• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

‘Pembe oda değil adalet istiyoruz’

Yeniakit Publisher
2018-09-10 11:00:00 - 2018-09-11 09:39:43
‘Pembe oda değil adalet istiyoruz’

Akran evliliği yapan çiftleri, “18 yaşın altındasınız” diyerek cezaevine atarak cezalandıran sistem, aynı çiftlere cezaevinde “pembe oda” izni vererek devlet gözetiminde birlikte olmalarını sağladığı ortaya çıktı. Mağdur çiftler, “Biz pembe oda görüşmesi değil, adalet istiyoruz” diyor.

 FARUK ARSLAN  İSTANBUL  Aile birliğine ağır darbeler indiren Türkiye’deki yanlış hukuki uygulamalar, birbiriyle çelişen hükümleriyle acılı yuvalardaki mağduriyetleri katmerliyor. Gönül rızasıyla akran evliliği yaparak yuva kuran gençleri  ‘cinsel istismar’ suçlamasıyla cezaevlerine atan mevcut sistemin, söz konusu çiftlere cezaevinde “pembe oda” izni vererek devlet gözetiminde birlikte olmalarını sağladığı tespit edildi.

HEM CEZA HEM PEMBE ODA

Akran evliliği yapan çiftleri “18 yaşın altındasınız” diyerek cezalandıran mevcut sistemin yaman çelişkileri bitmiyor. 18 yaş altında evliliğin yasak olduğu ancak gayri ahlaki ilişki sonrasında doğum riskini sıfırlamak için alınan kürtaj hapında “15 yaş”  kriterinin uygulandığı Türkiye’de, genç evliler cezaevlerinde de tezat uygulamalara tabi tutuluyor. Edinilen bilgilere göre, kamuoyunda Pembe Oda olarak bilinen cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin eşleri ile bir araya gelmelerine olanak sağlayan özel görüşme odaları, “istismar” gibi ağır ve haksız bir yafta ile hapsedilen genç evlilere de hak olarak tanınıyor. 2013 yılından bu yana yürürlükte olan pembe oda uygulaması ile, “o senin eşin değil, sen onun tecavüzcüsüsün” denilerek cezaevlerine atılan kocalar, nikahlı hanımlarıyla bir araya gelebiliyor.

HER BAŞVURU DİKKATE ALINIYOR

Ömürleri boyunca tuttukları tek el, genç yaşta nikahlandıkları eşlerinin eli olan ancak tecavüz gibi ağır bir ithamla cezaevlerinde tutsak edilen kocaların başvurusuyla cezaevi müdürlüklerinin gerekli hazırlıkları yaptıkları ve “eşleriyle” bir araya gelmelerinin sağladığı ifade ediliyor. Mağdur çiftlerin üç aylık aralıklarla 4-6 saat arası, tutuklu ve hükümlülerin eşleri ile bir araya gelmelerine olanak sağlayan özel görüşme odalarında vakit geçirmelerine olanak tanındığı belirlendi. Bir taraftan suçlu görülen, diğer taraftan pembe oda izni verilen genç çiftler, eşleriyle bir arada vakit geçirebilirken, mevcut sistemin çarpık kurallarına karşı ise “bu ne yaman çelişki” sorusunu yöneltiyor.

ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ

Akit’e konuşan mağdur aileler, “Biz bu konuda suçluysak neden pembe oda izni veriliyor? Suçsuzsak –ki öyleyiz- eşimiz neden hâlâ cezaevinde?” diyor. Eşleri hapiste olan genç evli kadınlar, “Onlar bizim eşlerimiz ve devlet de bunu bildiği için normal evli eşlere tanıdığı hakları bize de tanıyor. Ama bu hakkı tanırken, verilen cezanın içinin boş olduğunu teyit ediyor. Bizler hiçbir suç işlemedik, rızamızla, sevgimizle Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle yuva kurduk. Cezaevi odalarında değil, mutlu yuvamızda eşimizle, çocuğumuzla yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Kamuoyunun görüşü ise net: “Bu gençlerin eşiyle birlikte olma hakkı varsa neden ‘istismar’ yaftasıyla tutukluyorsunuz, suçlu değillerse neden cezaevlerinde tutuyorsunuz?”

BU ZULÜM BİTSİN

Genç evliliğin yasak, zinanın ise serbest olduğu Türkiye’de “zina değil helal ilişki” diyen 18 yaşın altındaki gençler cezaevlerinde mağdur ediliyor. Akran evliliği yaptıkları için Türk Medeni Kanunu’nun 124. Maddesi gereği haklarında kamu davası açılan 3 bin 830 aile yargılanıyor. Eşleri tutuklanan anneler, Akit’e yaptıkları açıklamalarda severek yaptıkları evliliklerin tek suçları olduğunu ve çocukları yıllardır baba kokusuna hasret kaldığını söylüyor. Mağdur anne Gamze Eraydın, 2011’de evlendiği eşinin 2017 yılında tutuklandığını ve 6 yaşındaki kızıyla yapayalnız kaldığını ifade ediyor. “Erken evlendik diye kadın başımıza çocuklarımızla ortada kaldık” diyen Mahinur Bilmez ise eşinin yıllardır cezaevinde olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Evlenmeyip Batılılar gibi gezip tozsaydık herhangi bir cezası yoktu ama ‘Allah’ın emri Peygamber’in kavli’ ile aile oluşturduğumuz için eşime kelepçe taktılar.” Beyza Apaydın, “Severek evlenen binlerce insandan biriyim, tek farkım yaşımdı. Bu eşimi tecavüzcü yapmaz. Çocuğumu babası cezaevindeyken dünyaya getirdim, ama bir başıma büyütmek istemiyorum” diyor.



x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23