Paralel yapı ile böyle mi mücadele edilecek?

Başbakan, paralel yapı ile mücadele konusunda çok sert.

Açıklamaları, yere göğe sığdırılamayacak kadar haşin..

Zaman zaman, benim de katılmadığım aşırılıklara varıyor..

Ama icraata geldiğimizde..

Başbakan’ın yanındakilerin gevşekliğinden olsa gerek, yeterli bir adım yok.

Doğrusunu söylemek gerekirse, tek somut ve ciddi adımı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden gördüm.

Gevşeklik konusunda en ciddi eleştiriyi yapacağım kamu tüzel kişisi, en ciddi adımlardan birisini attı.

Gülen grubuna yakın olan Turgut Özal Üniversitesi’ne, kanunları zorlayarak tahsis edilen önemli bir arsa, eski düzenlemedeki itfaiye hizmetine tekrar ayrıldı..

Turgut Özal Üniversitesi’ni ben nasıl hatırlıyorum?

Mahmut Akpınar isimli, dershane tartışmaları ile ilk defa tanıdığım, bir sözde akademisyenin çalışabildiği vakıf üniversitesi olarak..

Çıkıyor televizyona..

Ağzına ne gelirse söylüyordu..

30 Mart’ta Tayyip Erdoğan diye birisinin olmayacağını düşünerek, hiçbir kural, hiçbir saygı, hiçbir edep kuralı gözetmeksizin, saldırıyor da saldırıyordu..

30 Mart’ta Tayyip Erdoğan ortalıktan kaybolacaktı.. Plan böyle idi..

Ama kendisi kayboldu ortalıktan..

Artık göremiyorum kendisini..

İşte bu sözde akademisyeni barındıran bir üniversite.. Bir vakıf üniversitesi.. Arkadan hançerledikleri siyasi iktidardan, en olmaz imkanları almışlardı..

O imkanlardan birisi, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, “Gereksizmiş” denilerek, geri alındı..

Önerim şudur ki, tüm belediyeler, kendilerini şöyle bir süzgeçten geçirsinler..

Bugüne kadar yaptıkları her şeyi gözden geçirip, kamu imkanları zorlanarak verilen tüm imkanları, dürüst bir şekilde, farklı bir haksızlığa da sebebiyet vermeden, tekrar değerlendirsinler..

**

Kızıyorum..

Niye?

Büyük bir istismar yapılıyor.

Haksızlığa uğrayanlar, seyrediyorlar..

İstismarcılar da saldırıyor ha saldırıyor..

Mesela?

Başbakan dedi ya, “Bundan sonra öyle olimpiyat falan yok” diye..

“Sen nasıl devletin salonunu bize vermeyeceğini söylersin!”

Gerçekten de..

Benim mantığıma da uymaz, “devletin bir salonunun, şartlarını yerine getiren bir etkinliğe tahsis edilmemesi..”

Ama..

Acaba, devletin salonlarının, şartları yerine getirilerek mi tahsisi isteniyor?

Yoksa, “Her şey bizim olacak. Her kadro bizim olacak. Her müdürlük bizim olacak. Her salon zaten bizim” mantığı ile mi bu işler yürütülüyor?

Bu bir şüphe..

Somutlaştırmak için, geçtiğimiz yıllarda Türkçe Olimpiyatları ve diğer etkinliklerin düzenlendiği salonlar için, ücret ödenip ödenmediği, diğer etkinliklere kıyasla özel bir imtiyaz sağlanıp sağlanmadığını öğrenmek için, arkadaşlarımız Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı aradı..

Maalesef..

Şu makamdaki kişi bu makamdakine.. O, diğerine. Diğeri öbürküne.. Öbürkü bir başkasına..

Üç kuruşluk bir bilgi verecekler..

Bir haftadır oyalıyorlar..

Ve bu noktada ben de soruyorum: “Paralel yapı ile, böyle mi mücadele edilecek?”

Adamlar sabahtan akşama, İslam dinini de istismar ederek. Hz. Peygamber’i de istismar ederek “Şu etkinliğimize izin verilmedi.. Bu etkinliğimiz yaptırılmadı” diye belden aşağı vuruşlar yapıyorlar..

Karşılarına ciddi bir bürokrat çıkıp da, “İzin vermeme diye bir şey sözkonusu değildir. Şu sebeple, etkinliği düzenleyenlerin yapmaları gereken vazifeler tamamlanmadığı için, etkinlik düzenlenmemiştir” diyemiyor.

Daha doğrusu, demiyorlar..

**

Kimse kusura bakmasın..

Böyle “paralel yapı ile mücadele” olmaz..

Haksızlık etmeden..

İstismara da fırsat vermeden..

Yalanları, dolanları ortaya serilerek, “paralel yapı”nın çevirdiği dolaplar ortaya çıkarılmalı iken..

Devletin arsaları.. Salonları.. Paraları.. Düne kadar paralel yapının emrine verilmiş iken..

Şimdi, çekingen tavırlarla “Acaba şöyle mi yapsak, acaba böyle mi yapsak”larla hiçbir icraat yapılamaz..

Bir de, suçlu görünürsünüz..

Tekrar ediyorum..

Kimseye haksızlık yapılmasın..

Ama, lütfen..

Adamlar arsaları özel şartlarla alıp, sonrasında da o arsaları alırken kapısından ayrılmadıkları belediye başkanlarını devirmek için kumpas kuruyorlarsa.. 

O arsaların geri alınması da, o belediyelerin boynunun borcudur.. 

Çünkü Turgut Özal gibi, daha kaç tane bedava arsaya konan üniversite var.. Daha kaç tane özel okul var!..

Bilenler, takibini yapsınlar!