Nasuh Mahruki, İBB’den para almamış. Biz de inandık!

Nasuh Mahruki!

Soyadı yüzünden “Ermeni” sanılsa da kendisi Osmanlı İmparatorluğu’nun Kaptan-ı Deryası Ali Paşa’nın 5. kuşaktan torunudur.

Ali Paşa, İsmet İnönü’nün Lozan’da, Yunanistan’a bağışladığı ve günümüzde Kemalistlerin gözde tatil mekânı olan Sakız Adası’nda yapılan bir savaşta, gemisiyle birlikte yanarak şehit olduğu için torunlarına, “yanarak ölen” anlamına gelen “Mahruki” soyadı verilmiş.

Nasuh Mahruki’nin büyükbabası Ali Cevat Mahruki ise Macaristan’daki eğitiminin ardından, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk inşaat mühendislerinden biri olarak pek çok projeye imza atmış. 1946 yılında ise 12 girişimciyle bir araya gelerek Garanti Bankası’nı kurmuş ve 1952 yılına kadar bankanın “idare meclisi üyeliği”ni yapmış.

Nasuh Mahruki’nin babası Cafer Cem Mahruki de kalburüstü tayfadan.

Türkiye’nin en iyi para koleksiyoncularından biri olan Cafer Cem Bey, “Türk Nümismatik Derneği”nin de başkanlığını yapmış. Para koleksiyonu ise dünya çapında eşsizmiş.

Tabii insan böyle bir aileden gelince, dağlara tırmansa bile para gelip onu bulmuş. “Kar leoparı” lakaplı Nasuh Mahruki, Everest’e tırmanırken, Yapı ve Kredi Bankası’ndan tam 60 bin dolar destek görmüş. 

•

1996’da AKUT’u kuran Nasuh Mahruki, şöhretini “1999 Marmara Depremi”ne borçlu. Başbakan Bülent Ecevit “uykusu bölünmesin” diye uyandırılmayınca, depremzedeleri enkazdan kurtarma vazifesi, extrem sporcuları olası bir kazada kurtarmak için kurulan AKUT’a kalmıştı. AKUT’un başında Mahruki olduğu için haliyle depremin “kahraman”ı da o oldu.

AKUT, depremdeki başarısından ötürü, Türkiye’deki 100.000’i aşkın derneğin içinde, Bakanlar Kurulu kararıyla ve yine Bakanlar Kurulu’ndan izin almadan yardım toplayabilen 9 dernekten biri oldu. Böylece para muslukları da açılmış oldu.

17 Ağustos 1999 depreminden önce yalnızca 26 üyesi ve kasasında sadece 10 doları olan AKUT’un, 2000 yılının sonunda; 130 asil, 200 aday üyesi ve kasasında 1 milyon 350 bin doları vardı. Buna bir de o günün parasıyla 25 milyar liralık devlet ödeneğini de eklediğimizde, AKUT artık devasa bir dernek olmuştu.

Artık ne AKUT eski AKUT’tu ne de Nasuh Mahruki eski Nasuh’tu.

Kâh İsrail’e temsilci olarak gidiyor, kâh Rauf Denktaş’a ‘Yılın Kuvvacısı’ ödülünü veriyordu. 

Hayat kurtarmak için AKUT’u kuran Mahruki, doğal afetler için strateji geliştireceğine, TV reklamlarında boy gösterir olmuştu. 

Dahası, derneğe gelir kapısı olsun diye üye dağcıları para karşılığında AVM’lerin camlarını silmek için “günlüğe” bile gönderiyordu.

•

Önceleri, “Bizim dernekte temel bir kuralımız var. Para, din, ırk ve politika konularını konuşmuyoruz” diyen Nasuh, zamanla AKUT’u boşlayarak, siyasi parti mitinglerinde görünür oldu.

Yetmedi! 

Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanını televizyon ekranlarında;

“Bu devran değişecek. Adaları verenler yargılanacak” diye tehdit etmeye başladı. 

Bu küstahlığından dolayı her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “yanınızdayız” şeklinde destek görse de siyasete bulaşması onun, AKUT’la arasını açtı.

Derneği sadece “kedi-köpek kurtarır” hale düşürdüğünden, gelen baskılara dayanamayarak 2016’da dernek başkanlığından istifa ederek, AKUT’un “Onursal Başkanı” oldu. 2019’un Temmuz ayında ise derneği “kurum kültürü ve değerlerinden kabul edilemez şekilde uzaklaşmış olduğu” gerekçesiyle “Onursal Başkanlık” görevinden de istifa etti.

•

Mahruki’nin istifasından sonra AKUT yine eski parlak günlerine döndü.

Eskiden sadece kedi-köpek kurtaran AKUT, 30 Ekim’de meydana gelen 6.6’lık İzmir Depremi’ndeki kurtarma çalışmalarına 18 farklı ekip ve 242 gönüllü ile katıldı. Enkazdan tam 9 kişi ile 2 hayvanı kurtardı.

AKUT, CHP’li İzmir belediyelerinin “çürük” raporlarına rağmen yıkmadığı binaların enkazında kalanların hayatını kurtarırken, Nasuh Mahruki ne yapıyordu biliyor musunuz?

“Akut Derneği”ne öykünerek kurduğu ve AKUT’tan tamamen bağımsız olan “AKUT Vakfı” sayesinde, CHP’li Ekrem İmamoğlu riyasetindeki İBB’ye “Deprem Öncesi Hazırlıklar” konulu 1’er dakikalık videolar çekiyordu.

*

Malumunuz, Akit önceki gün bu konuyu gündeme taşımıştı.

Dün de AKUT Vakfı gazetemize bir açıklama göndererek, İBB’den tek kuruş para almadan bu çalışmayı yürüttüğünü iddia etti. 

Şimdilik ortalıkta para alışverişini gösterecek herhangi bir belge olmadığından, AKUT Vakfı’nın açıklamasının kısmen doğru olduğunu varsayıyorum.

Fakat!

Nasuh Mahruki gibi geçmişte AKUT üyelerine ücreti mukabilinde AVM camı sildiren paragöz birinin…

Daha 2 gün önce, sırf Atatürk’ün hayatını anlattığı için Pınar Ayhan adlı bayana 320 bin lira ödeyen İBB’ye, parasız video hizmeti vereceğine de bir türlü kendimi inandıramıyorum..

Muhtemelen yakında kimin haklı olduğu ortaya çıkacaktır ama inşallah yanılan biz oluruz da İstanbulluların parası çakma bir vâkfa gitmemiş olur!