BOŞANMALAR ARTTI, ANİ KARARLAR SALGINI BAŞLADI Pandemi sürecinde insanların tahammül sınırlarının düşmesi hatta yer yer yok olması, çoğu evliliği ve ilişkiyi de etkiledi. Yıllarca evli kalan çiftler izolasyon sürecinde yaşanan olumsuz süreçleri yarasız atlamadı, taraflardan genellikle biri ‘ben artık hayatı yaşamalıyım’ akımına kapıldı ve her şeyi silerek gitmeyi tercih etti. Ailece seyahat edenler de var elbette, onlar da ‘bir daha mı geleceğiz dünyaya’ diyerek ‘oraya da gidelim, bunu da deneyelim, şurayı da görelim’ diye diye istilacı çekirge sürülerini andıran kalabalıklar halinde dünyayı gezmeye başladı. Ve işte ortaya çıkan sonuç: Yeni normalden eskiye dönerken ayarı bozulan dünya, birbirine tahammülü olmayan insan nüfusuyla dolmaya başladı. Turistler el üstünde tutulurken artık 40 yıllık eşine tahammülü kalmayan yerel halk ‘elin adamı’nı istemez oldu. Turist olan taraftaki ‘elin adamı’ ise, gittiği yere bir daha dönmeyeceği düşüncesi, bozulan hassasiyet ayarları nedeniyle daha ilkel davranmaya başladı. Tarihi değerlere ve doğaya saygı ikinci plana atıldı, daha çok yemeli, daha çok tüketmeliydi artık, çünkü her an yeniden o dört duvar arasında kapatılabilirdi…