'Rabbin fil ordusuna ne yaptı, görmedin mi?' Kabe'yi yıkmaya gelen Ebrehe'nin helak oluşu!
Kabe'yi yıkmaya gelen Ebrehe ve askerlerinin helak oluşu öncesinde, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (SAV) dedesi Abdu'l Muttalib, Mekkelilere dağlara kaçmalarını söyledikten sonra, Kabe'nin kapısının halkasına sarılarak, "İlahi! Kul, göçünü, ehlini esirger korur. Sen de buraya konmuş, dokunulmazlığı tehlikeye düşmüş olanları koru." diye dua etmişti.
Yeniakit.com.tr
537 yılında idareyi ele geçiren Habeş Krallığı’nın Yemen valisi Ebrehe, Hristiyanlığı yaymak için bölgede yoğun çalışmalara başladı. arapların Hac mevsiminde Kâbe’yi ziyaret için Mekke’ye gittiklerini görünce bu binanın (Kabe) hangi malzemeden yapıldığını ve örtüsünü sordu.
- Bu ev neyden yapılmıştır?
- Taştan yapılmıştır.
- Ne ile örtülmüştür?
- Yemen alacası ile örtülmüştür.
Ebrehe sorularına cevap aldıktan sonra, “Mesîh’e yemin ederim ki ondan daha hayırlısını yaptıracağım.” diyerek Kayser'e mektup gönderip, San'a'da bir kilise yaptırmak istediğini bildirdi.
Kayser, Ebrehe'ye ustalarla tepe camları ve su mermerleri gönderdi.
İnşaatın tamamlanmasından sonra Ebrehe, Habeş hükümdarına bir mektup ulaştırarak, "Hükümdarım, ben senin için San'a'da benzeri görülmedik bir kilise yaptım. Arapların Hac'cını buraya çevirmedikçe durmayacağım." dedi. Dediği gibi de yapan Ebrehe, çeşitli bölgelere propagandacılar göndererek mâbedi ziyaret etmeleri için halkı San‘a’ya çağırdı.
Ebrehe Kabe'yi yıkmak için yemin etti
Fukaym kabilesinden Nüfeyl adında bir Arap, gece saatlerinde yanında getirdiği pisliklerle kilisenin her yerini kirletip kaçtı.
Ebrehe olayı haber alınca kızarak, "Araplar bunu Kabelerinden yüz çevirttiğim için yapıyorlar. Ben de onların Kabe'si üzerinde taş üstünde taş bırakmayacağım." diye yemin etti.
Mahmud adlı fili istedi
Habeş hükümdarına birçok hediye ile birlikte mektup gönderen Ebrehe, "Ben senin kölenim. Bu ülkeler de içindekiler de senindir. Senin ülkendendir." diyerek Mahmud adlı büyük fili kendisine göndermesini istedi.
Habeş kralı, gövdece ve kuvvetçe yeryüzünde bir benzeri daha bulunmayan fili Ebrehe'ye gönderdi.
Peygamber Efendimiz'in (SAV) dedesi Abdu'l Muttalib, Mekkelilere, Ebrehe askerlerinin tecavüzüne uğramamak için, dağların tepelerine ve aralıklarına çekilmelerini emretti.
Kendisi ise Kabe'nin kapısının halkasına sarılarak, şöyle dua etti:
İlahi! Kul, göçünü, ehlini esirger korur. Sen de buraya konmuş, dokunulmazlığı tehlikeye düşmüş olanları koru.
Nüfeyl'in fili çöktürmesi
Ebrehe Mekke'ye gelirken direnen ancak yenilince yol göstermek şartı ile canını kurtaran Nüfeyl b. Has'ami, bir aralık, Mahmud adlı filin kulağına, "Mahmud! Çök. Sağ ve selamet geldiğin yere dön. Sen Allah'ın dokunulmaz kıldığı memlekettesin." dedi ve koşa koşa dağa kaçtı.
Fil birden yerden yere çöktü. Mahmud'u kaldırmak için zorladılar. Teberlerle başına vurdular. Dövdüler.. Ne yaptılarsa fili yerinden kaldıramadılar. Mahmud, yüzünü Yemen'e doğru çevirdiklerinde koşuyor, Şam'a doğru yönelttiklerinde yine koşuyor ama Mekke'ye çevirince yere çöküyordu.
Bu sırada yüce Allah, Ebrehe ordusunun üzerine, deniz tarafından Ebabil kuşlarını saldı. Her kuş, biri gagasında, ikisi ayağında nohuttan küçük ve mercimekten büyük üç taş yüklenmiş bulunuyordu. Bu taşlar onlardan kime rastlarsa helak oluyorlardı.
Ebrehe'de askerleri gibi o taşlarla vurulmuştu. Vücudu, parmak ucu kadar kalıncaya parça parça döküldü. Askerleri onu öylece San'a'ya kadar götürdü. Bir kuş yavrusu gibi kalmış, kalbi parçalanıncaya dek ölmemişti.
Mahmud adındaki fil ise sağ kalmıştı.
İslam tarihinde "Fil Vakası" olarak bilinen bu olay, yüce Allah tarafından Fil Suresi'nde anlatıldı:
