• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Nur talebelerinden manifesto

Yeniakit Publisher
2013-12-31 19:20:20 - 2014-01-01 13:29:28
Nur talebelerinden manifesto

Bediüzzaman Said Nursi’nin talebeleri Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayramoğlu, Salih Özcan, Mehmet Fırıncı ve Abdülkadir Badıllı, 17 Aralık sonrası yaşanan gelişmelerde adlarının geçmesine, manifesto niteliğinde bir açıklama ile tepki gösterdi.

HABER MERKEZİ - Bediüzzaman Said Nursi’nin talebeleri Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayramoğlu, Salih Özcan, Mehmet Fırıncı ve Abdülkadir Badıllı, “Cemaat adına siyasi faaliyette bulunmak, siyasi partilerle pazarlıklar içine girmek, devlet içinde kadrolaşmak, iktidara ortak olmaya çalışmak gibi faaliyetlerin tamamı Risale-i Nur’un iman ve Kur’an hizmetiyle tam bir tezat teşkil etmektedir” açıklamasında bulundu.

“HİZMET, SADECE VE SADECE İMAN HİZMETİ”

Kamuoyunun yakından tanıdığı talebelerin yaptıkları ortak açıklamada, bazı hususları kamuoyuna duyurmak ihtiyacı hissettikleri belirtildi. Açıklamada, Nur’un hizmet esasları içinde Bediüzzaman’ın en fazla üzerinde durduğu ve büyük bir hassasiyetle riayet etmeyi kendilerine ve bütün Nur talebelerine ders verdiği hususun, bu hizmetin sadece ve sadece iman hizmetinden ibaret olduğuna dikkat çekildi.

Kamuoyuna, “insanlara hiçbir tarafgirlik gözetmeksizin ve hiçbir menfaat gütmeksizin Risale-i Nur’la iman hizmeti vermek ve muhtaç olanların imanlarını her türlü tehlike, vehim, vesvese ve şüphelerden korumaya çalışmanın, bu hizmetin mukabilinde ne maddi ne de manevi hiçbir karşılık beklememenin”, Risale-i Nur mesleğinin “olmazsa olmazı” şeklinde tanımlanan açıklamada, bu esas feda edildiğinde, ortada Risale-i Nur hizmetinin kalmayacağı kaydedildi.

“HÜKÜMETİN İCRAATINA KARIŞMAMAK BİR DÜSTUR-U ESASİDİR”

Açıklamada, “Mektuplardan birinde, ‘İman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost, düşman derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği bu manayı zedeler, ihlas kırılır. Onun içindir ki Nurcular emsalsiz işkencelere ve sıkıntılara tahammül edip Nur’u, Risale-i Nur’u hiçbir şeye alet etmediler, siyaset topuzuna el atmadılar’ denmektedir” denildi.

Bediüzzaman’ın “Risale-i Nur şakirdlerinin, mümkün olduğu kadar, siyasete ve idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak bir düstur-u esasileridir” ifadesine dikkat çekilen açıklamada, onun şu sözlerine yer verildi:

“Çünkü halisane hizmet-i Kur’aniye, onlara her şeye bedel kafi geliyor. Hem şimdi hükmeden öyle kuvvetli cereyanlar içinde siyasete girenlerden hiçbir kimse, istiklaliyetini ve ihlasını muhafaza edemez. Herhalde bir cereyan onun hareketini kendi hesabına alacak, dünyevi maksadına alet edecek, o hizmetin kudsiyetini bozacak. Hem dünya için dinini bırakan veya alet edenlerin nazarlarında, Kur’an’ın hiçbir şeye alet olmayan kudsi hakikatleri bir propaganda-ı siyasette alet olmuş tevehhüm edilecek. Hem milletin her tabakası, muvafıkı ve muhalifi, memuru ve amisinin o hakikatlarda hisseleri var ve onlara muhtaçtırlar. Risale-i Nur şakirdleri, tam bitarafane kalmak için siyaseti ve maddi mübarezeyi tam bırakmak ve hiç karışmamak lazım gelmiş.”

“BİZİM VAZİFEMİZ MÜSBET HAREKET ETMEKTİR”


Siyaset yoluyla vatana, millete ve İslamiyete hizmetin de ihmal edilecek bir mesele olmadığı belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi:

“Ancak herkese eşit şekilde hizmet sunması gereken bir iman cereyanının mahiyeti, siyaset yoluyla hizmetten bütün bütün farklıdır. Onun içindir ki cemaat adına siyasi faaliyette bulunmak, siyasi partilerle pazarlıklar içine girmek, devlet içinde kadrolaşmak, iktidara ortak olmaya çalışmak gibi faaliyetlerin tamamı Risale-i Nur’un iman ve Kur’an hizmetiyle tam bir tezat teşkil etmektedir. Risale-i Nur talebeleri böyle faaliyetlerde bulunmayı üstadlarından miras aldıkları kudsi hizmetin kudsiyetini bozmak olarak görürler ve bundan şiddetle kaçınırlar. Aynı şekilde, milletin reyiyle iş başına gelen meşru iktidarı muhafaza etmek ve memlekette asayişi ihlal etme istidadı taşıyan hareketlerden şiddetle kaçınmak da Risale-i Nur talebelerinin üstadlarından ders aldığı en mühim esaslar ve düsturlardır ancak onlar bunu hiçbir zaman bir menfaate alet etmezler, bir tarafgirlik haline getirmezler. Nitekim Umum Nur talebelerine Üstad Bediüzzaman’ın vefatından önce vermiş olduğu en son derste: ‘Aziz kardeşlerim, bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfi hareket değildir. Rızayı ilahiye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i ilahiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz’ denilerek, asıl yapmaları gereken şey ifade edilmiştir.”

“SAİD NURSİ TALEBELERİ DE SİYASİ TARAFGİRLİKLERDEN UZAK DURMAKTA”

Açıklamada, şunlara yer verildi: “Zamanın ve zeminin şartlarına göre hizmet tarzında birtakım değişiklik ve ayarlamalar yapılsaydı, şimdi Risale-i Nur hizmeti diye bir şey kalmazdı” ifadesine yer verilerek, şunlar kaydedildi: “Son zamanlarda cereyan eden ve hepimizi üzen bazı gelişmeler, siyasi mahiyet taşıyan ve Nur’un safi hizmet telakkisinden çok uzak düşen bazı hareketlerin Risale-i Nur ile karıştırılmasını ve bu menfi hareketler sebebiyle bu iman hizmetinin töhmet altında kalmasını netice verdiğinden, biz Risale-i Nur talebelerinin böyle hareket ve faaliyetlerle hiçbir surette alakamızın bulunmadığını ve bu tür sakat anlayışların asla Risale-i Nur’dan kaynaklanmadığını açıklamak zorunda kalmış bulunuyoruz.”


x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23