Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı kitabının ikinci cildini düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı. Bu kitapta "Mustafa Kemal’in gizli ve tehlikeli şahsiyeti" ile alakalı Bediüzzaman’ın bu zamana kadar yayınlanan ve yayınlanmayan eserlerinden iktibaslar da yapıldı.
Rotterdam islam Üniversitesi Rektörü ve gazetemiz eski yazarı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, “Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı kitabının ikinci cildini düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Basın toplantısına Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerinden Hüsnü Bayram ve Mehmet Fırıncı ağabeyler de katıldı ve kısa konuşmalar yaparak Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ü yaptığı bu çalışmadan dolayı tebrik edip memnuniyetlerini ifade ettiler.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün açıklamaları şöyle:
“Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı eserimizin İkinci Cildini tamamlamaya muvaffak eden Allah’a hamd ve O’nun şanlı Peygamberi ile ashabına salat ü selam olsun.
Kitabın bu cildi Bediüzzaman’ın 1918-1934 tarihleri arasındaki hayatını ve daha önemlisi de bu dönem Osmanlı ve Cumhuriyet tarihini doğrudan ilgilendirmektedir. Bu eser, bir manada yakın tarih kitabı haline gelmiştir. Bediüzzaman’ın 1918’de esaretten dönerek İstanbul’a gelişinden 24 Temmuz 1934 yılında Barla’dan Isparta’ya getirilmesine kadar geçen kadar geçen hayatı ve mücadelesi hakkında, sağlam kaynaklara ve en önemlisi de doğrudan devletin arşiv belgelerine dayalı bir çalışma olmuştur. Risale-i NurKülliyatından yaptığımız iktibaslar ise, Envar Neşriyatın yayınları esas alınarak yapılmaya çalışılmıştır.
Değerli araştırmacılar ve okuyucularla paylaşmak istediğim bir konu bulunmaktadır:
Bu ciltte Mustafa Kemal’in gizli ve tehlikeli şahsiyeti ile alakalı Bediüzzaman’ın bu zamana kadar yayınlanan ve yayınlanmayan eserlerinden iktibaslar yapacağız. Bu iktibaslardaki tesbitler, Bediüzzaman’ın mahrem tutmasına rağmen hem Mustafa Kemal hayatta iken (1935 Eskişehir Mahkemesinde) ve hem de daha sonraki yargılamalarda gündeme gelmiştir; ancak hepsinden de müellif beraat eylemiştir.
Bizim cevabımız basittir:
Evvela bu karışık haller –Allah’a şükür- kalkmıştır ve Bediüzzaman’ın kemal-i adalet ve hakkaniyetinin bütün çıplaklığıyla hem Müslüman milletimize ve hem de alem-i İslama anlatılma zamanı gelmiştir kanaatindeyiz.
Saniyen bu tür hadisler ve gaybi haberleri, en doğru şekilde açıklayan Nurlar olduğunu aleme göstermek gerekmektedir. Zira hem bazı ilahiyatçı geçinen kimseler ve hem de ehl-i ilhad bu noktalara itiraz etmeye devam etmektedirler. Hadiseleri ve delillerini gözlerine sokarak meseleyi bütün yönleriyle ortaya koymak bizim görevimizdir.
-----
Kaynak : Risale Ajans