Takvim gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in asgari ücretin artırılması için düzenlediği ışık açma kapama kampanyasını ele aldı. Kampanyanın beklenen ilgiyi görmediğini ve yanlış zamanlamayla yapıldığını belirten Kızıltaş, kampanyanın asgari ücret ve emekli maaşı gibi sorunları çözmede etkisiz olduğunu vurguladı. Özel'in kampanyasının geçmişteki benzer eylemlerden ders alınmadığını gösterdiğini ifade eden Kızıltaş, şunları kaydetti:
Takvim gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in asgari ücretin artırılması için düzenlediği ışık açma kapama kampanyasını ele aldı. Kampanyanın beklenen ilgiyi görmediğini ve yanlış zamanlamayla yapıldığını belirten Kızıltaş, kampanyanın asgari ücret ve emekli maaşı gibi sorunları çözmede etkisiz olduğunu vurguladı. Özel'in kampanyasının geçmişteki benzer eylemlerden ders alınmadığını gösterdiğini ifade eden Kızıltaş, şunları kaydetti:
"CHP Genel Başkanı'nın 'asgari ücretin 25 bin lira olmasını istiyorsanız akşam 21'de ışıklarınızı açıp kapatın' kampanyası, beklediği ilgiyi görmedi. Işıkları açıp kapatma kampanyasını Temmuz ayında saat 21'de yapmayı planlamak, problemli. Doğudakiler ne ise ama ülkemizin batı illerinde saat 21'de ortalık pek kararmıyor bile.
Çağrının ardından CHP yandaşı bir kanalın, 'yurt genelinde bütün yurttaşlar ışık açma kapama eylemine katılıyorlar' başlıklı haberi, dikkat çekiciydi. Görüntüde pek ışık açıp kapatan olmasa da, haberi herhalde uzaydan (!) aktaran muhabir, 'ülke sathında bütün yurttaşların eyleme katıldığını' söyleyebildi.
Özel'in milletvekilleri ile beraber katıldığını söylediği kampanyanın bir başka sıkıntısı da asgari ücret ya da düşük emekli maaşı gibi problemleri olmayanların eyleme ilgilerinin daha yoğun olması. Talep ettiklerini kendi belediyelerinde uygulamayan CHP'nin başlattığı kampanyanın, çalıştırdıklarının ücretleri konusundaki cimrilikleri ile bilinen katılımcıları, şıracı bozacı ilişkisini akla getirdi.
Işıkları açıp kapamakla asgari ücretin artmayacağını, Özgür Özel de bilir. Türkiye eski Türkiye olmadığı için o günlerdeki gibi bir netice beklemese de Şubat 1997'de düzenlenen benzeri kampanyanın nasıl başlayıp, neye çevrildiğini de hatırlıyordur.
Benzer çağrılarla 28 Şubat öncesi ışıkları açıp kapatıp, tencere ve tavalarla gürültü çıkaranların sonra yaşananlardan ders alıp almadıkları, şüpheli. Ancak 'sürekli aydınlık için bir dakika karanlık' kampanyasına katılanlar, sonrasında ülke ekonomisinin duvara toslatıldığını unutmamışlardır umarız.
Asgari ücretin 25 bin lira olmasını ve emekli maaşlarının artmasını istemek, kolay. Ancak bunun, ışıkları açıp kapatmakla mümkün olmayacağı, çok açık. Getirip götürecekleri titizlikle hesaplanmadan yapılacak bir artışın olumsuz neticeler doğurma ihtimali, çok yüksek çünkü. Çalışanların en azından bir kesimi açısından 'Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma' ihtimali var mesela.
Asgari ücretin yıl ortasında artırılması, özellikle düşük emekli maaşlarının yükseltilmesi ve bu arada üreticinin yüzünü güldürecek taban fiyatlar, hepimizin isteyeceği şeyler. Bütün mesele bunların mevcut dengen korunarak yapılması. Çünkü kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimali var ve bu da sadece bazı kesimleri değil hepimizi üzebilir.
Herkese daha fazlasının verilmesini istemek anlaşılabilir bir şey. Problem, nasıl yapabilecekleri konusunda herhangi bir fikri olmadığı anlaşılan Özgür Özel'in, iktidara gelirlerse her şeyin daha güzel olacağı iddiası… Lafla peynir gemisi yürümeyeceğini CHP'liler de biliyordur herhalde.
Asgari ücret ve emekli maaşları ışık açıp kapama ile artmayacağına göre, CHP'lilerin milli gelirin ve üretimin nasıl artacağına kafa yormaya başlamaları faydalı olur…"
