Lice olaylarının Türkiye’nin Kuzey Irak petrollerinin satışından payını almasının hemen akabinde başladığını kaydeden Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “Her türlü engellemeye rağmen bu satışların gerçekleşmesi üzerine ülkemizdeki iç dinamikleri devreye sokarak Türkiye’yi bu satışlardan vazgeçirmeye çalışıyorlar. Öyle inanıyorum ki, bu iç dinamik BDP yahut HDP değil. Şunu bilmemiz gerekiyor ki, karşımızda bir tane PKK yok” diye konuştu.
Fahrettin Dede / İSTANBUL - Güneydoğu’da kaçırılan çocuklar daha bulunmadan Lice’de başlayan ve önceki gün bayrağın gönderden indirilmesine kadar varan kalkışma, 77 milyonluk Türk milletinin sinir uçlarıyla oynarken, dikkat çekici bir açıklama Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’ndan geldi. Prof. Dr. Sofuoğlu, son günlerde Çözüm Süreci’nin bitirilmesine yönelik provokasyonların artışının Türkiye’nin Irak petrollerinin satışından aldığı pay ile alakalı olduğunu söyledi.
KARIŞIKLIKLAR BAŞLADI!
Artan terör olaylarının süreci baltalayamayacığını kaydeden Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “Lice’de bu olayların artması doğrudan Türkiye’nin Kuzey Irak petrollerini pazarlamasıyla alakalıdır. Amerika ve Irak merkezî hükümetinin engellemesine rağmen Türkiye bunu başardı. İki tankerden biri Fas’tan, diğeri de İtalya’nın Triesse Limanı’ndan satışı gerçekleştirdi. Neçirvan Barzani, ‘50 yıllık anlaşmayı imzaladık’ demişti. Yani 50 yıllık resmi anlaşmayı imzalamış bile olsanız, satışını size yaptırmak istemiyorlar. Ancak bütün baskılara rağmen bizim bu satışlardan ilk payımızı almamızın hemen ardından Lice’deki olaylar patlak veriyor” dedi.
Türkiye’nin bölgesel olarak güçlenmesinin ardından Türkiye’nin karıştırılmak istendiğini belirten Prof. Dr. Sofuoğlu, “Her türlü engellemeye rağmen bu satışların gerçekleşmesi üzerine ülkemizdeki iç dinamikleri devreye sokarak Türkiye’yi bu satışlardan vazgeçirmeye çalışıyorlar. Öyle inanıyorum ki, bu iç dinamik BDP yahut HDP değil. Şunu bilmemiz gerekiyor ki, karşımızda bir tane PKK yok. Diyarbakırlı anaların ‘Çocuklarımızı getirin’ demesi üzerine BDP Sur Belediye Başkanı Seyit Narin, anaları ziyaret edip, ‘Acılarınızı paylaşıyorum. Benim çocuğum da çeteler tarafından öldürüldü’ dedi.
Diyarbakır’da çek-senet mafyası olmayacağına göre ve PKK’ya da ‘çete’ demeyeceğine göre karşımızda birkaç tane PKK var. PKK’nın içinde konuşlanmış ve PKK’nın önleyemediği silahlı gruplar var” diye konuştu.
KAÇ TANE PKK VAR?
“Çözüm Süreci’nde hükümetin Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik büyük yatırımlarının ardından Kürt vatandaşlarımız rahata kavuştu. Apo’nun Nevruz bildirisinden sonra Kürtler bir daha silaha dokunmak istemiyor. Ve eskiden Kürtleri rahatlıkla dağa çıkartabilen PKK, bugün Kürtlere ‘Kardeşim’ diyen bir Erdoğan karşısında Kürtleri dağa çıkarmakta zorlanıyor. Militanların ideolojik taleplerini kasdetmiyorum ama Kürt vatandaşlarımızın öncelikli taleplerinin tamamı karşılandı. Eskiden Türk askerine karşı eylem yapan Kürtler, bugün kendi haklarını engelleyen PKK’ya karşı çıkıyor” diyen Prof. Dr. Sofuoğlu, “Kürtler bugün itibariyle; PKK’nın yarın bir Kürdistan kurması halinde nasıl bir devlet yönetimi sergileyeceğini gördü. Yarın nasıl bir idare kuracağını PKK bugünden gösteriyor. Bunu bugün Kürt halkı anlıyor” ifadelerini kullandı.
“Apo ve Sebahat Tuncel bütün bu olaylar karşısında sağduyulu açıklamalar yapıyor. Muş Milletvekili Demir Çelik ise, zehir zemberek açıklamalar yapıyor. Bu açıklamanın üstüne Muş’ta operasyonlar başladı. Muş, PKK’nın gerilim isteyen kanadını temsil ediyor olabilir” diyen Sofuoğlu, “Ricciardone, ‘Bir İmparatorluğun yıkılışını izliyoruz’ demişti. Türkiye’nin Kürt vatandaşlarıyla barışması sonrasında, Irak petrollerinden aldığı pay sonrasında, dünya bir imparatorluğun kuruluşunu izliyor. Lice’deki, Okmeydanı’ndaki terör olaylarını dirilten Türkiye’yi petrol anlaşmasından vazgeçirmeye çalışanlardır. BDP ve HDP’den başka yahut bunların içinde konuşlanmış ve doğrudan dışarıyla bağlantılı taşeron güçler var” şeklinde konuştu.
LOZAN’DAKİ MADDEDE GEÇEN MUSUL İŞGAL ALTINDA
Prof. Dr. Sofuoğlu, ayrıca şunları kaydetti:
“Lozan’daki bir maddede ‘Irak’ın bölünmesi halinde Musul ve Kerkük’ün Türkiye’nin olacağı’na dair bir madde var. Bu maddenin gündeme geleceği sırada IŞİD Musul’u işgal ediyor.”
