Neden hassas incelenmiyor? MSÜ’nün listesinde firari FETÖ’cünün işi ne?
Milli Savunma Üniversitesi’nin (MSÜ) “Lisansüstü Öğrenci Adayları İçin Okuma Önerileri” listesinde firari FETÖ’cü Yunus Emre Açıkgönül’e ait kitabın olduğu ortaya çıktı.
yeniakit.com.tr
Hain FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 31 Temmuz 2016 tarihli ve 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Harp Akademileri, Askeri Liseler ve Astsubay Hazırlama Okulları kapatıldı. FETÖ’cülerin cirit attığı bu kurumların yerine aynı KHK ile Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) kuruldu.
FETÖ ile mücadele kapsamında kurulan MSÜ’nün faaliyetleri askeri personel ihtiyacını karşılamak için büyük önem arz ederken, üniversite yönetiminin gözden kaçırdığı ve hayati önem taşıyan bir ayrıntı, daha hassas olunması gerektiğini gözler önüne serdi.
Öğrencilere FETÖ’cünün kitabı okutuluyor
MSÜ’nün öğrenciler için yayınladığı “Lisansüstü Öğrenci Adayları İçin Okuma Önerileri” listesi incelendiğinde bir isim ön plana çıktı. Söz konusu isim Yunus Emre Açıkgönül… Açıkgönül, FETÖ firarisi olarak yurt dışında yaşıyor. Eskiden Dışişleri’nde memurluk yapan Açıkgönül, Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerilimde Yunan safında yer alarak alenen vatanına ihanet etmişti.
FETÖMETRE’nin mucidi olan ve çok sayıda haini ortaya çıkaran emekli Tümamiral Cihat Yaycı, 2023’te yayınlanan bir yazısında Açıkgönül hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Yapay zekâ tarafından Kahramanmaraş depremleri döneminde yapılmış Türk bebeği kurtaran Yunan itfaiyesi profil resimli aşağıdaki hesap, firari Dışişleri memuru FETÖ’cü yunus Emre Açıkgönül’e aittir. Bu şahıs 29 Ağustos 2020’de “Yunanistan’ın Seville Haritasının kağıt üzerinde karşılığı olduğunu ama Mavi Vatan’ın yayılmacı” olduğunu yazabilecek kadar Yunan sever tavırlıdır.”
FETÖ’cü Yunus Emre Açıkgönül’ün söz konusu paylaşımları şu şekilde:
Daha hassas olunmalı
MSÜ’nün okuma listesinde FETÖ’cünün olması, FETÖ’nün askeri darbe kalkışmasından sonra kurulan üniversitenin çalışmalarında daha hassas olunması gerektiğini gözler önüne serdi.
