• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ersoy Dede
Ersoy Dede
TÜM YAZILARI

Önce Dindarlardan Özür Dileyin!

25 Ocak 2015
A


Ersoy Dede İletişim: [email protected]

Kemal Kılıçdaroğlu; Abdüllatif Şener ve Ali Müfit Gürtuna ile aynı yemekte buluşmuş.. Anlaşılan o ki, dar ve katı laikçi, Kemalist söylemin hem hiç bir işe yaramadığını hem de başta Anadolu Partisi olmak üzere çeşitli başka oluşumlar nedeniyle CHP’yi yavaş yavaş terkettiğini görüyor Kılıçdaroğlu.. Yani hem oy getirmez bir ideolojik duruştu hem de onu da kaybetti.. Neticede elbette kemik bir yüzde 17 - yüzde 18 oyu vardır CHP’nin.. Amma bel bağladığı ve ‘kuvvetlendirebilir miyim acaba?’ hesapları yaptığı o kitleyi elinde tutmayı başaramadı.. 

Peki ama Ulusalcı-Kemalist tabanı kaptırırsa ne söyleyecek seçmene, kimden oy isteyecek?.. Arka arkaya pek çok hata yaptıktan sonra hızla marjinalleşmeye doğru giden bir CHP’nin içinde bulunduğu bu durum, Türk siyaseti açısından problemli.. Ki problem, böyle garip arayışlarla kendini gösteriyor.. 1915 Ermeni Trajedisi konusunda hükümeti eleştireceksin, 1938 Dersim Katliamı’nı dönemin şartları içinde değerlendirip neredeyse haklı ve meşru göstereceksin, kadim meselemiz olan Kürt Sorunu’nda katı ve uzlaşmaz bir tavır takınacaksın, eee sonra?.. Bize oy verin.. Pardon da kim versin?.. Kimseyi bırakmadınız ki.. E tamam o vakit, dindarlar versin.. Ne yapacağız bunun için?.. ‘Bir iki dindar politikacı transfer edelim, olsun bitsin’... E öyle olmuyor işte...  

Biliyorsunuz bu muhafazakar seçmene, ama özellikle de cephesel olarak sağa açılma denemelerinin ilk örneği 1950 seçimleri öncesi göreve gelen Şemsettin Günaltay olsa gerek..  CHP’nin din karşıtı politikalarına rağmen dindar bir akademisyen olarak Ord. Prof. Şemsettin Günaltay’ın sahaya sürülmesi, net bir projeydi.. Nihat Erim, o yıllarda Günaltay’ı anlatırken; “Onun bir din adamı olarak tanınması bizim için istifadeli oldu. Zira dıştan dindar gösterilmesi, memleketin dindar ve muhafazakâr zümresi üzerinde lehimize tesir yapıyor. Oysa laiklik bahsinde hiçbir şey feda etmedik. Bilakis, laiklik mefhumunu tam ölçüsünde tatbike geçtik....” diye not düşmüştü.. Demem o ki, CHP bunu hep yapıyor.. Arada geçen onlarca örneğin neticesinde herhalde Şemsettin Günaltay ile başlayan bu “riyakarlık siyaseti”, en belirgin biçimde Ekmeleddin İhsanoğlu’nda tavan yapmış olsa gerek.. Dolayısıyla arada Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nu almış genel başkan yardımcısı yapmış, bugünlerde ‘şarabın her şeyini bilirim, tadından başka’ diyen Abdüllatif Şener’le flört ediyormuş, bunlar mesele değil.. CHP, zirve sayılabilecek bu taşıma sularla siyaset yapmış, bu konuda mahir bir partidir..

Peki bu kapalı kapılar arkasında yaptıkları tezgahın, sahiden dindar çevreler üzerindeki tesiri nedir?.. Rakamlar versin bunun yanıtını..  Şemsettin Günaltay’dan sonra CHP hiç seçim kazanmış mı?.. 1946 - 2015... Hiç kazanmış mı?.. Kazanmamış.. Demek ki insanlar yemiyor bu numaraları.. CHP sahiden dindar-muhafazakar, inançlı çevrelere göz kırpmak istiyorsa, karanlık mazisiyle yüzleşecek. Ve bunu da açıkça ilan edecek.. İskilipli Atıf Hoca’dan 28 Şubat’a kadar geçen 70 yıllık dönemde yapılan CHP faşizmini ikrar edecek ve özür dileyecek.. Ezanı yasakladıkları için, camileri sattıkları, ahır yaptıkları için, Kur’an-ı Kerim okuyanları tutukladıkları için özür dileyecek.. Bugün AK Parti ile fikri ayrılığa düştüğü ve çember dışında kaldığı için CHP’ye yaklaşan, siyaseten bitmiş bazı isimleri vitrine çıkararak kimseyi kandıramaz. Abdüllatif Şener’e oy verecek olsaydı bu millet, kurduğu kendi partisine verirdi zaten.. Ya da Ali Müfit Gürtuna’ya.. Kimlik bunalımı yaşayan bir parti olarak CHP’ye, acele bir kurmay zeka lazım.. Bu ekiple olmayacak.. Kalın sağlıcakla..

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23