Son dönemlerde Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki olayların toplum üzerinde oluşturduğu gerilim ve korku, toplumun huzurunu iyice kaçırdı. Önce sivil askerleri orta yerde kalleşçe vuran PKK’lılar, şimdi de namlularını çözüm sürecinin en büyük destekçisi olan dindar insanlara çevirdiler.
SİNAN KAYA / ANKARA - Son dönemlerde Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki olayların toplum üzerinde oluşturduğu gerilim ve korku, toplumun huzurunu iyice kaçırdı. Önce sivil askerleri orta yerde kalleşçe vuran PKK’lılar, şimdi de namlularını çözüm sürecinin en büyük destekçisi olan dindar insanlara çevirdiler.
Geçtiğimiz gün Yüksekova’da dindar kimliğiyle tanınan 60 yaşındaki Hacı İrfan Atsız’ın evinin önünde kimliği bilinmeyen maskeli kişiler tarafından öldürülmesi, sürecin bozulması için PKK’nın şimdi de dindar kesimi hedef aldığını ortaya koydu.
DİNDAR KESİM HEDEFTE
Konuyu Akit’e değerlendiren AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar, çözüm sürecine bölgenin dindar kesiminin çok büyük destek verdiğini belirterek, “Bölgede dindar kesim, çözüm sürecine daha toleranslı davranıyor. Bundan rahatsız olan karanlık odaklar rahat durmuyor. Yüksekova’da dindar kimliğiyle tanınan 60 yaşındaki Hacı İrfan Atsız’ın evinin önünde kimliği bilinmeyen maskeli kişiler tarafından öldürülmesi, süreci bozmaya yönelik farklı bir adım olabilir” dedi.
SÜRECİ İSTEMEYEN KARANLIK ODAKLAR VAR
Barış ortamını istemeyenlerin üstüne ısrarla gidilmesi gerektiğinin altının çizen Dindar, “Bu tür olaylar 90’lı yıllarda JİTEM ya da başka örgütler tarafından yapılıyordu. Şimdi ise aynı karanlık odaklar, çözüm sürecini baltalamak için iş başında. Gerek devletin gerekse de derin PKK’nin içinde bu süreci istemeyen odakların faaliyetleri aşikar bir durum oldu artık. HDP, PKK, Kandil’in söylemleri çözüm sürecinin devamından yanadırlar. Ama bunların yanı sıra çözüm sürecini istemeyen birtakım karanlık odaklar var maalesef” şeklinde konuştu.
HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
Bölgede önce orta yerde sivil askerleri öldüren daha sonra da namlularını sivil vatandaşlara çeviren PKK’nın, ya da bu süreci bozmaya çalışanların yön değiştirmiş olabileceğini ifade eden Dindar, “Bu süreçte kimin üstüne ne düşüyorsa yapmalı. Devlet olarak bizim vazifemiz bölgede devletliğimizi yapmak. Kimse bu süreç beni ilgilendirmez dememeli. Bu cinayetlerin faillerini bulup, cezalandırmak devletin görevidir. Bu süreç çerçevesi içinde herkes görevini yaparsa belki bu cinayetlerin hiçbiri yaşanmayacaktı. Onun için herkes bu süreçte elini taşın altına koymalı hatta gerekirse canını bile feda etmeli” diye konuştu.
DİNDARLARIN ÇOĞU PKK’NIN ÖLÜM LİSTESİNDE
Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş ise bölgede dindar kesimin çoğunun PKK’nın ölüm listesinde olduğunu kaydederek, “PKK yıllardan beridir bölgede dindar kesimi hiçbir zaman kabul etmedi. Özellikle örgütlü dindar kesimi asla kabul etmiyor. PKK şimdi bazı dindar kesimleri yanına alarak, ‘bizim gibi hareket etmezseniz size de saldıracağız’ tehdidini yapıyor. Bunun için bazı kişiler bu durumdan ürktükleri için seslerini dahi çıkaramıyorlar. Seslerini çıkaran ya da onlar gibi düşünmeyen herkes şu anda PKK’nın ölüm listelerindedir. Hatta bu durumu bilen emniyet yetkilileri, PKK’nın ölüm listelerinde olan bu isimlere koruma vermek için talepte bile bulunuyor” dedi.
HERKESİ KENDİLERİ GİBİ DÜŞÜNMEYE ZORLUYORLAR
PKK’nın 90 yıllardan bu yana kendisi gibi düşünmeyen sol seküler kesimi dahi tasfiye ettiğini belirten Memiş, “PKK, şimdi de aynı yöntemi dindar kesime uyguluyor. Ve bu durum çözüm süreciyle daha da şiddetlendi. Şu anda bölgede 300’e yakın faklı dindar gruplara PKK’nın saldırısı var. Ve tüm dindar insanlar şu anda adeta diken üstünde yaşıyor. Bölge halkı ise PKK baskısı altında olan bu dindar kesimin PKK’ya satıldığı düşüncesine sahip ne yazık ki. Bu konuda hükümetimizin de bu konuda bir adım atmasını talep ediyoruz” diye konuştu. 
