CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda para kuleleri rezaletinin ortasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve adamları yer alırken, gözlerin çevrildiği CHP İstanbul eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “Kimin ortağı varsa ona sorsunlar” diyerek topu İmamoğlu’na attı. Binayı satan Ali Rıza Braka ise, Kaftancıoğlu’nu işaret etti.
Buğra Kardan İstanbul
Entrikaların, komploların odağı konumunda olan CHP’de fırtına dinmiyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun neden olduğu rezaletlerin biri bitmeden diğeri başlıyor. Geçenlerde İmamoğlu’nun kasası olarak bilinen Fatih Keleş’in para sayma görüntüleri Türkiye’nin gündemine oturmuştu. CHP tarafından Keleş’in çantasından çıkan 15 milyon lirayla il binasının alındığı açıklanmıştı. Bu açıklama inandırıcı bulunmamıştı. 15 milyon liranın nereden geldiğiyle ilgili şüpheler artmıştı. İmamoğlu ise Keleş’i savunmuştu. Keleş’in para sayarken yakalandığı görüntülerde İmamoğlu’na ait İmamoğlu İnşaat’ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz da yer almıştı.
Akit'e cevap vermedi
İmamoğlu’nun göbeğinde bulunduğu kara para skandalında yeni perde açıldı. Tahkikat başlatıldı. Keleş’in ifadesi alınırken Yılmaz’a tebligat yollandı. Ayrıca kayıt dışı para trafiğinin Beylikdüzü’nden yönetildiği belirlendi. Olayın tanıklarından eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise suskunluğunu korumaya devam etti. Arkadaşlarına “Benim parayla, ihaleyle işim olmaz. O görüntülerde benim ortağım ya da genel müdürüm yok. Kimin orada ortağı, müdürü varsa ona sorsunlar. Paranın adresini en iyi onlar bilirler” dediği bildirilen Kaftancıoğlu, ekran karşısında skandalı ifşa etmeye yanaşmadı. Akit’in telefonlarını açmayarak sorularına yanıt vermekten imtina eden Kaftancıoğlu’nun beyanat vermekten kaçınmasının nedeni merak uyandırdı. Kamuoyu tarafından Kaftancıoğlu’na “Yürekli ol, İmamoğlu ve ekibinin rezaletini ortaya dök” diye seslenildi.
Konuya en hakim isim
CHP’nin eski avukatlarından Mustafa Kemal Çiçek, Akit’e şu değerlendirmelerde bulundu: “Kaftancıoğlu, mutlaka ve mutlaka açıklama yapmalı. Ekrana çıkıp kamuoyuna malumat vermeli. Çünkü konuya en hakim isim o. Ne olduğunu en iyi bilen o. Savcı da Kaftancıoğlu’nu çağırmalı idi. Beni tanık olarak çağırdı. Onu da çağırmaları gerek. Kaftancıoğlu’nun ifadeleri, itirafları çok önemli. Onun ifadeleri ve itiraflarıyla konu aydınlanır. Burada para puldan söz ediyoruz. Canan Kaftancıoğlu, çekinebilir. Bu nedenle de susuyor olabilir ya da İmamoğlu’nun daha çok yıpranması için ses etmiyor olabilir. Nihayetinde İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu devirdi. Belki Kaftancıoğlu, İmamoğlu’na ‘Sen misin Kılıçdaroğlu’nu deviren. Ben de sessiz kalıp seni terleteyim’ diyor. Bakın, Kaftancıoğlu’nun Özel’in telefonlarına dahi çıkmadığı da iddia ediliyor. Bu çok vahim. Tüm ihtimalleri ele aldığımızda görüyoruz ki Kaftancıoğlu, geride durarak skandalın gündemden düşmemesini hedefliyor. Konuşmayarak İmamoğlu’nun durumunu daha sıkıntılı hâle getirmeyi amaçlıyor. İmamoğlu için kolay bir dönem değil. Skandalın ardından müdürü, danışmanı çıkıyor. Bu konudan prim yapma girişimi de havada kaldı. CHP’de çalkantı arttı. Seçimlere giderken İmamoğlu’nun eli zayıfladı. “
Soru işaretleri artıyor
CHP’de bir dönem önemli görevler üstlenen Tolgahan Erdoğan da şunları kaydetti: “Canan Kaftancıoğlu’nun neden suskun kaldığını ben de bilemiyorum. Kaftancıoğlu, olayın bir yerinde olmayabilir ama yine de ekrana çıkmalı. Kaftancıoğlu’nun suskunluğunun altında farklı anlamlar da olabilir. Niye sustuğunu anlayamıyorum. Burada strateji de olabilir. Ya olayın bir yerinde yok ya da konunun sıcak kalması için sessizliğini koruyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun olayla alâkası olmadığı açık. Kılıçdaroğlu, Canan Hanım’a danışmıştır. Detayları öğrenmiştir. Tanıdığım kadarıyla Kaftancıoğlu, para pul mevzularına girmez. Susarak ‘Olayın muhatabı biz değil, İmamoğlu’ iletisini veriyor olabilir. Çıkıp açık açık konuştuğu takdirde İmamoğlu’nun topu lehine çevireceğini düşünüyor olabilir. Seçimlere adım adım ilerliyoruz. Belki yakında sesi çıkar. Olanları takip edeceğiz ama şu muhakkak ki sualler cevap bulmalı aksi takdirde soru işaretleri artar. Tabii Canan Kaftancıoğlu’nun İstanbul İl Başkanı iken yanında bulunan Can Poyraz ismi de önemli. Poyraz’ın Beylikdüzü Belediyesi’nde görevli olduğu ve olayda hangi rolü oynadığı mühim. Gelelim 15 milyon lira hususuna. CHP il binası 2019’da 25 milyon liraya alınmıştı. Müteahhit İmamoğlu’na yakın Ali Gül idi. Bina natamam idi, mühürlü idi. Binayı satın alan yok idi. Bina bir besiciye 5 milyon liraya satılmıştı. Besici de 4 ay aranın ardından CHP’ye binayı 25 milyon liraya satmıştı. O görüntülere takılan 15 milyon lira da İmamoğlu ve arkadaşlarına gelen komisyon olmalı. Parayı sayan Keleş, İmamoğlu’na çok yakın. Edremit’te İmamoğlu’nun kendine ait villası var. Orada bu Keleş’in de villası var. Ortada kayıt dışı bir para var, ne olacağını göreceğiz.”
Gündem
CHP'nin para kulesi skandalında sıcak gelişme!
