• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Mustafa Kemal’in gizli ve tehlikeli şahsiyeti

Yeniakit Publisher
2014-06-21 20:01:00 -
Mustafa Kemal’in gizli ve tehlikeli şahsiyeti

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı kitabının ikinci cildini düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı. Bu kitapta "Mustafa Kemal’in gizli ve tehlikeli şahsiyeti" ile alakalı Bediüzzaman’ın bu zamana kadar yayınlanan ve yayınlanmayan eserlerinden iktibaslar da yapıldı.

Rotterdam islam Üniversitesi Rektörü ve gazetemiz eski yazarı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı kitabının ikinci cildini düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Basın toplantısına Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Hüsnü Bayram ve Mehmet Fırıncı ağabeyler de katıldı ve kısa konuşmalar yaparak Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ü yaptığı bu çalışmadan dolayı tebrik edip memnuniyetlerini ifade ettiler.

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün açıklamaları şöyle:

“Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı eserimizin İkinci Cildini tamamlamaya muvaffak eden Allah’a hamd ve O’nun şanlı Peygamberi ile ashabına salat ü selam olsun.

Kitabın bu cildi Bediüzzaman’ın 1918-1934 tarihleri arasındaki hayatını ve daha önemlisi de bu dönem Osmanlı ve Cumhuriyet tarihini doğrudan ilgilendirmektedir. Bu eser, bir manada yakın tarih kitabı haline gelmiştir. Bediüzzaman’ın 1918’de esaretten dönerek İstanbul’a gelişinden 24 Temmuz 1934 yılında Barla’dan Isparta’ya getirilmesine kadar geçen kadar geçen hayatı ve mücadelesi hakkında, sağlam kaynaklara ve en önemlisi de doğrudan devletin arşiv belgelerine dayalı bir çalışma olmuştur. Risale-i NurKülliyatından yaptığımız iktibaslar ise, Envar Neşriyatın yayınları esas alınarak yapılmaya çalışılmıştır.



Değerli araştırmacılar ve okuyucularla paylaşmak istediğim bir konu bulunmaktadır:

Bu ciltte Mustafa Kemal’in gizli ve tehlikeli şahsiyeti ile alakalı Bediüzzaman’ın bu zamana kadar yayınlanan ve yayınlanmayan eserlerinden iktibaslar yapacağız. Bu iktibaslardaki tesbitler, Bediüzzaman’ın mahrem tutmasına rağmen hem Mustafa Kemal hayatta iken (1935 Eskişehir Mahkemesinde) ve hem de daha sonraki yargılamalarda gündeme gelmiştir; ancak hepsinden de müellif beraat eylemiştir.

Dolayısıyla “tarihte hiçbir şey gizli kalmasın” parolasıyla, biz mevcut belge ve kaynakların tamamını konuşturduk ve kararı okuyuculara, araştırmacılara ve tarihe bıraktık. Bunları yazarken 5816 sayılı kanun hükümlerini bilerek kalem oynatıyoruz. Zira biz de hukukçuyuz. Gaye, kimseye hakaret etmek değil, belgeleri konuşturarak gerçekleri ortaya çıkarmak ve tabuları yıkmaktır.
 
Burada şu itiraz gelebilir: Bediüzzaman Hazretleri karışık vaziyetlerde bu gibi meselelerin tartışılmamasını tavsiye etmektedir. Nitekim nakil aynen şöyledir:
 
“….hem şimdilik bu müşevveş vaziyetlerde çok zararlı hem hocaları, hem ehl-i siyaseti Risale-i Nur'a karşı cephe almağa ve tecavüz etmeye sebebiyet veren şapka ve ezan mes'eleleri ve deccal ve süfyan ünvanları, Risale-i Nur şakirdleri yabanilere karşı lüzumsuz medar-ı bahs ve münazaa edilmemek lazımdır ve ihtiyat etmek elzemdir ve itidal-i demmi muhafaza etmek vacibdir. Hatta sizde cüz'i bir ihtiyatsızlık, buraya kadar bize tesir ediyor. (Kastamonu Lahikası, sh. 248)

Bizim cevabımız basittir:

Evvela bu karışık haller –Allah’a şükür- kalkmıştır ve Bediüzzaman’ın kemal-i adalet ve hakkaniyetinin bütün çıplaklığıyla hem Müslüman milletimize ve hem de alem-i İslama anlatılma zamanı gelmiştir kanaatindeyiz.

Saniyen bu tür hadisler ve gaybi haberleri, en doğru şekilde açıklayan Nurlar olduğunu aleme göstermek gerekmektedir. Zira hem bazı ilahiyatçı geçinen kimseler ve hem de ehl-i ilhad bu noktalara itiraz etmeye devam etmektedirler. Hadiseleri ve delillerini gözlerine sokarak meseleyi bütün yönleriyle ortaya koymak bizim görevimizdir.

-----

5816 Sayılı Kanun Nedir ?
 
Resmi Gazete Tarihi ve No: 31/07/1951 - 7872
 
Madde 1:
 
f1. Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
f2. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
f3. Yukarıki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Kaynak : Risale Ajans
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23