Psiklolog Arzu Günalay, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde yer alan süresiz nafaka uygulamasını eleştirdi.
YENİAKİT.COM.TR - Yürürlüğe girdiği 1988 yılından bu yana birçok mağduriyete neden olan süresiz nafaka uygulaması tartışma konusu olmaya devam ediyor. Psiklolog ve Stres Yönetimi Uzmanı Arzu Günalay, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde yer alan süresiz nafaka uygulamasını eleştirdi. "Erkek işsiz dahi olsa nafaka ödemekten kurtulamıyor ödeyemezse hapse giriyor. Nafakayı ödeyemediği için içerde olan o kadar çok kişi var ki çıktıktan sonra ceza çekmesi yetmezmiş gibi biriken nafakayı ve karşı tarafın avukat masrafları da yükleniyor sırtlarına." diyen Günalay, süresiz nafakanın İslam'a aykırı olduğunu belirtti.
BOŞANMA ÇILGINLIĞI
Aile kurumunun süresiz nafaka ile hasar gördüğünü ifade eden Psikolog Günalay, "Aile bir toplumu ayakta tutan, düzeni sağlayan, kaostan koruyan çok önemli bir müessesedir. Bu yüzden kadını korumayı hedef alan kanunlarımızın, kadını koruma hedefini aile kurumunu zedelemeden yapması gerekmektedir. Kadına pozitif ayrımcılık yasası ile birlikte bir boşanma furyası aldı başını gitti. İyi kötü devam eden bir çok aile yıkıldı gitti. Psikopat erkeklerden kadınları korumak amacı ile yapılan yasa, bir anda yasayı arkasına alan psikopat kadınların ‘boşanma çılgınlığına’ dönüştü. Çılgınlık diyoruz, zira tarihin hiçbir zamanında hiçbir ülkesinde görülmeyen bir şekilde boşanma enflasyonu yaşanıyor." dedi.
TRAJİK MANZARA
Alınacak tazminatlar, eşit mal paylaşımı, bağlanacak aylık nafaka gibi hakların birçok kadına evlilikten ve kocadan daha cazip hale geldiğini ifade eden Günalay, "Boşanma istatistikleri bu düşünceyi doğrular niteliktedir. Yıkılan yuvalar, tek kanadı kırık yaşama ve büyüme mücadelesi veren çocuklar... Ortaya çok trajik manzaralar çıktı. Boşanmış aile çocuklarının sayısı milyonu aştı ve bu da suç çeteleri için birer eleman adayıdır ne yazık ki. Bu duruma düşen çocukların ileride sağlıklı bir birey olup olamayacağı da ayrı bir tartışma konusudur." şeklinde konuştu.
KADINLARA İYİLİK DEĞİL KÖTÜLÜK YAPILIYOR
"Rahatça boşandığı eşinden sorunsuz bir şekilde aylık para alan kadınlara iyilik yapılıyor gibi gözükse de kötülük yapıldığı kanısındayım." diyen Arzu Günalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadını sadece dini nikahı ile evlenmeye ve sigortasız çalışmaya teşvik ediyor. Kadın evleniyor ama boşandığı eşi ona hala para ödüyor. Ne devlet biliyor bu durumu ne de boşandığı eşi… Adamın tekrar evlenmeye hakkı yok mu yani... Boşandığı eşi kadınsa, evlendiği bakmakla yükümlü olduğu kişi ve kız çocuğu kadın değil mi…Erkek işsiz dahi olsa nafaka ödemekten kurtulamıyor ödeyemezse hapse giriyor… Nafakayı ödeyemediği için içerde olan o kadar çok kişi var ki çıktıktan sonra ceza çekmesi yetmezmiş gibi biriken nafakayı ve karşı tarafın avukat masrafları da yükleniyor sırtlarına."
İSLÂM'DA İDDET SÜRESİ VARDIR
Nafaka uygulamasını İslâmî açıdan değerlendiren Günalay, "Ayrıca boşanmış kadına dinimiz İslam’a göre iddet süresi bitene kadar nafaka vermek farzdır. İddet süresi dolduktan sonra kadına nafaka vermek gerekmez, varsa çocukların nafakaları vermeye devam edilir. T.C. Kanunlarına göreyse boşanmış kadına evlilik süresi ister 1 gün olsun ister 10 yıl nafaka bağlandıktan sonra bir bitiş süresi yoktur." dedi.
İNSANLAR AHLAKSIZ HAYATA SÜRÜKLENİYOR
Günalay sözlerini şöyle devam ettirdi:
"15 bin 707’si 2017 yılında olmak üzere 5 yıllık süreçte toplam 40 bin 558 adet şikayet başvurusu Kamu Denetçiliği Kurumuna gelmeye devam etmektedir. Boşanmamaya teşvik edelim derken kadın cinayetleri erkek bunalımları, ahlaksız bir yaşama insan sürükleniyor. Mağdurlardan biri diyor 25 senedir nafak ödüyorum. Dile kolay çeyrek asır! Ölürsem nafaka kalkacakmış. Kalkması için bir 25 sene daha mı bekleyeceğim. Unutmayalım ki bu cinsiyet meselesi değil hak meselesidir. Dünyada herkes yaşam savaşı verirken insanın insana bunu yapması doğru değildir. Çığ gibi büyüyen bu sorunun bir an evvel önüne geçilmeli kimsenin hakkına girilmeden yetkililer buna dur demeli."
{relation id:396565 slug:'yuva-yikan-yasa-degisecek'}
