arada Türkiye’nin kredi notunun peş peşe iyileştirilerek, “yatırım yapılabilir” seviyeye yükseltmesi de maliyet yatırımlarının yanısıra faiz yükünü de azaltacak. Türkiye böylece hem içeriden hem de dışarıdan yatırımlarına daha ucuz maliyette finansman sağlayabilecek.

Rantiyenin
ballı günleri

Aralık 2001’de 1 milyon doları TL’ye çeviren rantiye, bunu bir yıl faizde değerlendirdikten sonra elde ettiği 2,8 trilyon lirayla dolar satın alarak, servetini 1,8 milyon dolara yükseltebildi. Faizlerin uzun süre yüzde 70’lerde seyrettiği 28 Şubat sürecinde kritik yıl olan 2001 yılının aralık ayı ile 2002 yılının aralık ayı arasında kalan dönemde, parasını TL’ye çevirerek değerlendirmeyi tercih edenler yüzde 30’lara kadar gerileyen enflasyona rağmen, yüzde 100’lere ulaşan kazancı hiçbir emek harcamadan, üretime bir kuruş yatırım yapmadan elde etmeyi başardı. Bu durum, Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı “Sıcak Para’nın 1 Yıllık Hasar Raporu”nda rakamlarla ortaya konuldu. Buna göre, 2 Aralık 2001’de yerli veya yabancı bir yatırımcı, 1 milyon dolarını dönemin dolar kuru olan 1 milyon 490 bin liradan bozdurup eline geçen 1 trilyon 490 milyar lirayı ortalama yüzde 66 bileşik faizle bankalarda değerlendirdiğinde; 1 yıl sonra bu parayı 2 trilyon 824 milyar liraya çıkaracak fırsatı yakaladı. Aynı kişi ya da kişiler, 2001 Aralık ayında TL’ye çevirerek, banka faiziyle 2.8 trilyon liraya ulaştırdıkları paralarını, bir doların 1 milyon 515 bin lira olduğu 2 Aralık 2002’de tekrar dolara çevirdiklerinde, ellerine 1 milyon 864 bin dolar geçti. Buna göre, 2001 yılı Aralık ayında 1 milyon doları olan yerli veya yabancı yatırımcı ya da rantiye 1 yıl sonra elindeki dolar cinsinden varlığını yüzde 86.4 oranında artırmış oldu. 
Ekonomistler olumsuz sinyal almadı
İSTANBUL - Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD - IHK) Genel Sekreteri Suat Bakır,Taksim Gezi Parkı’nda ve bazı illerde yapılan protesto gösterilerinin ekonomiye yansımasına ilişkin, Alman yatırımcıları, üyeleri ve ortak kurumlarından negatif herhangi bir sinyal almadıklarını bildirdi. Suat Bakır, yaptığı açıklamada, TD - IHK olarak yaşanan olayları üzüntüyle izlediklerini belirterek, aşırı grupların halkın arasına girip demokratik hakların kullanılmasını şiddet göstererek suistimal ettiklerini kaydetti.
Almanya’nın Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olduğunu, Türkiye’de şu anda 5 bin 200 Alman şirketi bulunduğunu ve Almanya’da ise 92 bin Türk kökenli şirketin faaliyet gösterdiğini dile getiren Bakır, yatırımcıların Türkiye’nin iç siyasetini de yakından takip ettiğini kaydetti.
Bakır, Borsa İstanbul’un ilk reaksiyon olarak düşüşünden sonra, yine yükselmeye başlamasının pozitif bir sinyal olduğunu belirterek, "Bu mutlaka pozitif bir sinyal. Aynı zamanda Alman yatırımcılarından, üyelerimizden ve ortak kurumlarımızdan negatif herhangi bir sinyal almadık. Bundan dolayı şimdilik olayların Türkiye-Almanya arasındaki ticari ilişkilerine zarar vermeyeceğini beklemekteyiz" değerlendirmesinde bulundu. ABD merkezli Commonwealth Foreign Exchange Piyasa Başanalisti Ömer Esiner ise, "Protestoların Türk ekonomisine olan etkisi, ne kadar süreceği ile yakından ilgili" dedi. Londra Merkezli finans kuruluşu Capital Economics’te yükselen piyasalar ekonomisti William Jackson da protestolar nedeniyle Türk ekonomisinin olumsuz etkilenebileceği uyarısında bulundu. ABD merkezli Cumberland Advisors Genel Müdürü ve Portföy Yöneticisi Michael McNiven ise ekonomik büyüme ve finansal piyasa için gereken şartların en önemlilerinden birinin politik ve sosyal istikrar olduğunu belirterek, "Türkiye, Erdoğan hükümetiyle son birkaç yıldır istikrarlı bir hava yansıtmayı başardı. Uluslararası haberlere göre Başbakan’ın görevde olduğu süre boyunca ülkeyi geliştirdiğini gördük" dedi.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23